5.8-Bilinmeyen Kral'a Mektup-

Start from the beginning
                                    

"Çok güzel hissettim. Yüzü, dudakları, burnu, saçları herşeyi çok güzeldi. Ondan etkilendim." Omuz silkti. "Babam yüzünden hiçbir erkekle konuşmadım. Sadece abilerimle konuştum. O, namusa çok önem veriyordu. Gelecekteki kocamdan başka adamla konuşmam onun için büyük ayıptı. Evleneceğim kişinin prens veya komutan olmasını istiyordu. Bu yüzden bir aralar ordunun komutanı olan orta yaşlı bir adamla bile evlendirmeye çalışmıştı beni." Hafifçe burnunu çekti. Onun geçmişi kötüydü. Çok kötüydü. Çok acı çekmişti. Hatta bir kadının yaşayabileceği en kötü şeyi de yaşamıştı.

"Daha on üç yaşındaydım Veronica. Birgün odama geldi ve o adamla evlenmemi söyledi. Kabul etmedim. Evlenmemek için çok direndim. Daha çok küçüktüm. Evlilik nedir onu bile bilmiyordum. Üstelik adam benden yaşça çok büyüktü. Ama adam birgün savaşta şehit düştü. Ve ben ilk defa bir şehit haberine sevinmiştim." Kaşlarım hayretle kalktı. "Adam istiyor muydu?"

"O dünden razıydı." Yüzümü buruşturdum. Gerçekten bazıları çok iğrençti. Daha evliliğin ne olduğunu bilmeyen bir kız çocuğu ile evlenmek istiyordu. Bu kadar iğrenç birşey olamazdı. Yaşına başına bakmadan kızı yaşındaki kız ile evlilik hayali kurmak ciddi anlamda mide bulandırıcıydı.

Ayağım yumuşak birşeye değince kaşlarımı çatarak ayakkabımı kaldırdım ve iğrenç, ezilmiş sümüklü böcek ile karşılaştım. Midem bulanınca elimi ağzıma götürüp kusmamak için direndim. Fazla iğrençti.

"Veronica?" dedi Violet. Onu umursamadan çalılara koşup yere eğildim ve midemdekini çıkardım. Bu çok utanç vericiydi. Kocamın annesinin yanında kusmam çok utanç vericiydi.

Boğazım acıyana kadar öğürdüm. Sabah yemek yemediğim için midem boştu, bu yüzden fazla birşey çıkartmamıştım.

"Veronica!" diyerek kolumu tuttu Violet. Ona zorluk çıkarmamak için dizlerimi kullanarak yere oturdum.
"İyi misin kızım?" Başımı sallayıp yüzüme gelen saçları geriye ittirdim. Derin nefes alarak az önce yaşadığım şeyi atlatmaya çalıştım. Tanrım bu çok utanç vericiydi!

Rezil olmuştum!

Bu yüzden gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Sümüklü böcek beni şimdi mi bulmuştu?

Violet destek verircesine elini koluma koydu. "Geçti kızım tamam mı?"
"Özür dilerim iğrençti." dedim gözyaşlarımın arasından. Aslında ağlanacak kadar kötü birşey değildi ama son zamanlarda etrafımda dolanan sıkıntılardan biride buydu.

"Özür dileme. Herkesin başına gelebilir." Utançla başımı iki yana salladım. "Hizmetçilere de iş çıktı. Biraz daha dikkatli olsaydım o böcek ölmezdi."
"Olacağı varmış olmuş. Hem hizmetçiler bedavaya çalışmıyor. Kendini üzme tamam mı?" diyerek kollarını bedenime sardı.  Anne şevkati ile mutluluktan havalara uçarken Violet ile uzun uzun sohbet ettik.

Onunla sohbet ettikten sonra hizmetçilerden biri gelip Albert'ın çağırdığını söylemişti. Violet de bunun üzerine gitmişti.

Tek başıma biraz bahçede dolaştıktan sonra saraya girdim. Öğleden sonra buralar sakinliğini biraz kaybederdi. Hizmetçiler yavaş yavaş yemek hazırlıklarına başlardı.

Odada boş boş oturacağımı yada uyuyacağımı bildiğim için odama gitmedim. Salver'ı sadece sabah görmüştüm. Yine çalışıyordu. Bu aralar işleri yoğundu ve bunun nedenini bilmiyordum.

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now