13.Bölüm : Bu Bir Son Mu?

14 4 0
                                    

Arabaya binmiş ve yol almaya başlamıştık ve neredeyse yarım saattir yoldaydık. "Şey bir bara mı gitsek? Kafa dağıtırız." dediğimde Oğuz o kadar sevinmişti ki anlatamam. Mert bir şey demeden sürmeye devam etti.

"Ya abi o dizi nasıl öyle bitebilir ya. Ayrıca hayatımda yediğim en büyük spoiler bu oldu." dedim. Arkada bir dizi ile ilgili konuşuyorlardı ve son zamanlarda çok sık görmeye başladığım ve izlemek istediğim bir diziden spoiler yemiştim. Hayatımın şokunu yaşarken Mert geldik deyip arabadan indi. Kadıköy'de bir bara gelmiştik. Babamı arayıp haber verdim. 

"Baba biz Kadıköy'deyiz bizimkiler bir şeyler içeceklermiş. Ben konum atarım sana. Bir şey olursa da haber veririm. Hoparlörde mi? He amcam mı yanında tamam tamam. Merak etme amcacım. Şimdi konum atacağım gösterirsin babama da. Hadi öptüm ben sizi görüşürüz." dedim ve kapattım telefonu.

Teras katına doğru çıktık ve oturmaya başladık. Biraz oturup herkes ne içeceğine karar verdikten sonra siparişleri verdiler.

Siparişler geldiğinde herkes kafaya dikti içtiklerini. Bir tek  ben yavaşça içiyordum. Bir iki dakika sonra ikinci içeceklerini de söylediler. Herkesin kafasını dağıtmaya o kadar ihtiyacı vardı ki... 

Herkes neredeyse sarhoş olmuşken görmeniz gerekiyordu. Oğuz barda çalan şarkıya eşlik ediyordu. 

"Bir derdim var, artık tutamam içimde
Gitsem nereye kadar?
Kalsam neye yarar?
Hiç anlatamadım, hiç anlamadılar" diye Mor ve Ötesinin şarkısını söylüyordu.

Mert hala düşünür bir biçimdeydi. Kaan da Mertten aşağı bir durumda değildi. Talya da şarkıya ayak uydurmaya çalışıyorlardı.

İkinci kadehi içerlen hafiften çakır keyif olmaya başlamıştım. Yanımıza biri geldi ve kulağıma eğilip "Hanımefendi alt katta Sara Akkoç diye birini bekliyorlar. Siz miydiniz?" diye sordu. Kafam hafif gitmeye başladığı için ne dediğini anlamadan kafamı salladım ve adam "Size yardımcı olayım isterseniz." deyip kolumdan tutup aşağı doğru götürdü. Ne olduğunu anlamadan arkaya Mert'e doğru bakıyordum. İçimde bir şeylerin yanlış olduğunu söyleyen bir his vardı ama o an onu düşünemeyecek kadar kafam yerinde değildi.

Aşağı indiğimizde siyah bir araba vardı ve arabanın yanında da takım elbiseli adamlar vardı. Adamlar beni arabaya oturturken ben hala "Mert'e haber vermedim. Beni merak ederler." diyordum. O an aklıma canlı konum paylaşmak geldi. Arka tarafta yanımda kimse yoktu. Mert ile canlı konumumu paylaştım.

Beni ne zaman fark edecekleri belli bile değildi. Gerçi kafam hafif güzel olduğu için üzerimde bir rahatlık vardı ama bu sarhoşluğun ardından yaşayacağım paniği siz düşünün. 

Deniz kenarında bir yalıya gelmiştik yaklaşık bir yarım saat veya bir saat de olabilir emin değilim. Uçurum kenarındaydı. Adamlar beni kollarımdan tutup içeriye doğru götürdüler. Üst kata çıktığımızda hemen merdivenlerin karşısında ki odaya yerleştirdiler. Sonra birilerini arayıp kızı getirdik gibi bir şeyler deme başladılar. Sonra odadan çıkıp kapıyı da kilitlediler.

Yatağın üzerinde sızıp gitmiştim. Uyandığımda hava kararmıştı ve nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Telefonumu aramaya başladım ama bulamadım. Yataktan çıkıp kapıya gittim ve kapıyı açmaya çalıştığımda kapının kilitli olduğunu görünce paniklemiştim. 

Başım şiddetli bir şekilde ağrıyordu. Paniğim her geçen saniye daha çok artıyordu ve ne yapacağımı bilemiyordum. Kapının anahtar sesini duyunca sırtımı bir duvara verdim ve içeri kimin girdiğine baktım. Bir kadındı. Oldukça mutsuz görünüyordu ve elinde bir tepsi vardı. "Buyur kızım akşam yemeği." dedi ve hemen odadan çıkıp bir şey demem için bir fırsat vermedi.

Gizli Saklı - 1 & 2Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt