Arın (part2)

113 11 32
                                    

Selam... Uzun zaman oldu

-&-

Ateş sarayında sinirinden kudurmuş bir şekilde Daren'e bakıyordun. O ise suçluluktan dolayı yüzüne bakamıyordu. Deli lordun döndüğünü sana söylemeliydi. En azından kendini yatıştırmış ve sakin olur ne tepki vereceğini kendini hazırlardın. Fakat Lord Daren hazretleri sana bunu söyleme gereği duymamıştı.

Sinirle gözlerini açıp kapattıktan sonra

"Bana neden söylemedin Daren."

Gözlerini yerden çekip senin gözlerine değdirmişti.

"Arın söylememi istemedi-"

"Arın'ın sözlerini dinliyeceğini bilseydim ateş sarayına senin yanına gelmezdim Daren."

Dediklerine alaycı bir şekilde gülüp

"Başka seçeneğin yoktu ki yn ya hava sarayında kalıcaktin ya da benim yanımda ateş sarayında."

Dediklerinin haklılığıyla sus pus olmuştun. Doğru söylüyordu gidebilecek başka yerin yoktu. Titrek bir nefes bıraktıktan sonra

"Her neyse bundan sonra yapabileceğimiz bir şey yok."

Daren bu dediklerine kafasını salladıktan sonra bir şey söylemek için ağzını açmıştı fakat daha sonra vazgeçmiş olucak ki geri kapatmıştı ağzını.

Bu haline gözlerini devirip

"Çıkar ağzındaki baklayı iblis."

Dışarıya bir nefes verdikten sonra

"Yemek için hava sarayına gitmemiz lazım."

Dediklerine kaşlarımı alayla kaldırıp

"Ne yani kendimiz burada yemek hazırlayıp yiyemiyor muyuz? Elimiz yok mu bizim?"

Daren sabır çeker gibi bir süre durduktan sonra

"Hayır akıllı Sina davet etti. Eğer Arın'a lafını çaktıktan sonra gitmeseydin sana da söyleyecekti."

Kafanı sallayıp odana çıkmak için merdivenlere yönelmişken son kez arkandan Daren'in sesini duydun.

"1 saate hazır ol kraliçe."

En son dediğine göz devirip onun da duyabileceği bir sesle

"Kraliçe senin anadır."Dedin

Daren ise bu dediğine kıkırdamakla yetinmişti.

Sen ise odana çıkıp hazırlanmaya başlamıştın bile...

(1 saat sonra)

Üzerindeki mavi elbiseyi düzeltirken beyaz saçlarınla ne kadar uyumlu olduğunu düşündün daha sonra ise Daren'i daha fazla bekletmemek adına aşağı inmiştin. Daren seni görünce bir ıslık çalmış ondan sonra ne kadar güzel olduğunla ilgili iltifatlar edip senin onun koluna girmesini sağlamış ve sizi hava sarayına bedenlemişti.

Hava sarayına geldiğinizde herkes yemek masasında sizi bekliyordu. Evet,sona kalmıştınız. Size ayrılan yerlere -daha doğrusu boş olan yerlere- baktığınızda Sonay ve Nova'nın arası boştu. Diğer boş sandalye ise Arın'ın yanıydı. Daren hemen Sonay ve Nova'nın ortasındaki yeri kapmıştı. Sana da el mecbur Arın'ın yani kalıyordu. Oturduğunda Arın'ın gözleri sana dönmüştü ama sen çok takmayıp önündeki tabakla ilgilenmeye başlamıştın bile.

En son yemek bittiğinde hava almak için izin istemiş ve kalkmıştın fakat tek kalkan sen değildin. Bahçeye çıktığında serin havanın saçlarını ve yüzünü okşamasıyla gülümsemiştin. Daha sonra ise yanında bir ses duymuştun.

"Mavi sana yakışıyor kraliçem"

Gözlerini yanına çevirdiğinde gülümsemen solmuştu. Arın dibinde duruyordu.

Daha sonra bir süre daha böyle devam edemeyeceğinizi anlayıp konuşma kararı almıştın. İkinizde önceden bahsetmiş ve hatalarınız hakkında özür dilemiştiniz.

Sonuç ise artık arkadaştınız çünkü sen artık Arın için başka duygular hissetmiyordun ve o da el mecbur kabul etmişti. Sonuçta seni zorlamazdi ya?

-&-

Cok siktiri boktan bitti ama sadece istediğiniz için yazdım o yüzden umuyorum ki anlayışla karşılarsiniz

HGOİ×READERWhere stories live. Discover now