Mistletoe | Larry Stylinson [✔]

nineteen

Harry, yüzünü terk eden sıcak ellerin yokluğuyla kas katı buz kesilmiş gibi ona baktı bir süre sonra telefon ekranını gösterdi ''Geçen gittiğimiz kafe de birileri bizi çekmiş. Şuna bakar mısın? Sarılmalarımız ve öpüşmelerimiz bile net gözüküyor!'' Telaşlı bir şekilde hızlıca konuşurken Louis gerildiğini hissediyordu.

''Bu neden sorun olsun ki?'' Bir süre Harry'i izlemiş ve çatık kaşlarını bozmadan konuşmuştu ''Olivia'yı halletmemiş miydin zaten?''

Harry, elleriyle yüzünü kapattı yukarıdan gelen bildirimlere baktığında Jeff'in oldukça sinirli mesajlarını okumaya başladı. Sırf bir adam için New York'a döndüğünü ve bu yüzden de tasarımını ertelediğini bana söyleyebilirdin Harry. Kariyerin senin için bu kadar anlamsız olabilir ama bizi de zor duruma sokuyorsun.

Mesajı okurken git gide büyüyen gözlerine engel olamadı, o sırada aşağıdan onlara seslenen arkadaşlarını unutmuşlardı bile.

Louis'de kafasını telefona indirdiğinde mesajı okumasıyla gerginlik ve sinir kat sayısı artıyordu ''Jeff kim?''

Harry, şaşkınlığını gizlemeden Louis'ye bakmıştı ''Menajerim.''

Louis, kafasını sallamıştı ''New York'a gelmeden önce onlara haber vermedin mi?''

''Söyledim ama önemli bir işim var dedim yoksa gelemezdim ve sonrasında da seninle kafe de görüntülendim sorun da bu zaten!''

Louis, kafasını sallamıştı anlayamıyordu ''Harry bu belki de senin için önemli bir şey her adımını menajerine mi iletmen gerekiyor anlamıyorum, hem Jeff ne hakla bunu önemsizmiş gibi gösterir.''

Harry, kafasını sallamıştı karşısında ki adama bakmayı sürdürüyordu o çok parlak ve pratik aklı hep böyle zamanlarda donup kalıyordu. Hem de her şey güzelleştiği zaman bunların olması hiç güzel değildi.

''Buraya gelirken çok yakınımın hasta olduğunu söylemiştim ve bir anda kafe de görüntülendim Jeff ona sinirlendi.'' Harry, bir süre durup düşünmenin ardından telefonu tekrar kaldırmıştı ''Bekle Mike'a yazacağım, projeyi yaptığımız ve düzenlediğimiz adam. Belki ona durumu iletirsem beklemeyi hoş karşılar.''

Louis, iç çekerek Harry'i beklemeye devam ederken Harry'de panik içinde tuşlarda hızlıca ellerini gezdirmiş ve telefonu kapatıp daha fazla şey söylemeden telefonunu cebine koymuş Louis'ye bakmıştı.

Louis, ona emin olmak ister gibi bakışlar atarken derin bir iç çekip konuşmuştu ''Artık gitmemiz gerek Harry, hava kararmadan orada olmalıyız.''

Harry, kafasını sallayıp kapıya yönelse de Louis onun beline yerleştirdiği elleri ile durmasını sağlamıştı ''Oraya sadece 2-3 günlüğüne gidiyoruz bu yüzden kafanda bir şey kalmasın sen gereken mesajı attın bundan sonrasını da tatilden sonra düşünürüz. Tamam mı?''

Harry, sadece kafasını sallayarak yanıt vermiş ve Louis'de onun saçlarının arasına minik bir öpücük bıraktıktan sonra hızlıca aşağıya inmişlerdi.

Saat öğlen 4'tü bu yüzden hızlıca yola çıkmalıydılar, Louis sürücü koltuğuna yerleşirken Harry'de onun yanına yerleşmiş ve hızlıca yola koyulmuşlardı.

Harry ise bütün bir yol boyunca başına gelen bu konuyu düşünmüştü. Olivia ile görüntülenmesinin ardından Louis ile fotoğrafları sızmıştı. İnsanlar yine saçma salak söylentiler ortaya atıp Harry'nin adının kirlenmesine sebebiyet verirken bir yandan da Jeff böyle umursamaz olduğu için kendisini darlayacaktı bunu çok iyi biliyordu.

Bu her zaman böyle oluyordu Jeff oldukça katı bir insandı ve çoğu şeye tahammül edemezdi.

O sırada Harry'nin aklına bir şey gelmişti, belki de 3 gün sonra geri döndüğünde çalışacağı adamı, yani Mike'ı tasarımı New York'ta yapmak için ikna ederdi. Hem burada ki katılım İngiltere'ninkinden de fazla olurdu.

Harry, bunları düşünerek kendini sakinleştirmeye çalıştı tatilin tadını çıkarmak istiyordu, bazen gerçekten bunlar çok üst üste geliyordu ve Harry artık dayanamayacak noktaya ulaşıyordu. Bu yüzden derince iç çekti, Louis ise onun üzerinde ki gerginliği hala hissettiği için arada onu kontrol ediyordu ve sürekli izliyordu.

En sonunda Louis, radyoyu açıp ortamı yumuşatırken Harry hemen kendine gelmiş ve sadece sessiz bir şekilde kafasını cama yaslayarak yolu izleyerek arka da kısık sesle çalan şarkılara eşlik etmişti.

Asıl sorun ise Harry'nin medya tarafından yediği damgalar olacaktı, ama Harry buna sürekli mazur kaldığı için bir yandan da kendini 3 gün sonrasına hazırlamaya çalışıyordu. Derin bir iç çekerken hala kendisine bakan mavilere kaydı gözleri, kendini zorlayıp gülümsedi.

Bu gülümseme iyi olduğunu ve endişelenecek bir şey olmadığını hissettirmek içindi. Ama kendisinin de Louis'nin de çok iyi bildiği gibi, içinde onu rahatsız eden düşünceler bu gülücüğün arkasına saklanamayacak kadar büyüklerdi.