3

66 7 13
                                    

Kapı ikinci sefer çalarken zar zorda olsa yataktan kalkmış iki hapşırık eşiğinde merdivenlerden düşmeden inerken 'kim lan bu it?' diye düşündüm

Dün akşam ince kıyafetlerle -ki bunlar bi tişört ve baksır- üstümü örtmeden saçım ıslak pencere açık uyuyunca dışarıdaki fırtınadan odama dalan rüzgar sayesinde çok güzel hasta olmuştum. Kendimde kalkacak gücü bulamasamda inatla kapıyı çalan piç yüzünden kalkmak zorunda kalmıştım. Yok yani bide normalde çalmıyodu resmen kırarcasına uzun uzun çalıyordu şerefsiz. Şükürki merdivenlerden indim ve kapı deliğinden baktığımda acıyan boğazıma rağmen şaşkınla yutkundum

Lan bu yenilmez Mikey!

Acaba dün bana çarptığında ve özür dilediği için "Sen kimsinde bana özür diletiyosun lan?!" Deyip dövmek içinmi gelmişti?

Yok be canım, bunun için gelmiş olamazdı. Hem artık eskisi gibi değildim ben, en az onun kadar dövüşebiliyordum

Kapıyı üçüncü defa çaldığında kapının önünde kendi kendine konuştu

"Doğru adresemi geldim ben?"

Onu daha fazla bekletmeden kapıyı açtım. Kapıyı açtığımda gözleri ilk önce yüzümde sonrasındaysa biraz aşağı inerek bacaklarımı incelemeye başladı

Gereğinden fazla bakınca alayla sırıttım "Hoşuna gitti sanırım" cümlemle gözlerini bacaklarımdan çekti ve aynı ifadeyle bana baktı "Herkese kapıyı baksırlamı açarsın?" Dedikleriyle utanıp kızarızken arkamı döndüm

"Herkes kapıma sabahın köründe dayanmıyor"

"Şuan öğlen saatlerindeyiz, ayrıca ben senin yerinde olsam arkamı dönmezdim.."

Kalçama gönderme yapmasıyla daha da utanırken vücudumu tekrar ona döndürdüm "Neden geldin?"

Kaşlarını hafif çattı "Ken-chin için teşekkür etmeye gelmiştim ama," bana bı adım yaklaşrı ve elini alnıma koydu "Hastamısın sen?"

Elini alnımdan -her ne kadar teması hoşuma gitsede- çektim ve konuştum

"Biraz üşütmüşüm sorun yok, ayrıca teşekkür etmenede gerek yok. Herkes o durumda yardım ederdi"

"Hayır etmezdi başkası olsaydı bıçağı gördüğü anda ayaklarını götüne vura vura kaçardı"

Haklı olduğu gerçeğiyle gülümsedim.

"Şey tamam, başka birşey yoksa yatağıma geri döneceğim"

"Şey çok güzel çorba yaparım"

Aniden konuşmasıyla bön bön yüzüne baktım "Eee?"

"Yani Ken-chin'i kurtardığın için sana borçluyum. Teşekkür olarak sana çorba yapabilirmiyim? Hastasın ya iyide gelir"

He?

Ne diyo lan bu? Bunun Yenilmez Mikey olduğuna eminmiyiz? Çünkü o olmak için fazla kibar gibi

"Sen Mikey'sin değilmi? Tekmeyle adam öldüren yenilmez Mikey?"

Küçük bir kahkaha atarken beyaz ve sivri dişlerine hayranlıkla baktım. Gerçekten çok güzel gülüyordu anasını satayım

"Henüz öyle birşey yapmadım ama evet, ben Mikey'im"

"Beni zehirlemeyeceğin ne malum?"

Tekrar gülüp konuştu "Aşk olsun yaparmıyım ben öyle şey"

"Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin oğlum"

"Benim babam yok" demesiyle durdum. Ardından "Benimde yok" dedim. Uzun bir sessizlik oldu. Son kez 'girebilirmiyim?' dercesine baktı. Sabrı tükeniyomuş gibiydi. Tam reddetmek için ağzımı açmıştımki hapşırmamla bir adım geri gittim

ᴡʜᴏ ɪ̇s ᴛʜɪs ᴋɪᴅ? Where stories live. Discover now