yatağımda uzanmış dün akşam olanları düşünüyordum. araz geldiğinde onu geçiştirmiş ve odasına yollamıştım. henüz zamanı değildi damdan düşer gibi bu sizin babanız diyemezdim ruhsal sağlığını düşünmem lazımdı. ardından arjenle konuşmuştuk ve bana elfidanın tedavisinin hızlanması için yurtdışına çıkarmayı teklif etmişti, fakat kabul etmedim çünkü bizim ülkemizde de gayet son derece başarılı doktorlar vardı bundan mütevellit de bizim sorunumuz para, doktor falan değildi.
böyle tahmin etmemiştim, arjene anlatınca her şey daha kolay olur sanmıştım ve kendime kabul ettiremesem de yüküm az da olsa hafifler sanmıştım fakat her şey sarpasardı. ofladım derince, sonumuz nasıl olacak bilmiyordum, fakat tek istediğim kızımın iyileşmesiydi.
arjen bana ailesinin testleri yaptıracağından bahsetti ondan dolayı biraz da heyecan vardı galiba, ya uygun ilik bulunursa ondan sonra ne başıma gelirse gelsin her şeye yılmadan göğüs gerebilirdim.
yatağımdan kalkıp odamdaki banyoya girip kısa bir duş almıştım. ardından çıkıp giyindim, kot şortun üstüne uzun kollu crop giyip üzerine de beyaz blazer ceketi alıp giyindim ayağıma da beyaz, tabanlı spor ayakkabılarımı alıp son kalanları da tamamladım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
aşağı inip kahvaltı hazırladım elfidaya bol vitaminli meyve püreleri ve portakal suyu, ardından arasa da hazırladıktan sonra ellerimi yıkayıp yukarı aşklarımın odasına çıktım. elfida uyuyordu baş parmağı da ağzında emiyordu, hafifçe gülümsedim. doğduğundan beri bu hareketi asla yapmayı bırakmamıştı.
arasa döndüğümde onun da yeni yeni uyandığını anladım bana bakıyordu ona dönüğüm gibi gülümsedi. içim sıcacık oldu. yatağının yanına gidip şapur şupur öpüp bir taraftan yanaklarını sıkıp bir taraftan poposuna vuruyordum. kahkaha atıyodu oda. arkamdan gelen kıkırdama sesine döndüğümde elfidayı uyanmış bize bakarken gördüm.
çocuklarımda en sevdiğim huy buydu asla birbirilerini kıskanmaz ve zarar vermezlerdi. belki de arasın elfidayla yaşıt olmasına rağmen onu hep koruyup kollamasıydı bilmiyorum çünkü araz hep abilik yapardı kardeşine.
araz; elfidaya göre biraz daha uzun ve hafif kiloluydu, tabi elfidayla kıyaslarsak öyle yoksa bana göre oldukça zayıf.
dün arjeni gördüğümde arasın kime benzediğini daha iyi anladım. boyu, saçı, gözleri, ağzı hep babasıydı elfida ise; daha çok bana renkli gözleriyle ve beyaz teniyle bendi fakat ben siyah saçlıydım fakat elfida ise kumraldan daha açık bir saç rengine sahipti.
onlarla odada biraz oyalandıktan sonra ellerini tutup yavaşça aşağı mutfağa yürüdük.
ardından bir güzel kahvaltılarını edip, banyo yaptırdım. daha sonra evin bahçesine bez serip üstüne oyuncaklarını getirdim. bugün hava güneşliydi D vitamini alsınlar biraz da. kendime kahve alıp onlardan biraz ileride duran bahçe koltuk takımına oturup onları izlemeye başladım.
