31| ''I have no one but my husband.''

Start from the beginning
                                    

Onu asla bırakmayacaktı!

Nereye gittiğini derhal öğrenmeliydi! Bu suçlamaları inkâr etmek ve eşini kurtarmak için her şeyi yapmalıydı!

Eğer pes etme eğilimini bir kez reddedebilirseniz, sadece bir kez, mücadele etmekten korkmak yerine ileri doğru bir adım atarsanız, kırılan cesaretinizi yeniden toparlayabilirdiniz.

Ve Taehyung, bu zamana dek hep korkak davranmıştı: Babasının eşine baskı yaptığını sorsaydı öğrenebilirdi, ama öğrenmekten korktu ve hiç sormadı.

Öğrenirse, hiçbir şey eskisi gibi olmaz diye düşündü. En başında ailesini reddedip kocasına destek olabilirdi ama, yine korktu ve gerçekten kaçtı; Babasının daha büyük bir kaos çıkarmasından ve çocuklarının devlet tarafından geri alınmasından korktu çünkü. Bugün ise korkusuzdu. Artık Jungkook'tan başka kaybedebilecek hiçbir şeyi yoktu ve kocasını geri alabilirse, tüm dertlerinden sıyrılıp yeniden mutlu olabileceğine inanıyordu.

Çift kanatlı kapılar açılıp kapandı. Jungkook polis arabasına götürüldü. Taehyung peşlerinden giderken onu Yugyeom durdurdu. "Bay Jeon! Durun, boşuna gitmeyin..."

Taehyung bir an sersemledi, polis arabası çoktan çalıştırılmıştı. Tutuklanan eşinin peşinden koşmayı kesti. Kolları güçsüzce iki yana düştü. Araba, gözünün önünde ağır ağır uzaklaştı. "Yugyeom, onu neden götürdüler..."

"Size her şeyi anlatayım. Arabam şurada," otoparkın diğer tarafını işaret etti, "benimle gelin."

Taehyung sessizce Yugyeom'un peşinden yürüdü. Yugyeom'a güveniyordu. Adam her zaman Jungkook'un yanında olmuştu. Şu an bile, Jungkook'u ilk kurtarmaya gelen kişi oydu. "Şu an yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Sorgulanmasına izin verin. Sonra ne yapacağımızı düşünürüz. Olur mu?"

Yugyeom'un yatıştırıcı sesi Taehyung üzerinde işe yaradı. Birlikte siyah ve camları filmli arabaya bindiler. Patronunun eşi, sinirden ve heyecandan titriyordu. Yugyeom hemen ısıtıcıyı çalıştırdı, onun üşüdüğünü sanmıştı. İkisi de bir süre sessizce arabanın içinde oturdular. "Onunla gitmeliyiz."

"Bu bir işe yaramaz Bay Jeon."

"İşe yarayıp yaramaması umurumda değil! Kocamı bu hâlde asla yalnız bırakmam!"

Yugyeom böyle bir tepki beklemediği için sersemledi, "Emin misiniz?"

"Eminim. Hadi. Arabayı çalıştır."

"Ben okul bahçesindeyken herkes kameraları açıp Bay Jeon'un videolarını çekti. Videolar internete düştüğünde gazeteciler de karakolun önüne yığılmış olacaktır. Eğer eşiniz olsaydı, güvenliğiniz için eve dönmenizi isterdi."

Taehyung sürücü koltuğunda oturan Yugyeom'a ters bir bakış attı. "Ama eşim şu an yok. Tutuklandı. Onun yerine ben varım. Beni patronun olarak kabul etmiyor musun?"

"Elbette kabul ediyorum. Siz patronun eşisiniz. Ben ve diğer adamlar, Bay Jeon'a olduğu gibi size de saygı duyarlar."

"İstediğim şey saygı değil, Yugyeom. Sözümü dinleyip dinlemeyeceklerini merak ediyorum."

"Emretmeniz yeterli."

Taehyung arkasına yaslandı. İçini tuhaf bir rahatlık duygusu kaplamıştı. Bu mafya işlerine daha önce hiç girmemişti. Bugün ise, gerekirse, kocasını kurtarmak için o adamlara ihtiyacı vardı, "Gidelim."

Yugyeom bir kez daha, "Emin misiniz?" diye sordu.

"Eminim. İnan bana. Hiçbir şey umurumda değil artık. Kameralar, gazeteciler, magazin... Gerekirse boy boy fotoğraflarımı çeksinler, kimliğimi ifşa etsinler, herkes kim olduğumu öğrensin. Önemi yok. Ben sadece kocamı geri istiyorum ve onu alana dek ne gerekiyorsa yapmaya hazırım."

Paradise | TaekookWhere stories live. Discover now