Ardından önüne koyulan bir tabak.

"Yemen gerekiyor." Demişti Haechan. Dizinde hissettiği parmaklarla rahatlamaya çalıştı.

"Üç gündür doğru düzgün yemek yemedin. Lütfen, Jaemin." Renjun'un sert ama bir o kadar da şefkatli sesinden güç almaya çalıştı, yavaşça kaşığa sarıldı parmakları.

Birkaç yudum içti önündeki çorbadan. Tadı güzeldi, çok güzeldi.
Üzerindeki tedirgin bakışları hissedebiliyordu. Yine de kendini zorladı, tüm tabağı bitirdi yavaşça.

Dizindeki dokunuşlara omzundaki parmaklara minnettardı. İyi zamanda da kötü zamanda da yanında olan sevgililerine çok şey borçluydu.

Çalan telefonla birlikte Renjun ayaklanmıştı. Telefonu açtığı gibi mutfaktan çıktı. Dış kapının sesini duyan ikili de ayaklandı.

"Sürpriz!"
dedi Renjun peşinden gelen ikiliyle mutfağa girdiği sırada. Göz açıp kapayıncaya kadar Jisung abisinin üzerine atlamıştı. Hafif geri çekildi, abisinin gözlerine baktı, ardından tekrar sarıldı. Doyamıyordu yıllardır görmediği abisine sarılmaya.

"Hyung." dedi titreyen sesiyle. Ağlamamak için zor duruyordu.

"Ji." diyebildi sadece. Sesine güvenmiyordu o da.

Duygusal dakikaların ardından kısaca Chenle ile de sarılmış, herkes ikiliye hoşgeldin dedikten sonra el birliği ile sofra kurulmuştu. Kahkahalar eşliğinde yemekler yeniyordu. İkili bir yandan üç yıl içinde neler yaptıklarını anlatıyor, bir yandan da özledikleri ev yemeklerini yiyorlardı.

Üç yıldır dünyayı geziyordu ikili. Her ne kadar ülkelerini özleseler de yakalanma riskini göze almak istememişlerdi. Mark'ın davası hala devam ediyordu ve Jisung Chenle'nin de tehlikede olabileceğini düşünmüştü. Polis sistemine olan erişimini kaybetmesi de cabasıydı. Riske girmek yerine bir süre ortalarda gözükmemeyi tercih etmişti ikili.

"Bir şey soracağım ama alınmayın." dedi Haechan. Ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra devam etti.

"Neden geldiniz?"

Jaemin de bunu merak ediyordu. İki gün önce Renjun aniden ikilinin geleceğini söylemiş, başka bir açıklama yapmamıştı.

"Aslında, bunu biz de bilmiyoruz."

Jaemin ve Haechan eş zamanlı kaşlarını çatmış, meraklı ve anlamlandıramaz bakışlarla Renjun'a dönmüştü.

"Renjun?"
Her zaman olduğu gibi yemek boyunca da sesi çıkmayan Jaemin ile herkes suspus olmuştu. Sert bakışlarıyla Renjun'a bakan Jaemin herkesi korkutabilirdi ancak Renjun pek de etkilenmiş gibi durmuyordu.

"Bizi dinlemiyorsun, belki kardeşini dinlersin diye düşündüm."

Jaemin sertçe yerinden kalkmış, ellerini masaya vurmuştu. Sinirli olduğu fazlasıyla belliydi. Anlamaz ve korkak bakışlarıyla olayları çözmeyr çalışan Jisung ne yapacağını bilemeyerek abisinin koluna sarıldı. Kavga etmeleri istediği en son şeydi.

"Beni kardeşimle mi tehdit ediyorsun?"

"Tehdit ettiğim falan yok! Haftalardır sana dil döküyorum ama dinlemiyorsun! Ne yapmamı bekliyordun? Boynumu eğip gün geçtikçe erimene izin mi verseydim?"
Sesi koca evde yankılanmıştı. O da Jaemin gibi ellerini masaya vurmuş, karşısındaki bedenin yüzüne doğru bağırmıştı tüm düşüncelerini.

"Her gün belki yersin diye yeni tarifler öğrenmek, her yemek yediğinde acaba bugün de kusacak mı diye düşünmek, gün geçtikçe zayıfladığını, her gece acı içinde kıvrandığını izlemek ve hiçbir şey yapamamak..."

Gözlerinden akmaya başladı yaşları. Daha fazla kendini tutamıyordu, hıçkırıklarını bıraktı. Jaemin'in gözlerinin içine baka baka ağladı. Duygusuz bakışları daha da içini parçalıyordu. Jaemin'in bu kadar umursamaz olması daha çok canını yakıyordu.

Jaemin tam bir şeyler demek üzere dudaklarını aralamıştı ki bir anda gelen mide bulantısı ile ağzını kapattı. Hızla arkasını dönüp tuvalete doğru koşmaya başladı. Peşinden gelen bedenlerin tuvalete girmesine engel olamamıştı. Daha fazla dayanamadı ve sadece yarım saat önce içtiği tüm çorbayı çıkarttı.

Biraz nefeslendi olduğu yerde. Sırtında hissettiği dokunuşlarla yalnız olmadığının bir anda farkına vardı ve hızla kollarıyla klozeti görmelerine engel olmaya çalıştı. Bir yandan da gitmeleri için ittirmeye çalışıyordu sırtındaki elin sahibini.

"Jaemin." demişti sakin ses tonuyla Renjun. Sanki saniyeler önce bağırıp çağıran, öfkeyle yanan o değilmiş gibi sesinde anlatılamaz bir endişe vardı.

"Git. Gidin."
dedi zar zor çıkan sesiyle. Sonrasında seri bir öksürük krizine girdi. Klozete iyice sarıldı öksürükleri arasında.

"Kaldır kafanı. Derin nefesler al Jaemin!"
Korkuyla diğer yanına gelip bedenini kaldırmaya çalışan Haechan'a her ne kadar engel olmaya çalışsa da gücü tükenmişti. Omzundan çekilmesiyle geriye yaslanmış, herkesin şok içerisinde kalmasına sebep olmuştu.

Ağzından akan kanlar boğazına doğru süzülüyordu damla damla. Son birkaç öksürükle birlikte Haechan'ın da üzerini kana bulamış, biraz sakinleşince umursamadan koluyla ağzını silmeye çalışmıştı.

"Hyung..."





...

GERİ GELDİ! J bros herkesi derinden etkilemiş gibi duruyordu ben de kendimi tutamadım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

GERİ GELDİ!
J bros herkesi derinden etkilemiş gibi duruyordu ben de kendimi tutamadım. Umarım devam edebilirim bu fice.
Fikirlerinizi belirtmekten çekinmeyin!
Belli bir konu yok aklıma ne geldiyse onu yazıyorum valla.

Umarım beğenmişsinizdir!

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 13 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

J Family | nct dream Where stories live. Discover now