Bölüm 33 - Destina'nın Fotoğrafları

32 6 0
                                    

''Bir kadın, sevdiği adamı başka bir kadınla birlikte görmektense onu can çekişirken görmeyi tercih eder." 

- Balzac

Ateş'ten

Kapım büyük bir gürültüyle çaldığında salonda tüm dikkatimle kitabımı okuyordum. Gözlerim ilk önce saate kaydı; öğleden sonra dörde geliyordu. Sonra kitabın sayfasına bakıp onu kenara bıraktım. Ayraç kullanmazdım, bir şeyleri hatırlamaya çalıştıkça gelişen beyni tembelleştiriyordu.

Bir zamanlar kimin ne cüretle kapımı böyle çalabildiğini sorgulayıp öfkeyle hareketlenen bacaklarım bu kez sakin adımlar atıyordu. Kapıma cinayet suçlamalarıyla dayananların azmi tükeneli çok olmuştu. Şu an bunu yapabilecek cesarete sahip tek kişi hemen yan evde yaşayan Destina'ydı.

Kapıyı açtığımda onu öfkeden kızarmış biçimde gördüm. Saçları nemliydi. Ela gözlerini ise dumanlar sarmıştı. Bakışları benimkilerle birleştiğinde beni tam olarak göremediğini hissetim. Dumanın kaynağı olan harlı ateşe beni de çekmek istiyordu. Canımı, kendine de zarar vermek pahasına yakmak istediğini görebiliyordum.

Her ne olduysa gözü dönmüştü. Onu hiç böyle görmemiştim. 

Bembeyaz elleri ondan beklemediğim bir güçle göğsüme uzandı ve beni geri adım atmaya zorlayacak şekilde ittirdi. Göğsümden tok bir ses yükseldi. 

-Meğer evine misafir geliyormuş. Hiç görmememi nasıl sağladın?

Kapıyı ardından sertçe kapattı. Parlak saçları rüzgarla savruldu. Davetsiz misafirlerden nefret eden ben, evime bu şekilde dalışından hiç rahatsız olmadım. Rahatsız olduğum tek şey onu bana karşı böylesine kinlendiren şeyin ne olabileceğiydi. 

Çarpışın etkisiyle sallanıp duran çerçevelerin sesini duydum. Destina şimdi, üzerime atlamak isteyen bir kaplana benziyordu. Karşımda dimdik ve hareketsizce duruyor, öylece bana bakıyordu ama gözlerindeki yansımalar bana onun gerçek görünüşünü, asıl kimliğini sunuyordu.

-Neyden bahsediyorsun?

Dedim artık konuyu anlamayı umarak. 

Ama o kontrolünü kaybetmişti. Beni duymuyordu. 

-Ne cüretle beni böylesine aptal durumuna düşürürsün?

Ben aklımdan yaptığım şeyleri geçirirken o bu şekilde bağırıp yeni bir atakta bulundu. Beni bir kez daha, bu kez daha büyük güçle ittirdi. Bu saldırganlığına şaşırırken -çünkü bu durum genel mizacına pek uymuyordu, kontrollü birisiydi- önüme düşen siyah tutamların arasından ona baktım. Yüzüme doğru savurduğu yumruğundan rahatlıkla kurtulmayı başardım. 

Dövüşmeyi de nereden öğrenmişti?

Bana tekrar vurmaya çalıştığında kolunu havada yakaladım. Diğer eliyle karnıma vurmaya çalıştığında o kolunu da ince bileğinden tutarak durdurdum ve kollarını önünde bir araya getirip bedenini sıkıca tuttum. Kolları ellerimin arasında incecik kalıyordu ama güçlülerdi. Bu yakalayışla bedenini kolaylıkla çevirdim ve ona arkasından sıkıca sarılarak hareket etmesine engel oldum. Hem güç üstünlüğümü kabul edip durmasını hem de sarılışımla biraz olsun sakinleşmesini umuyordum.

İncecik kıyafetlerin sardığı vücudu son derece sıcaktı. Teninden yükselen temiz koku yüzümü saçlarına gömme isteği uyandırdı ama çözmemiz gereken sorunlarımız vardı.

-Fotoğrafları gördüm, Ateş.

Dedi boğuk bir sesle. Kollarımın arasında nefes nefeseydi, hiddetliydi. Oraya sığmıyordu. Bunu, onu duyup da afalladığım o ilk anda gösterdi. Anında kollarımdan kurtuldu.

Ateş'in EviWhere stories live. Discover now