Alex yavaşça kızına yaklaştı. Bir elini kızın yanağına koydu. Pera, tüm vücudunun titrediğini hissetti.

"Возвращайся к отцу целым и невредимым, дочь моя. (Babanın yanına sağ salim dön, kızım.)" Pera bu sözlerden sonda bir iki adım gerilemiş, Alex'in gözlerine bakmıştı.

Bu gözlerde daha önce görmediği bir şeyi gördü, sevgiyle karışık endişe. Sesini çıkaramadı ama Pera. Korktu. Alex'in Pera'ya verdiği her şey korkutucuydu. Misal uyurken omzunda kesilen saçları, on yedi yaşındayken kendinden otuz kırk yaş büyük adamların yanına gönderilmesi, her gece taciz edileceğim düşüncesiyle uyuması...

Bunlar... Korkunçtu.

Pera, başını bir kere aşağı eğdi ve tekrar yukarı kaldırdı. Oldukça hızlı yürümeye çalıştı. Hava yine karanlıktı. Yine etraf görünmüyordu. O zaten asla gün ışığında dışarı çıkmazdı. Kendine bunu ne kadar aşılamak istemese de, bu durum böyleydi.

Arabaya bindiler. Babası yine yanındaydı. Pera, ilk önce ön kısma baktı. Bir sürücü ve yanında oturan bir koruma vardı. Eğer rusça veya ingilizce konuşurlarsa o adamlar her şeyi anlardı. Düşündü Pera, bu adamların bilmediği bir dil düşündü. Gerçi zordu onların kullanmadığı bir dili bilmek. Hepsi en az yedi sekiz dil biliyordu. Babası da bu sayede Alex'in sağ kolu olmayı başarmıştı.

Birden türkmence geldi aklına. Babası türkmen göçmeniydi. Küçük yaşlarda hem Türkiye türkçesini hem Türkmenistan türkçesini öğrenmişti.

"Şol ýigitler bu dili bilenoklar, şeýlemi? (O adamlar bu dili bilmezler değil mi?" Babasının gözlerinden bir parıltı geçtiğini gördü Pera. Uzun süredir böyle konuşmuyolardı.

"Ýok, hatda düşünenoklar. (Hayır anlamazlar bile." Pera en sıcak gülümsemelerinden gönderdi babasına. Tarık denen o heriften nefret ediyordu. Tarık Pera'yı gördüğü yerde ona taciz edercesine yürüyor, sürekli temas da bulunmaya çalışıyordu.

İçi yanıyordu. Milyonlarca insan varken bunları yaşayanın kendisi olması içini yakıyordu."Kaka, men gorkýaryn. (Baba, ben korkuyorum.)" Turgut kızına sarılmak istedi, aklına ön koltukta ki adamlar geldi.

"Gorkma, gyzym, kakaň elmydama şu ýerde bolar. (Korkma kızım, baban senin için hep burada olacak.)" Biraz daha içinde ki korku dinmişti Pera'nın. Babası onu bırakmazdı ki.

"Mydama? (Hep mi?)" Turgut güldü. Burada olacaktı, en azından öyle düşünüyordu.

"Elmydama. (Hep)" Bu görev her ne kadar zorlu geçsede, Tuegur hep kızına yaklaşabileceği şekildeydi. Onu hiç bırakmamıştı... Söz verdiği gibi.

~

Bataklık Çiçeğime;

Güzel çiçeğim Pera, bu hayatta gördüğüm en güçlü kadınlar sen ve kardeşindir. Bunca yaşanmışlığa rağmen hala dimdik ayakta duruyorsun, başını asla yere eğmiyorsun. Buraya ilk geldiğim zaman perişan haldeydim. Çok sevdiğim sevgilimi kaybetmiştim. Ona onu sevdiğimi söyleyemediğim sevgilimi. Bunu okurken sakın üzülme, ölüler aldatılmaz. Bu fikir elbette insanlar arasında değişiklik gösterebilir. Benim fikrimde bu. Ben o perişan halimi seninle aştım. Senin gücünden güç aldım... Bu kağıda döktüğüm yazıların amacı çok farklıydı aslında. Ben yine kağıtta kendimden bir şeyler olsun istedim.

Alex'in örgütü senin üzerinden yürüttüğünü biliyorum. Tek bildiğim bu değil ama. Bundan fazlası da var. İmzaladığın kağıtların hiç biri kötü amaçlar için kullanılmıyor. Zaten kötü amaçla kullanılsaydı, baban bunu engellemek için her şeyi yapardı. Alex seni kötü etkiliyor ama sana imzalattığı hiç bir şey kötü bir amaç barındırmıyor. Geçen gün imzaladığın uyuşturucu sevkiyatı belgeleri vardı hani, onlar aslında uyuşturucu sevkiyatını durdurmak için imzalanmış kağıtlardı. Şunu bilmeni isterim ki, sen hala iyi birisin Pera.

Gri Asker Where stories live. Discover now