3. Bölüm: "Avalonia."

Start from the beginning
                                    

Sorusuna ne cevap vermeliydim ya da ne sormalıydım? Onda benim sorularıma cevap var mıydı?

Bunlar gerçek miydi? Gerçekten olmuş muydu, oluyor muydu? Ben neredeydim, buradan nasılsın çıkacaktım?

Bir tür paralel evren teorisi? Boyutlar arası geçiş? Fizik? Aklıma gelebilecek her şeyi sıralıyor düşünüyordum fakat hayır, asla bir cevap bulamıyordum. Belki de sadece evime gitmek istediğimi ve dedikleri kişi olmadığımı söylemeliydim. Anlayabilirlerdi.

"Hayır değilim." Dedim isyan edercesine. Değildim neden anlamıyorlardı?

"Bilmediğim bir yerde, hayatım boyunca duymadığım bir isimle bana seslenip duruyorsunuz. Nasıl iyi olabilirim?" Kadın kaşlarını kaldırdı, ilgiyle beni inceledi ve yanımdan uzaklaştı.

"Gidebilirsiniz Mia Hanım. Küçük hanımla ben konuşacağım." İsminin Mia olduğunu öğrendiğim hemşire kadın, ilk önce bu kadına selam verdi ve bana söz bir kez bakıp odadan çıktı. Kadında, karşımda ki masasında yerini aldı. Ellerini birbirine kenetleyerek masanın üzerine koydu.

"Ben Profesör Aria. Bu okulun müdiresiyim canım." Beklentiyle gözlerime baktı. İsmimi söylememi istiyordu fakat, dedikleri kişi bile değildim. O yüzden cevap vermedim. Benden bir karşılık bulamadığında, sormadığı sorusuna kendi kendine cevap verdi. "Sen de, Liora olmalısın."

"Hayır değilim." Diyerek net ve kendimden emin bir şekilde konuştum. Kollarımı göğsümde bağladım. Bunları sorgulamak yerine net bir konuşma yapmam gerekiyordu. Bu saçmalığın biteceği yoktu.

"Bakın, ben dediğiniz kişi değilim ve benim evime gitmem gerekiyor. Dört gündür burada kaldığımı öğrendim ve artık bir işim olduğunu sanmıyorum bile." Kovulmuştum eminim. Çoktan mail ya da dilekçe gelmişti. Buradan çıkınca birde iş aramam gerekiyordu. Harika. Çikabilirsem tabii...

"Bak canım." Dedi tane tane ve derin bir nefes alarak devam etti. Oldukça sabırlıydı ve ben onun gözünde ergen bir öğrenciden başka bir şey değildim.

"Sen buraya tam bir ay önce, yani ilk dönemin ikinci ayında geldin. Seni anlıyorum adapte olmaya çalışıyorsun, oradaki hayatını bırakmak ve bizimle gelmek zorunda kaldın fakat alışmalısın artık. Sen busun." Dedi bir şeyleri anlamamı beklercesine. Ama hayır anlamamıştım.

Bir ay önce. Ben buraya bir ay önce mi gelmiştim? Şaka olmalıydı bu. Neler duyacaktım acaba daha? Daha ben bu durumla baş edemiyorken, Liora sandıkları kız da bir şeylere alışmaya çalışıyordu demek. Kaderim buydu.

"Kafanı boşaltmak için ormana gittiğini ve talihsiz bir kazayla, düşerek yaralandığını öğrendim. Birkaç gündür uyuyordun, uyandığında böyle bir şeyle karşılaşmak seni şaşırttığı kadar bizi de şaşırttı. Fakat merak etme, Mia Hanım sende ki bu durumun geçici olduğunu söyledi." Hayır anlamıyorlardı. Asla anlamıyorlardı. Yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacım vardı şu an. Bu durum iyice çıkmaza doğru gidiyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum.

Ellerimi başıma koyarak, Derin bir nefes aldım ve sessizce mırıldandım. "Burası neresi?" Kadın, hiçbir şey demeden bi süre gözlerime baktı fakat bir süre sonra kibar bir şekilde gülümseyip, sorumu cevapsız bırakmamaya karar verdi. Bu kadının aklı başında görünüyordu.

"Burası, Avalonia'da özel bir okul. Avalonia Özel Güçler Akademisi."

Üzerimdeki battaniyeyi sıktım. Hayır yine bayılamazdım, Feriha gibi ayılıp bayılarak bir yerlere varamıyordum çünkü. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapattım. Duyduğum şey ile kalbim gerginlikten ve stresten hızlanmıştı. Burası gerçekten Avalonia mıydı? Neydi bu his? Kabullenmişlik, çaresizlik?

~Avalonia~Where stories live. Discover now