İyi de ne alaka bu görev mi yoksa vatanına ihanet mi etti umarım ilk düşündüğümdür. Ama ikinci ihtimalin olmasını düşündüğüm zaman yüzüm buruşmuştu ve bu da onun yani Furkanın gözünden kaçmamıştı.

-"Heval siz dışarı çıkın."

Yanındaki iki it çıkınca yanıma doğru yürüdü.

-"Hey umarım aklından vatanıma ihanet ettiğimi düşünmüyorsundur."

Dediği karşısında aşırı rahatladım. Derin bir nefes aldım.

-"Valla ne yalan söyleyşm aklıma ilk görev olduğu geldi ama yinede ikinci bir ihtimal olarak düşünmüştüm."

-"Kız şanslısın da bende bugün kampı patlatıp gitcektim beraber döneriz artık."

-"Ahh be ben eğlenmeyi düşünüyordum."

-"Üzülme üzülme artık başka kaçırılma durumlarında eğlenirsin."

Aramızda geçen muhabbetin saçmalığın fark edip ikimizde güldük.

-"Artık sana borcum kalmadı sen beni kurtarmıştın sıra bende."

Elindeki anahtarı bana uzatıp konuşmaya devam etti.

-"Çıktığım zaman yanına birini bırakıcam o adam yanından çıktıktan 5 dakika sonra sende hemen elindekilerden kurtulup çık hemen yan tarafta bombalar falan var onları da sana zahmet etrafa iyice yerleştir. Bende o sırada adamları yemek için bir yere toplayıp belgeleri alıcam. 5 metre ilerdeki büyük kayalığın orda da buluşucaz tamam mı?"

-"Her şeyi ben yapayım ama bizi kurtaran sen ol nerde adalet."

-"Planı ben kurdum,adamları ben oyalayacağım, zincirleri açman için anahtarları ben verdim, bombaların yerini ben söyledim. Tüm önemli şeyleri ben yaptın işte."

Dediklerine alayla sırıtıp

-"Benim bir bordo bereli vee Yüzbaşı olup senin komutanın olduğumu unutuyorsun herhalde."

-"Aman ben kıdemli üsteğmen sen yüzbaşı çokta bişi yok canımm. Neyse çıkıyorum ve özür dilerim."

Ben ne olduğunu anlamadan vurmaya başladı it herif az önce dediklerimin hıncını alıyordu. Azıma s-evdikten sonra çıkıp dediği gibi bir tane iti yanıma bıraktı.

5 dakika sonra başka bir it gelip çağırdı.

-"Patron çağırdı yemek vercekmiş."

Adam duydukları üzerine sırıtıp çıktı.

Bende beş dakikanın dolmasını bekliyordum.

YAZARIN ANLATIMIYLA

Görke orda kurtulmaya çalışırken Mardin'de işler karışıktı herkes Görkeyi arıyordu.

Bozkurt ailesi daha yeni kavuştukları kızları için endişeliydi.

Ayşe Hanım daha yeni bulduğu kızının yine kaybolması üzerine saygınlık geçirince hastaneye götürdüler. Gelinleride yanındaydı.

Albay tüm karargâhı ayağa kaldırmıştı hem askerini hem de biricik kızını bulmaya çalışıyordu.

(arkadaşlar yaptıkları biraz fazla gibi geldiğini düşünebilirsiniz ama sonuçta kızlarını yeni buldular onu da göz önünde bulunduralım.)

Abi tayfası ise her yere haber gönderip bulmaya çalışıyorlardı.

Gece timi ise her ne kadar üzülüp endişelenselerde hem bu durumlara alıştıkları için hemde daha fazla çalışıp nerde olduğunu bulmak için soğukkanlı kalıyordu.

Barış ise dağılmış haldeydi her ne kadar çevresi asker ile dolu olsada sevdiği kadının kaçırılması ona ağır geliyordu.

O sırada karargahın telsizine biri bağlandı dediği tek şey herkesin rahatlamasına sebep oldu.

(Arkadaşlar erkek takımının hepsi bşr haber gelir diye karargâhta timin dinlenme odasında Albay da dahil.)

-"Komutanım."

GÖRKENİN ANLATIMIYLA

5 dakika dolunca hemen anahtarla zincileri açıp dikkatli bir şekilde kaldığım oda gibi bir yerden çıktım.

Hemen sağ tarafa doğru gittiğimde cephanelik her şey burdaydı.

Her ihtimale karşı silah ve şarjör aldıktan sonra bombaları alıp yerleştirmek için dışarı çıktım.

Furkan itleri bana ters kalan bir yere toplamıştı ama kendisi kolaylıkla burayı görebiliyordu.

Benim çıktığımı gördüğünde göz kırptı.

Bende onayı alınca hemen bombaları yerleştirmeye başladım.

Tüm bombaları yerleştirdikten sonra büyük kayaya doğru yürüdüm.

Kayaya varınca aldığım dürbünle kampı izlemeye başladım.

Tüm itler oturmuş yemek yiyordu boğazlarında kalsın.

kız zaten son yemekleri

banane onu da haletmiyorlar.

Yaklaşık 10 dakika sonra Furkan elinde çantayla bana doğru gelmeye başladı.

Yanıma geldiğinde elindeki telsizi bana verdi.

-"Biraz uzaklaştıktan sonra patlatırsın bombaları."

-"Yaa tüh bende biz buradayken patlamayı düşünüyordum."

Alayla söylediklerimden sonra bana ters ters baktı şuan aramızda üst-alt ilişkisi yoktu normal arkadaş ilişkisi vardı.

Telsizi alıp bizim karargahın frekanslarına göre ayarladım.

-"Yüzbaşı Görke Aydın, Albayla konuşmak istiyorum."

-"Emredersiniz komutanım."

yaklaşık iki dakika sonra Albayın telsizine bağlandım.

-"Komutanım."

-"Görke"

-"Komutanım gayet iyiyim yanımda Kıdemli Üsteğmen Furkan var koordinatları size o söyleyecek."

-"Tamam Yüzbaşı hemen koordinatları söyleyin helikopteri gönderelim. Destek timine gerek var mı?"

-"Hayır komutanım zaten tüm kamp patladı."

-"Aferin asker."

-"Saol."

Telsizi Furkana verdim o da koordinatları albay verdikten sonra helikopterin iniş yapacağı yeri söyledi aramızda yarım saatlik yürüyüş mesafesi vardı oraya doğru yürümeye başladık.

Yaklaşık 1 saat sonra helikopter gelince bindik.

1 saatlik yolculuğun ardından iniş yaptık.

İnince tüm erkek takımını burda görmeyi beklemiyordum.

Albay direk karşımda bize doğru bakarken hemen yanına gidip temkil verdik.

-"Yüzbaşı Görke Aydın/Mardin"

-"Kıdemli Üsteğmen Furkan Aral/Balıkesir Görev başarıyla tamamlanmıştır komutanım."








SELAM CANLARIM BİR BÖLÜMÜN DAHA SONUNA GELDİİKK.

BİRAZ GEÇ GELDİ FARKINDAYIM AMA İLHAM KAÇMIŞTI BEE.

İSTEDİĞİNİZ BİR ŞEY VARSA BURAYA YAZABİLİRSİNİZ.

BÖLÜM HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZİ DE BEKLİYORUM.

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINN

SEVİYORUM SİZİİİ 😻💗❤️‍🩹






GÖRKEWhere stories live. Discover now