Kara Gözlü Faşist

145 10 3
                                    

Kahvehanede her zaman ki işlerle uğraşıyordum. Geliri idare ediyordu. Bu zamanda yaşamanın iyi yanlarıyla beraber kötü tarafları da vardı nihayetinde. Ama en güzeli de insanlar insandı. İllaki kötü niyetli olanları da vardı. Ama benim çevremde hep iyileri vardı. Annem hafızamı kaybedip yeni birine dönüştüm diye tabiri caizse zil takıp oynayacak derecede çok mutlu olmuştu. Bu ideolojik olaylardan uzak durmam onu epey mutlu etmişti.

Ali ise baya bozulmuştu bu kararıma, ama fazla belli etmemeye çalışıyordu. İsterse belli etsindi. Daha kararlı ve istikrarlı bir şekilde yaşayacaktım. Böyle dava işleri hiç akıl kârı gelmezdi  bana. Günümüzde de vardı bu tip olaylar ama bu kadar sıcak değildi tabi.
Bir de mahalle de bir kız vardı. Arada karşılaşıyorduk. Çok narin ve güzel bir kız. Aynı ahu gibi. Göz göze gelince utanıp kaçırıyor bakışlarını.

Aklıma gülünce yüzünde güller açan ahu gelince kendi kendime güldüm. Hoşuma gidiyordu herşeyi. "Neye gülüyorsun süt oğlan?" Beni düşüncelerimden çekip alan sese döndüm. Hay belasını siktigim. Ne ara gelmişti. Dibime kadar girmişti orospu çocuğu.

"Hayalimdeki ahu gözlere" dedim onu siklemeyip. Tezgah kısmına dönüp duvarda ki kare aynaya baktı. Bi kaç saniye sonra "Allahalla halbuki benim gözler ahu da değil, sen kara gözlüm diyecektin herhalde dimi gülüm."

İmasına karşılık sesli bir gülüş verdim. "Ulan Kürşat sende ki bu özgüven başına bela olucak demedi deme bak." Sandalyeleri ters çevirip bana yardım ediyordu. Çok sakindik bu gün. En son onu yumrukladığımda çekip gitmişti. Ertesi günler hiç karşılaşmamıştık. Daha yeni görüyordum şimdi.

"Başıma gelecek olan bela geldi bile süt oğlan" Bardakları dizme işi bitince anahtarı alıp yanına ilerledim. Son sandalyeyide masaya ters koyup bana döndü. Bakışları gözlerimde turluyordu. "Ben her gece seni düşünüyorum. Bana karşı değişen hallerini. Almış olduğun bu gardını artık indir. Beni bu beladan kurtar süt oglan, kafayı yemek üzereyim." Bakışlarımı ondan çekip derin ve sıkıntılı bir nefes aldım.

"Sen benden ne istiyorsun Kürşat açık ol?" Elini çeneme atıp tekrer bakışlarımızı birleştirdi. Normalde böyle hareketler fıtratıma çok ters şeylerdi. Ama artık bu olaydan çok sıkıldım. "Ben seni istiyorum, sana ve aramızda ki ilişkiye çok alıştım. Olmuyor hayatıma devam edemiyorum. Seni istiyorum Ferit."

Ağzımın içinden sinirle haspinallah çektim. Harbiden de katil olacaktım bu ibne yüzünden. "Sen beni anlamamışsın Kürşat. Ben eski Ferit değilim sana karşı en ufak bir hissim yok. İster alış ister kahrol ama hoşlandığım bir kız var yakında onunla evlilik yoluna girmek istiyorum. Yoluma taş olma ezilirsin kara gözlü." Elimle dışarıyı işaret edince bı kaç saniye daha yüzümü inceledi. Daha sonra kafasını sallayıp kahvehaneyi terk etti.

Bu adamın derdi neydi. Bir insan kendi  hemcinsi için bu kadar uğraşacak ne yaşıyordu içinde. Bu zamanda bile vardı demek böyle ibneler. Aklıma Taksim'de karşılaştığım bir ibne gelmişti. Kıvırta kıvırta elindeki renkli bayrağı sallayıp arkadaşlarıyla slogan atıyordu. Polisler gelip kalabalığı dağıtıp onları kovalayinca bizim mekana dalmıştı korkudan. Onu gören abiler polise teslim etmek isteyince arkama saklanıp bana sığınmıştı. Abilere polise teslim edicem diyip kolundan tutup dışarıya çıkarmıştım. İstesem polise teslim ederdim ama o an içim el vermemişti. Erkek güzeliydi orospu. Birde baya yalvarmıştı bana. Onu kurtardığımı anlayınca yanağımdan öpüp hızla kaçmışti ordan.

Arkasından bir süre bakmıştım kıvırta kıvırta koşması guldurmüştu beni. Şimdi aklıma gelmeside keyfimi yerine getirmişti. Hayatımda olan nadir komik anlardandi. Kepenkleri indirip eve doğru adımlarım. Bu Kürşat olayı böyle komik bir anı kalacak gibi durmuyordu.  Cılız ışıkların altında yürürken kara kara bu oğlanı yapacağımı düşündüm

"O söylediklerimden sonra vazgeçer belki bu sevdadan."

FERİT (GAY)Where stories live. Discover now