Aslında burda nasıl Ekime her şey oluyorsa,onada olmuştu.

Mavi kötü birisi gibi gözükebilirdi.Ama onu hayat değiştirmişdi.İstemezdi böyle olmasını.

Abilerinin onu sevmesini tabii ki,oda isterdi.Ama yapamazdı.Ortada dönen bir oyun vardı ve o bu oyunun piyonuydu.

Emre abisini çok seviyordu.Onunla vakit geçirdiği zaman sanki eski günleri unutuyordu.Onu Ekimden çok kıskanıyordu.Çünki abisi Ekimi daha çok seviyordu.

Her genç bir kız gibi oda abisinin sadece onun sevmesini istiyordu.

Emre Maviyle iyi anlaşmıştı.Ekimi tabii ki de çok seviyordu.Ama Ekimin o gün öyle konuşup Mavinin üzerine gittiğini gördüğü zaman Ekime bağırmıştı.

Biliyordu.

Hata yapmıştı.Bağırmamalıydı.

Ona sakin bir dille uyarmalıydı.

Ekim telefonlarına cevap vermiyordu.Son çare olarak Füsun hanımı aramıştı.Ona Ekimin neleri sevdiğini,hastalandığı zaman nasıl olduğunu,nelerden hoşlanmadığını anlatmıştı.

Merak etmeyin erik olayını anlatmamıştı.

Yarın ilk iş Ekimin kaldığı eve gitmek olucaktı.

Alp beyse şuan pazardaydı.

Evet,belki de hayatında çok az kez gittiği pazara  evladları hastalandığı  için meyve almaya gitmişti.

Onlara kendi elleriyle bir şeyler almak istiyordu.

Eve giderken Ekime kitab almayı bir yere yazmıştı.

Kızı hastaydı,sıkılmasındı.

O eliyle portakalların en iyisini seçerken Füsun hanım evlatlarına çorba yapıyordu.
Ekimi çok seviyordu artık.Evlatlarını eskiden nasıl seviyordusa onu da öyle seviyordu.

Abisinden aldığı bilgilere göre Ekim nar suyunu çok seviyormuş.Ona nar suyu da sıkmıştı.Çorba olarak merci çorbası yapmıştı.

Onu daha çok seviyormuş.Çorba hazır olduktan sonra tepsiye 3 kase koyarak içecekleri ve ilaçları koydu.Asansöre binerek hasta  bebelerinin yanına gitti.

Kapıyı tepsiyi bir eline alarak açtı.Üçü de uyuyordu.Kıyamadığı için uyandırmadı biraz.
Çok güzel uyuyordular.

Belki de yıllar sonra böyle huzurlu bir görüntü görmüştü.

Telefonu aklına gelerek cebinden çıkardı.Üçünün sarılı bir şekilde uyuduğu bir fotoğraf çekti.

Çektiği gibi aile grubuna gönderdi.

Evet,bu grubu ikizler açmıştı.

"Kızım,oğluşlarım.Kalkın hadi.Ananız size çorba yaptı."dedi ve üçününde ateşine bakmak için elliyle yüzlerini yokladı.

Şükürler olsun bir şey yoktu.

Ekim yavaşca kıpırdanmaya başlayınca bir az daha seslenmeye başladı.

EKİM NAZ'DAN

"Hadi,uyanın.İlaç içmeniz lazım."

Bir yerden sesler geliyordu ama tam çıkaramıyordum.

Öldük mü acaba ya?

Yok be ateşden ölmeyiz İnşAllah.

Gözlerimi hasta olduğum için zorla açtım.Tam derin bir nefes alıyordum ki,öksürmeye başladım.

Ama ne öksürme.Nefes alamıyordum.

Annem telaş yaparak beni oturur pozisyona getirdi.Elime nar suyu vererek içmemi söyledi.

En son ne zaman içmişdin?

Hmm.Galiba üvey olduğum günden bir gün önceydi.

Ana,sen bu kadar dayanırmıydın kız?

Dayana biliyormuşum işte.

Nar suyuna biraz sıcak suda katılmıştı.Çünki biraz ılıktı.

Anan seni düşünmüş,Ekim.

Biliyorum.Benden başka kızı yokki.

"İyisin değil mi,annecim.Babana söyleyeyim mi doktor getirsin he?"dedi annem telaşla.

"Yok,yok ben çok iyiyim.Hatta nar suyu içinde teşekkürler.Bunu içtim ya iyileşirim hemen."İnşAllah.

"Bir uyutmadınız he.Hasta olduğumuzda bile rahat yok."dedi Adarda oturur pozisyona gelerek.

Aras ise onu onaylayan mırıltılar çıkarmıştı.

"Aras,annem.Hadi sende otur da yemeklerinizi yiyin."dedi annem Arasın saçını okşayarak.

Arasda oturduğu zaman annem tek tek hepimize çorbadan vermeye başladı.

Çorbayı yiyip bitirene kadar çoğu kez gülmüştüm.Hatta bir ara nasıl güldüysem çorba boğazımda kalmıştı.

Bu aile sana iyi geliyordu Ekim.

Bu aile bana iyi geliyordu,Manda.







Bitti.

Nasıldı?

Bu bölüm yazar anlatımıyla yaptım

Gelecek bölümde görüşürüz.

Bayssss.

Ekim Naz/Gerçek ailem(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin