"Yürümek istemiyorum." Ağlamaya devam ettim."Ben seni istiyorum ama sen beni istemiyorsun."

"Hayda." Arkadan gülen Dilan'a göz devirdim."Gülüm ben seni neden istemeyeyim? Gül gibi sevdiğim var."

"Bana acıdığın için böyle söylüyorsun." Arkama yaslandığımda ağrıyan karnım yüzünden ağlamaya devam ettim."Karnım ağrıyor,çok ağrıyor."

"Ne yapayım?"

"Ne bileyim ben!" Oflayarak beyaz paraşüt pantolunuma baktım."Siz neden bana beyaz giydirdiniz!"

"Sen giydin, biz giydirmedik."

"Sen yorum yapma!" Dilan konuştukça sinirleniyorum."Hem sen niye geldin? Terbiyesiz!"

Ceketini benden alıp Dilan'a uzatan yüzbaşıya dik dik baktım."Üşüyormuş."

"Üşüyormuş?" Kafasını salladı."Üşüyormuş?" Kafasını aynı şekilde salladı."Sanane üşüyorsa ben veririm! Neden sen veriyorsun ceketini? Başka ceket mi kalmadı!"

"Kıskanç." Gülmeye devam eden Dilan'a döndüm.Emniyet kemerini önemsemeden üstüne atlayacağım anda Batur'un elleri tarafından sertçe koltuğa oturdum.

"Kaba ayı!" Ağlamam durmamıştı.

"Kıskanç keçi!" Ağlamamı durdurarak başımı omzuna yerleştirdim.Bu kadar kavga yeterli."Kıskançlar ile konuşmuyorum."

"Konuşma o zaman." Omzunu hareketlendirdi anda hızla tek koluna kollarımı sardım.Benim iki kolum onun bir koluydu,taş çatlasa.

Güldüğünü işittiğim anda telefonu çaldı, Dilan'ın."Efendim?" Heyecanladığını anlamam çok zor olmamıştı.

Heyecan ile konuştuğu kişiyi pek önemsemedim.Kocası olacak hali yok ya.

"Yüzbaşı biraz hızlansan mı saatlerdir yoldayız.2 saatlik yolu 5 saattir geçiyoruz." Abartma sanatını biraz fazla kullanıyordu."Çok mu abarttım?"

İkimizde aynı anda kafamızı salladık.

Başımı kaldırmadan yolu izledim."Seninle konuşacağız Gülce."

"Hangi konu hakkında?" Başımı hafifçe kaldırarak yüzüne baktım.

"Sence ne yapmış olabilirsinde ben sana konuşacağız diyorum." Bizim konuşmalarımız Dilan'ı pek ilgilendirmiyor olacak ki dışarıdan yola bakıyordu."Bana bak."

"Kavga etmeyelim." Başımı kaldırarak onun omzuna değil cama yaslandım."Kavga ediyoruz malum, konuşmayalım."

"En doğru karar."

Konuşmayacak mıydık şimdi? Neden öyle demiştim ki? Ah,salak kafam!

"Üzmeyin lan birbirinizi,sonra çok üzülürsünüz.Bunca yıldır beklemişsiniz bundan sonra da kavga gürültü ile geçirmeyin."

Dilan'ın ciddiyetine şaşırsam da mantıklı konuştuğu için sustum.

Üçümüz de konuşmadık.Yol hızlı geçtiği için aynı yola tekrar girdik.Ama bir kontrol vardı sanki.

"Lan! Turan Timi, gelmeyin! Komutanım,tuzak! Lan!" Hızla arabayı önüme atılan sis bombasından kaydırarak kurtardığında kapıya tutundum.

Arabayı durduğunda rahat bir nefes aldı.

"Altuğ,Altuğ." Hızla arabadan inen Dilan'a kaşlarımızı çatarak baktık.

"Ne oluyor?" Cevap vermeden arabanın anahtarını cebine attı."Konuşmuyoruz?"

Konuşmadan arabadan indiğinde hızla bende indim.Bana baktı konuşacağı anda geri sustu.

Karşımızda beliren adamlara baktım.Mülteciler sanki!

İntikam Bedelleri Where stories live. Discover now