"Hadiiiii mısırımı ver"
Ben şoktayken elimden çekilen kaseyle daha yeni kendime gelmiştim ki az önce keseyi götüren el geri gelirken elin sahibine bakmak için başımı hızlıca sol tarafıma çevirdim. Çevirmez olaydım.

Aslında kahverengi olan ama karanlık yüzünden siyah gibi duran gözler tam karşımdaydı, başımı o kadar hızlı çevirmiştim ki burnum burnuna çapmıştı. Yakınlık ve gözleri kısa süreli aklımı başımdan alırken ne yapacağımı bilemez bir şekilde ona bakıyordum ki onun yüzümü incelemeye başladığını anlamam uzun sürmedi.

Çillerime değen gözleri her saniye daha yavaş ve detaylı bakıyodu, boğazımda hissettiğim yanmayla yutkunmuştum ki onunda adem elmasının hareket ettiğini farkettim, içimde hissettiğim anlamsız duygu başımı hafiften döndürürken birden belimde hissettiğim el bendeki son aklımıda uçururmuştu gözlerim kendiliğinden kapandı dudaklarım aralanıncada derin soluklar almaya başladım.

Bu yaşadığım şey şu an hoşlandığımı hissettiğim adamla bu kadar yakın oluşumun getirdiği bişey değildi bu yıllar önce yaşadığım şeylerin tekrardan göz önüme gelişiydi.. yani korkunçtu...

Boğazımda hissettiğim yanmayla yumruk yapttığım ellerim titremelerimi önlerken dişlerimi de sıkmaya başlamıştım. Onunla veya başkasıyla böyle bir konuma gelip eskiyi anmak istemiyordum, elbet hayatıma birileri girecekti ama o hayatıma giren kişilerle geçmişimde yaşadığım gibi mutsuz olmak istemiyordum, ben bu duyguları yaşarken tedirgin olmak değil mutlu olmak istiyorum, aklıma gelen anılar yüzünden ağlama krizlerine girmek değil kalbime giren sevinç sancıları yüzünden kahkaha atmak istiyordum.

Gözümden süzüldüğünü hissettiğim yaş yavaş yavaş yanağıma doğru ilerliyordu ki onun kısık sesi yankılandı kulaklarımda.

"İyi misin ?"
Anında elini belimden uzaklaştırıp bunu sorması beni düşündüğü gibi iyi hissettirmeyip daha da kötü yapınca her iki gözümden de peşi sıra yaş akmaya başladı. İyi değildim ve hiç bir zaman iyi olamayacaktım.

Yanaklarımda hissettiğim elleri ilk başta tedirgin ufak hamlelerle gözyaşımı silsede benim yanağımı avucuna doğru bastırmamla aldığı derin nefes sonrasında başparmağıyla kuruladı yanaklarımı.

Evet ben yaralıydım ama bunun böyle devam etmesini istemiyordum, ben birini korkmadan sevmek istiyordum. Korkmadan sevmek ve sevilmek bu kadar zor olamazdı değil mi ?

Gözyaşlarım akmaya devam ederken oturduğum yere biraz daha alışan vücudum beni onun vücuduna itiyordu, kocaman elleri hâlâ yanağımdayken bir kedi gibi sırnaşıp başımı gerdanlığına yaslayıp derin nefesler almaya başladığımda onun benden farklı olarak nefes almaması garibime gitmişti, bir erkeğin hoşuna gitmezmiydi bir kızın kucağına oturup bu şekilde sırnaşması ?

Burnumu Mete'ye sezdirmeden sessizce çektikten sonra kucağımda duran elimi kaldırıp siyah kazağını sıkıyordum ki sol elim boşta kaldığı için onu da beline dolamıştım. Onun kolları kararsız bir şekilde durunca aldığım derin nefesle birlikte yanağımdaki eli saçlarımı bulmuş usul usul koşarken diğer eli ise kolumdaydı.

Bu yaptığı şey ağlamamla birlikte uykumu getirdiği için kedi gibi başımı daha çok sürtmüştüm olduğum yere, bacaklarımı da kendime doğru çekince artık tamamen kucağındaydım, istese bağırıp çağırıp beni kucağından indirebilirdi, bana hesap sorabilirdi ama onun yaptığı tek şey saçımı okşamaktı.

Bu düşünce içimdeki korkuyu az da olsa götürüp yerine saçma bir heyecan ve mutluluk bırakmıştı, bulunduğum konum o kadar rahat gelmişti ki başımı hafifçe yukarı kaldırıp burnumu boynuna deydirmiş kucağında olduğum adamın kokusunu içime çekmiştim. Ucu ıslak burnum tenine değdiği an titreyen beden çekinmeme o kadar olanak sağlarken gelen uykum bu düşünceyi elinin tersiyle itip benden beklenmeyecek hareketlere başvurmamı sağlamıştı.

Komtanım Da KomtanımDonde viven las historias. Descúbrelo ahora