"Dur!" dedi ama Barbar dinlemeden havlayarak Fisunu ısırmaya çalıştı. Fisun çığlık atarak ondan kaçmaya çalışırken Yıldırım,

"DUR!" dedi daha da sert ses ile. Barbar aldığı emirle son defa sakinleşerek Fisuna hırladı ve oturdu. Fisun korkudan Yıldırım'ın üniformasının tutarken Yıldırım,

"Ellerini üzerimden çek!" dedi. Fisun ellerini ateşe dokunmuş gibi  çekerken şovun bitmesiyle elimdeki tasma ile onlara doğru yürüdüm.. Fisunun başı bana dönerken hafifçe gülerek elimdeki tasmayı kaldırdım. Sesimin titrememesi için çaba sarf ederek

"Elimden kaçtı" dedim. Fisunun yüzüne gülümseme yerleşirken,

"Bir şeyi bölmedim dimi?" dedim. Fisun,

"Böldün. Öpüşüyorduk"  dedi. Yıldırımın başı hızla ona dönerken ben histerikli bir kahkaha atım.

"Benim bildiğim öpüşme birinin diğerine karşılık vermesi ile olur. İtmesi ve dudağını temizlemesi ile değil ama neyse ben sizi bölmeyeyim. Siz devam edin. Ahh tabi Binbaşı sana karşılık verirse" dedim hafif alayla. Sonra ona üsten bir bakış attım. Fisunun yüzü renkten renge girerken elimdeki tasmayı Yıldırım'ın eline bıraktım.

Yıldırım bana şaşkınlıkla bakarken Fisuna küçümeseyici bir bakış attım. Bu kadar basit bir kadın olacağını asla tahmin etmezdim. Kendisini istemeyen bir adamı öpecek kadar düşmesi onursuz bir kadın olduğunu göstermekten başka hiçbir şey yapmazdı onu. Onlara sırtımı döndüm. Yıldırım arkamdan,

"Albayın kızı" diye seslenmesini umursamadan sağlık ocağına gittim. Arkamdan gelecekti ki Barbarın durmaması gelmesine mani olurken sağlık ocağına girip kızlara hiçbir şey söylemeden çantamı alarak çıktım. Kızların benzi atmış yüzümden dolayı sordukları sorulara cevap bile vermeden çıktım askeriyeden.

Yağmur hafifçe yağıp beni ıslatırken umrumda bile değildi. Üstümdeki kaban yavaş yavaş ıslanırken benim gözümün önünde hala Binbaşı ile Fisunun öpüşmesi vardı.

Benim bakmaya doyamadığım adamı öpmüştü.
Benim sarıldığım, aşık olduğum adamı öpmüştü.
Benim bal gözlerine aşık olduğum Binbaşımı öpmüştü o kadın..

O görüntü gözlerimin önün gelirken sevgili olabilme olasılıkları bile midemdeki kelebeklerin aynı anda katliyami idi. Bu fikri kovuşturmak için  gözlerimi sıkıca yumdum ve hızlanarak askeriyeden iyice uzaklaştım. Amaçsız bir şekilde yürürken ıslanan saçlarıma karışan gözyaşlarım sinirden mi yoksa üzüntüden mi bilmiyorum.
Zorla öptüğünü biliyorum ama bu gördüklerimi değiştirmezdi.

Arkamdan gelen arabanın korna sesi beni korkuturken   Binbaşı'nın bağırışı ile ona döndüm.

"Albayın kızı!" dedi. Gözyaşlarımı silme tenezzülünde bile bulunmadan sinirle

"Ne var! Ne istiyorsun!" dedim.

"Konuşalım. Dur bir dakika" dedi ve arabayı sağa çekti.

Umrumda değildi. Onunla konuşmak falan da istemiyordum. Bunu açıklanacak bir tarafı asla yoktu!
Hızlı adımlarla çantamı sıkıca tutarak ilerledim. Arkamdaki ayak sesleri ve bana seslenmesini  bile takmadan yoluma devam ettim.

BİR KİBRİT YAK (ASKER KURGU ) +18Where stories live. Discover now