Uyuyan Güzel

12 2 1
                                    

Selam güzellerim uzun zamandır yenii bölüm atamıyordum fakat bunu telafi etmek için kocaman bir bölümle geldim yani şuana kadar paylaştığım bölümlerin en uzunu olacak bin yüz kelimelik güzel bir bölüm sizi bekliyor iyi okumalarr 

                                                                                      Bana Öyle Bakma - Teoman

                                                                                     ∆

"Ya İrem abla gerçekten yemek istemiyorum, çok doydum."

" Bu çorba bitmeden hiç bir şeye izin yok Karen hanım yengemi ararsam görürsün içmemeyi, yerinde olsam hemencecik içer kurtulurdum benden." dedi ve ağzıma bir kaşık çorbayı daha zorla tıktı. Ya ama benim midem bulanmaya başladı.

İrem ablam, hayatımın az bir bölümündede olsa yanında yaşayabilmek için üniversiteyi İstanbul'dan yazıp, yalvararak yanına yerleştiğim canım ev arkadaşım, zaten kuzen olduğumuz için bir hayli yakınız bu yüzden bir birimize alışmamız pek zaman almadı. Küçüklüğümden beri hep en yakın arkadaşım olmuştur. Bazen güzelliğini kıskanmıyor değilim çünkü esmer teni büyük koyu kahve gözleri o kadar güzel ki esmer güzeli deyimine o sebep olmuş adeta...

Düşüncelerimi bölen İrem ablamın ağzıma tıktığı bilmem kaç yüzüncü lokma oldu. Yüzümü ona döndüğümde elindeki kaşığı ağzıma tıkmak için ekmeği yutmamı beklediğini fark ettim. Uzattığında tekrardan reddedince kaşlarını çattı.

''İrem abla bak gerçekten yemek istemiyorum, beni biraz daha zorlarsan üstüne kusmak zorunda kalacağım.''

'' Beş kaşık daha yersen söz başka yedirmeyeceğim.'' diyorum ki kusacağım İrem ablam beş kaşık daha diyor.

''İrem abla değil beş kaşık bir kaşık daha bile yiyemem.''deyince İrem ablam sıkıntılı bir ifadeyle,''Yok bu böyle olmaz Karen. Kalk bir doktora gidelim.'' Hastanelerden nefret ediyorum, çünkü iğrenç kokuyorlar.

''Ya İrem abla hiç uğraşmaya gerek yok evden Parol falan yutarım geçer''İrem ablam hastaneye beni ölsede götüremeyeceğini bildiğinden,

''Peki Karen ben bir dolaba bakayım.'' dedi ve mutfağa doğru ilerledi. En fazla bir buçuk dakika sonra,

''Karen evde hiç ilaç kalmamış ben eczaneye gidip güzel bir grip ilacı alacağım''

''Tamam İrem ablam dikkatli git.'' derken doğrulduğum koltuğa tekrardan uzandım.

''Sende dikkat et cancağzım ben gelirim hemen'' dedi ve bu vedalaşmanın uzun süreceğini ve bitmeyeceğini fark ettiğinden anahtarını ve ceketini alıp çıktı, İrem ablam gidince gözlerimi kapattım yattığım yerde fakat çok geçmeden çalan telefon ile tekrar açmak zorunda kaldım, arayan İrem ablamdı.

''Karen arabam sanırım bozulmuş çünkü çalışmıyor. Nöbetçi eczane biraz uzak o yüzden geç kalabilirim merak etme'' dedi

''Tamam İrem abla dikkat et'' dedim ve telefonu kapattık. Bense uyumaya başladım.
                                                                             ∆
Çalan kapının sesiyle gözlerimi araladım, saate baktım. Henüz yarım saat olmuştu gelen İrem ablam olamazdı, zaten o gelse zile basmaz anahtarla açardı. O zaman gelen kimdi?
Ağır ve sarsak adımlarla kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda gördüğüm kişi beklenmedikti... Toprak gelmişti sevgiliyken beni aldatıp onu terkettiğimde ise bunu kendine yediremeyen, peşimi bırakmayan Toprak...
Kapıyı açtığım anda "güzelim beni özledin mi? " Dedi ve boynumu öpmeye başladı. Onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım ama değil uzaklaşmak yerinden bir milim bile kıpırdamadı. Leş gibi alkol kokuyordu. Sarhoştu, zaten bunu ayıkken yapamayacak kadar korkaktı.

Kurdele- Yalnızlığın SesiOnde as histórias ganham vida. Descobre agora