16

278 10 0
                                    

26

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


26.02.2024⭐️

Günlerin yorgunluğu üzerimden tamamen kalkmış bir şekilde gözlerimi açtığımda karşılaştığım sarı saçlarla dudaklarım iki yana kıvrıldı. Başı kalbimin tam üzerine yaslı, içerde deli gibi kuduran kalbimden habersiz o kadar güzel uyuyordu ki. Dakikalarca, belki de saatlerce onu izledim. Düzenli alıp verdiği nefeslerini dinledim, kolumda hafif oluşan ılık rüzgar, yüzüme gelen sarı saçlar..hayal denemiycek kadar gerçek ve bir o kadar imkansızdı benim için. Belimi kavrayan kolu sıkışırken karnıma kadar indirdiği kafasını kaldırıp uyku mahmuru bir şekilde bana baktı. Mavinin en güzel tonu.

Uyandığı an ki güzelliğini aklıma not ettim.

"Miray?" Dedi boğuk sesiyle. Sanki neden burdasın der gibi çıkmıştı sesi. O an karnıma kadar sıyrılmış yorganı fark ettim ama çok geçti. Bana bakar bakmaz olanları hatırlamış olucak ki üzerimden hızlı bir şekilde kalkarak yorganı boğazıma kadar örttü. "Ben özür dilerim. Üzerine nasıl çıktığımı bilmiyorum. Biraz dağınık yatarımda." Yatakta oturur hale gelmesiyle gözüken sırtına baktım anlık olarak. Gözüm bi daldı gibi. Ensesinde yazan garip yazı ve sırtının tam ortasında bıcağa sarılmış melek figürlü dövmede uzun süre takılı kaldım. Çok güzelmiş.

Dikleşmek adına ellerimi yatağa bastırdığım an, hazar ani bir refleksle dönerek kaymak üzere olan yorganı göğsüme bastırdı. "Yavaş ol. Ne kadar sıcakta kalsanda ani hareket etme, canın acıya bilir. Ben odadan çıktığımda kalkarsın." Gözlerime bakmaktan kaçınarak ayağa kalktığında rahatsız olmasın diye bir elimle göğsüme bastırdığı yorganı tutarak geri yattım. O odadan çıkana kadar ona bakmadım. "Sıcak duş alırsan daha iyi hissedersin." Dedi ve odadan çıktı.

Arkasından derin bir nefes alarak ayağa kalktım. Kapalı kapıda duraksayan gözlerim ifadesizdi. Hemen karşımda ki beyaz gardolabın aynasına düştü bakışlarım. Daha önce yapmadığım bir şeyi yaparak bedenimi izledim. Güzel miydi? Bilmiyorum. İnce bir belim yoktu. Ama çok kalında diyemezdim. Standarttı işte. Siyah südyenimden taşan göğüslerim ve ne kalın, ne de ince diyebileceğim bacaklarımla, balık etli kategorisine giriyordum bence.

Sena benim aksime ince uzun bir kızdı. kumraldı. Oda o kadar çok sıcaktı ki sobanın fişini çekerek banyoya girdim. Soğuk fayanslara basmak anlık olarak irkilmemi sağlamıştı. Şimdi burda ki şampuan ve lifler hazar'a mı aitti? Hadi canım. Kenarda duran mavi jilatinli şampuan kutusunu alıp burnuma yaklaştırdım. nane kokusu. "Alakası yok." Dedim tamamen küvetin içine girerken. Hazar'ın kokusunu tanımlamak imkansız gibi bir şeydi benim için. Eşi benzeri yok. Telefondan sıcak suyu ayarlayarak bedenime tuttum. Dün öyle bir haldeydim ki kaslarımın artık çalışmıycağını falan düşünmüştüm. Hazarın şampuanını saçlarıma dökerek köpürttüm. Ne kadar oyalandım bilmiyorum ama, hazarın bana seslenmesiyle çıkabilmiştim.

Mecbur olarak eski iç çamaşırlarımı giyip yerlere baktım. Hazar dün çıkardıklarını buraya atmamış mıydı? Belki yatağın altına girmiştir diye eğilip oraya bile baktım. "Şans işte kızım. Daha ne aranıyosun." Bir yanım sevinçten kudurarak, bir yanım çekinerek gardoloba ilerleyip açık mavi bir kapşonluyu, altına da gri bir eşorfman altını çıkarıp giydim. Bunun kolları biraz daha iyi olmuştu. Ama eşorfmanın paçalarını yine katlamam gerekmişti. Çıplak kalan ayaklarıma baktım bu sefer. Çekmecelerini karıştırıp çorap arasam kızar mıydı? Bence kızmazdı. Hemen gardolabın altında ki iki tane çekmeceyi açıp baktım. Şansıma ikinci çekmeceden çıktı. Kırmızı arabalı bir çorap.

Görmedin Yarı TextingWhere stories live. Discover now