|1| Tam Yol İleri ~

185 71 34
                                    


◁ㅤ❚❚ㅤ▷
𝙒𝘼𝙆𝙀 𝙈𝙀

| 1. BÖLÜM |

Bayan Terra'nın hadsizce odama girmesiyle uyandım;

"Geminin kalkmasına yarım saatten az
kaldı kalk ve güverte temizliğine başla."

Terra konuşmayı sevmezdi hatta bazen sorularıma cevap verme tenezzülünde bile bulunmazdı.
Tera'nın topuklu ayakkabısının tahta zemine vuruşuyla birlikte eski yatağımdan kalktım.

Birinci sınıf yolculardan arakladığım işlemeli geceliğimin düğmelerini birer birer çözdüm . Bir gardrop'um olmadığı için kırık boy aynasının üstüne doğru fırlattım. Giyinmek için perdeleri çektim, ve kapıyı kilitledim. (bu düşük bütçeli gemide her an bir sapık gelebilir) Kırık beyaz gömlek elbisenin üstüne kahverengi korseyi geçirdim panto askılığının yanında duran ayakkabılarımı almaya eğilirken Terra tekrar alacaklı gibi kapıya vurmaya başladı;

"Hızlı ol ahmak! Beş dakikadan az kaldı."

"Tamam bayan Terra bitti sayılır."

Şuan iş için bu gemide olmasam ağzının payını vermiştim. Ahmak mış!

İş den kovulmamak için hızlıca bir ayakkabıyı ayağıma geçirdim diğerini de giyerken elma çuvalından bir elma kaptım. Bir ısırık aldım. Elmayı ağzımla tutarken saçımı toplamaya başladım. düşük bir topuz yapacaktım. Sımsıkı bir topuz yaptıktan sonra nihayet kapıyı açtım.

Kapının yanında duran saman süpürgeyle etrafı süpürmeye başladım ilk olarak kendi odamında içinde bulunduğu hizmetkarların ve motor görevlilerinin odalarına çıkan koridoru süpürdüm.

daha sonra koridorlarda ilerleyerek üst güverteye giden merdivenlerden hızlı adımlarla çıktım yolcular saniyeler sonra binecekti ve ordan oraya giden karmaşa halindeki yolcuları görmek hoş olmazdı Güverteye çıktığımda kasvetli kara havayla baş başa kaldım güvertede tek kuş bile uçmuyordu ve hiç kimse yoktu. Yolcuların bu sefer diğer güverteden bineceğini düşündüm elma çöpünü dalgalı denize atarak koşmaya başladım. Bu koca gemide özgür bir kuş gibi süzülürken direğe çarptım. başımı yukarıya kaldırdığımda bir direk değil ama direk kadar sert olan kaptan bay Conroy'la karşılaştım

"Burayı oyun parkımı sandın Elm? Gemini yol almasına Bir buçuk saat kaldı neden bu kadar erken kalktın işcilere fahişelik yapmak içinmi? madem bu kadar erkencisin bana biraz kahve pişir."

Ağzım açık kaldı. Tam cevap verirken bar kaptanın göz hareketlerini gördüm gözleri bana "yapma sus" Diyordu sanki

"Tamam bay Conroy. Yine az şekerli mi?"

Gözlerini kırptı ve gemi kıçına ilerledi. Her şey aşşağılık Terra yüzündendi. gidip ona nefretimi kusmak vardı ama nafile. bu olayıda içimde bir yerlere sessizce fırlattım "işçilere fahişelik yapmak içinmi?!" Biliyorum nefretim gün geçtikçe kelime kelime silinecek ama keşke silinmese orada öyle tıpkı ilk günkü gibi kalsa ama benim temiz kalbim buna karşı geliyor.

Terra'nın kendi kamarasının penceresinden beni izlediğini gördüm ona nefret dolu gözlerimle bir bakış atınca perdeyi örttü ayyakkabılarımı çıkardım ve çıplak ayaklarımla bar kaptanın yanına ilerledim bir elimle ayakkabılarımı tutarken bir elimle sımsıkı bağlı olan saçlarım açtım. Açar açmaz rüzgarın dalgaları saçımı ordan oraya savurdu bar kaptanı bay Jason'a "ağır bir şeyler ver" dedim öylece güvertede uçan kuşları izledim ve sadece düşündüm. Annem ve babam hayatta olsaydı bana bana böyle kelimeler söyleye bilir miydi? şayet söylese bile babam onun iş hayatına son verirdi. Annem ve babam olsaydı çalışmazdım orası ayrı ama sonuç olarak yetim ve öksüzüm. sapık yolculardan biri birşey yapsa sığınacak bir kapım olmaz genel evler hariç ordakiler benim kadınsı vücüduma ve güzel yüzüme bayılırlar.

 ~ Pranga Zinciri ~Where stories live. Discover now