"Bebeğim...bebeğim...bebeğim!..."

Nilüfer giderek kısılan sesinin ardından yattığı yerden sıçradığında, terden sırılsıklam olmuş vaziyette yataktan istem dışı," Bebeğim!" diye bağırdı. Düzensiz ve hızlı nefesleriyle kocaman açılmış irisleri etrafı incelediğinde, bir anda bedenini kendisini saran sıcak kolların arasında buldu.

"Nilüfer Çiçeğim iyi misin?" Alparslan'ın şefkat dolu sesiyle konuştuğunda, Nilüfer biraz daha nefesini düzenledikten sonra kurumuş dudaklarını araladı," Kabus gördüm. İkiz bebeklerimiz oluyordu, Baron gelip birini aldı benden. Elinden alamadım bebeğimi." rüyasını anlatırken titreyen sesiyle Alparslan, Nilüfer'in saçları arasına derin bir öpücük bıraktıktan sonra onu iyice göğsüne bastırarak saçlarını okşadı. Kollarının arasında korkuyla titreyen beden giderek sakinleştiğinde Alparslan, Nilüfer'in yüzünü avuçlarının arasına alıp Nilüfer'in irislerine bakmasın sağladı.

"İkiz bebek ha!" dedi, ve güldü. Ardından," Merak etme, bebeğimiz iyi. Hem ben buradayken kimse ne sana ne de bebeklerime bir şey yapamaz," dedi. Nilüfer biraz daha sakinleşmişti, Alparslan bunu fırsat bilerek ayaklandığında," Sen şimdi burada bekle, ben bir kadın doğum uzmanı arkadaşımdan rica edeceğim, gelip seni burada muayene etsin, hem sende bebeğinin iyi olduğunu kendi gözlerinle gör," diyerek odadan çıktı. Odadan çıkmasıyla etrafta başka kimsenin olmadığını yeni fark etmişti. Hala tam olarak kabusun etkisinden çıkamasa da derin bir nefes alıp etrafına baktığında, odanın içerisini keman sesi doldurdu. Nilüfer sesin nereden geldiğini anlamak için kafasını sesin geldiği yöne çevirdiğinde, hemen yanındaki çekmeceli komodinin üzerinde Alparslan'ın telefonunu fark etti.

Keman sesinin telefondan geldiğine kanaat getirmesiyle, telefona uzandı. Ekrandaki 'Ceren'im' yazısını görünce telefonu açtı:

"Ah sonunda açabildin abi! Nilüfer yengem uyandı mı, iyiler mi?" Nilüfer telefonu açar açmaz Ceren direkt konuşmaya başladığında, Ceren'in sesindeki tedirginlik Nilüfer'in istemsizce sırıtmasına neden olurken," Merak etme uyandım. Abin şimdi doktor çağırmaya gitti, bebeğinde iyi olduğunu söyledi." dedi.

Nilüfer'in cevap vermesiyle hemen telefondan hışırtı sesleri geldiğinde, ince bir çığlığın ardından telefondan Fatih'in sesi yükseldi," Kevser çek toynağını! Kardeşimle konuşacağım, hem sen git Yeşim ile ilgilensene!"

"Senin kardeşinde benim bibim mi?!"

"Bibi ne be?"

Fatih ve Kevser arasındaki kavga sürerken, tekrardan telefondan hışırtı sesleri geldiğinde, bu sefer Talat konuşmaya başlamıştı." Yengeh sen onların kusuruna bakma. Normalde hastanedeydik ama Yeşim, bizim Ceren ve Zühre Hanım'a zorluk çıkarınca eve gelme durumunda kaldık. Ciddi bir durum yoktur inşallah?" Talat konuşmasını bitirince, Nilüfer sonunda telefonun sakin birisinde olmasına şükrederek," İyiyim ben Talat, onlara da söyle didişmesinler. Kontrolden sonra geliriz herhalde." dediğinde, o anda aklına annesi ve babası gelmişti. Aklına gelen kişiler ile gözleri kocaman açılırken," Talat annemlere falan haber verdiniz mi?" diye sordu.

Sorusu karşısında iki tarafı da büyük bir sessizlik hakim olduğunda, bir dakikalık beklemenin ardından Talat tekrardan konuşmaya başladı," Valla Nilüfer hem seninkiler, hem de bizimkiler haberleri görmüşler. Birde bunun üzerine sana ulaşamayınca iyice telaşa kapılmışlar, şuan İstanbul'a geliyorlar. Ama şuan ki durumundan bahsetmedik zaten yeterince gergin ve korkmuşa benziyorlardı." dedi.

Duyduklarıyla Nilüfer o okuduğu haberlerin başlık ve satırları tek tek gözünün önüne geldiğinde, içinden' onlar gerçek miydi?' diye geçirdi. Giderek sabahtan beri yaşadıkları hafızasında yer ettiğinde, sıkıntılı bir nefes verdi. Yine aynı şey oluyordu. Alparslan'ın başı Adnan'ın cinayetiyle beladayken, aileleri tekrardan bu kaosun içerisinde canlarını tehlikeye atacaklardı. Nilüfer gerginliğinin verdiği öfkeyle," Ya bu adamlar akıllanmayacak mı? Baron daha önce bunları kaçırdı, ya şimdi de onun devamı olan kişilerle uğraşıyorsak ve yine aynı şeyler olursa?" diye hayıflandı. Karşı taraftan ses gelmemişti. Bu sessizlik ona hak verdiklerini gösteriyordu.

Nilüfer ÇiçeğiWhere stories live. Discover now