Taehyung duyduğu bağırma sesiyle hızlıca geriye çekimişti, Jeongguk bir anda geriye çekilen sevgilisine bakarak seslice ofladı. "Vakit çok geç değilken Mingyu'yu eve geri mi şutlasak?" diye bezmiş sesiyle konuştu.

"Ya ama Jeongguk, benim bir planım var diyorum, şöyle diyip durmayın sonra bozulup kendisi gidecek."

Onun dediğine iç çekerek kafasını salladı ve arabanın anahtarını çıkardı, kapıyı açıp dışarı çıktığında Jimin ve Yoongi'nin görevlilerle konuştuğunu görmüştü.

"Güzelim gel biz de gidelim, şu bahçe işini de sorarız hem." dedi Jeongguk arabayı kilitlerken, o sırada Taehyung da atkısını düzelterek sevgilisinin yanına gelmişti. Üşümeye başlayan ellerinden biriyle Jeongguk'un elini tutarak birleşik ellerini onun ceketinin cebine, diğerini de kendi cebine sokmuştu hızlıca. Jeongguk onun bu hareketine bakarak gülümsedi, Taehyung ise gözleriyle hamaklı bahçeye bakmayı sürdürüyordu. El ele yürürken Yoongi ve Jimin'in yanına varmışlardı.

"Merhabalar," dedi Jeongguk karşılarındaki görevliye, o sırada Jimin ve Taehyung birbirlerine sarılıyorlardı. "şu bahçeye kışın girilebiliyor mu? Herhangi bir yasak falan yok değil mi?"

Görevli onun gösterdiği yere bakmadan tebessüm ederek kafasını iki yana salladı hızlıca, kışları gelen herkes aynı soruyu sorduğundan artık alışmış sayılırdı. "Giriş yasak değil Bay Jeon."

Jeongguk görevliye baktığında bu cümlenin bir 'ama'sı varmış gibi hissetmişti, "Ama?" diye sorduğunda görevli gülerek cümleyi devam ettirdi. "Ama ben uzun süredir burada çalışan biri olarak pek önermiyorum, buradan gözükmüyor fakat biraz ilerisi iskele olduğundan orası epey bi soğuk oluyor kışın. Müşteriler bazen gidip bir saat oturmaya kalmadan geri geliyorlar ve sabahına hasta oluyorlar ama yine de dediğim gibi, girişi serbest, istediğiniz zaman gidip oradaki hizmetlerden de yararlanabilirsiniz."

Kafasıyla onu onaylayıp teşekkür etti ve yanındaki telefonuyla uğraşan arkadaşına döndü, "Bugün bir şey yapmıyoruz değil mi? Yorgunum ben." dediğinde Yoongi gülerek telefonunu cebine attı. "Yorgunmuş, peh, sanki ne yaptın anasını satayım."

"Sus lan, yorgunum işte, uykum var."

Gözlerini devirip omzuna yumruk attı Yoongi, "Ne zaman uykun yok ki senin? Neyse," derken cebindeki anahtarları çıkarmıştı, birini Jeongguk'a doğru attı ve onun havada yakalamasını izledi. "bence de bugün evlerde kalalım zaten biz Jimin'le jakuziye gireriz, işimiz var, anlarsın ya." diyip göz kırptı Jeongguk'a.

Jeongguk'un anında yüzü buruştu, kafasını ondan çevirip "İğrenç herif, siktir git gözümün önünden." diye mırıldandı. O sırada Yoongi kahkaha atarak onun omzuna elini koyup birkaç kez vurmuştu. "Oğlum siz de artık bir seviye mi atlasanız ya, liseli aşıklar gibi, bu ne böyle?"

"Lan defol git, asabımı bozma benim. Gayet normal ve düzgün bizim ilişkimiz, ulan ayrıca daha yeni sevgili olduk, ne bekliyorsun yavşak?" dedi ve omzundaki eli ittirdi, Taehyung ve Jimin hemen önlerinde yürüdükleri için sessiz konuşmaya çalışıyordu. Gerçi o kadar hararetle konuşuyordu ki ikisi, Jeongguk sesli konuşsa da duymazlardı fakat Jeongguk yine de sessiz konuşmayı seçmişti.

"Tamam ya, ne nazlı adamsın, sevgilimi de alıp gidiyorum ben." diyip hemen Jimin'e seslendi. "Jiminie, hadi odamıza gidelim aşkım."

"Pislik herif ya," diye mırıldandı Jeongguk onun arkasından, Taehyung o arada gülerek sevgilisinin koluna girmişti. "Yine ne yaptı?"

ribbon boyWhere stories live. Discover now