•14•

126 14 41
                                    

oy verip çokça yorum yapmayı unutmayalım, iyi okumalarr 🪻🔮

"olur." dedi kızıl çocuk şüpheli bakışları oğlanı süzerken. "konu neydi?"

"aybike." dedi e harfini uzatırken başka ne olmasını bekliyordun der gibi.

"doğru." dedi öfkelenmemek için derin nefes verip dişlerini sıkmaya başlamış çocuk. "tek ortak noktamız."

"aynen öyle."

gözlerini sinirle açan berk çenesini oynattığında başını iki yana salladı. "ee, söyle hadi ne söyleyeceksen. neymiş konuşmamız gereken?"

"aybike'yi böyle yıpratmaya devam edeceksen uzak dur ondan."

güldü kızıl çocuk, kahkaha attı. tekrar derin bir nefes verdiğinde özgür'e bir adım atmıştı.

"sana mı soracağım lan aybike'ye yaklaşıp yaklaşmayacağımı?"

"aybike'den uzak dur demedim. böyle yıpratmaya devam edeceksen uzak dur dedim. ne hale geldi kız senin yüzünden görmüyor musun?"

"ne demek istiyorsun oğlum açık açık söylesene."

"yorma artık kızı diyorum, neyini anlamıyorsun. kızın canını yakıyorsun. o parti akşamı da uyardım ben seni. aybike'yi üzüyorsun dedim. üzme dedim. bak ben aybike'ye çok değer veriyorum tamam mı? üzülmesini istemiyorum. ne kadar zarar verdiğinin belki farkında değilsin ama aybike tükendi, senin yüzünden. iyi gelmiyorsun o kıza, uzak dur."

"duramıyorum lan! uzak duramıyorum!" sinirine hem özgür hem de kendisi şaşırmıştı. babası yüzünden olan sebepler haricinde bir sebebin daha aybike'den uzak kalması gerektiğini söylemesi öfkesini artırmıştı. "ben ona zarar verecek bir şey yapmıyorum şuan. ayrıca bir şeyleri de düzeltmeye çalışıyorum."

"böyle mi?"

"ne böyle mi?"

"adam gibi özür dilemeden mi? cesaretin mi yok berk? bu kadar mı korkaksın sen?"

berk tüm öfkesiyle özgür'e yumruk attığında ömer yanlarına gelip berk'i durdurmaya çalışmıştı.

"berk ne yapıyorsun oğlum, biri gelecek şimdi al başına belayı."

özgür yerden kalkıp burnunu sildiğinde ise berk içindekileri söylemeden duramamıştı, söyleyecekleri dışarı itilmişti sanki.

"nereden biliyorsun sen benim özür dileyip dilemediğimi?"

"özür dileseydin o kız ders biter bitmez ağlayarak lavaboya mı giderdi? yine canını sıkmışsın belli ki."

berk buna cevap vermemişti, o da gerçekten yıkılmış görünüyordu. ömer'in sıkı sıkı tuttuğu kollarını serbest bıraktı.

"ağlıyor muydu?"

sesi titremişti bunu sorarken. aybike ondan bir özür bile duymak istemiyor diye durumu toparladıklarını düşünmüştü, olabildiklerini düşünmüştü. ama aybike'nin ağlıyor olması her şeyin aynı olduğunu, hala kırıldığını gösteriyordu. onu o şekilde boncuk gözyaşlarını akıtırken gözünün önüne getirdiğinde bile canı acımıştı. yutkunup hayalinde bile görmeye dayanamayacağı görüntünün kendisiyle yüzleşmek için lavaboya gitti.

kapıyı tıklattığında bir süre bekledi. ses gelmeyince yeniden tıklattı ama yine olumlu ya da olumsuz bir cevap veren olmamıştı. olabildiğince yavaş kapıyı açıp içeri girdiğinde genç kızın bir köşede oturmuş tek başına omuzları sarsıla sarsıla ağlamasına karşı içi acımıştı.

aybike, başını kaldırıp da kimin geldiğine bile bakamayacak durumdaydı. o kadar canı yanmıştı, o kadar güçsüz hissediyordu ki kendini gelen hiç kimsenin ona vereceği teselliyi dinlemeye ya da onların anlayışlı bakışlarını bile görmeye hali yoktu.

belki de olabilirdik bu defa. | ayberWhere stories live. Discover now