"Amcan bana ne söyleyebilir Selen?" Bilerek gözlerimi kaçırdım, "hiç, hiçbir şey." Bir anda ayağa kalktığımda kolumu tuttu. Çökmüş gözaltlarına,yorgun yüzüne baktım.

Şüpheli bir şekilde yüzüme baktı, işte böyle. Haplar çok güzel etkisini gösteriyordu, devamını getirtmek gerekiyor şimdi. Tekrar gözlerimi kaçırdım, "niye gözlerini kaçırıp duruyorsun sen?" Bakışlarımı asla yüzüne çevirmedim, suç işlerken yakalanmış birj gibi davrandım, ya da bir şeyler saklayan biri gibi.

"H- hiçbir şey yok gerçekten." Bir anda kolumu kurtarıp ondan uzaklaştım.

"Selen! Çabuk buraya gel!"

Sesi bütün salonda yankılandığında yüzümde bir gülümseme oluştu.

"Lütfen Murat gelmeden git. Seni görmesi iyi olmaz." Aslında görse hiçbir şey olmazdı, burası benim evim. İstediğim kişiyi alırım evime, Murat tek kelime etmezdi.

"Selen, sana bir soru sordum."

Giyinme odasına girip kapıyı kilitlediğimde kendimi tutamadım ve gülmeye başladım. Sesim çıkmasın diye elimi ağzıma bastırdım, Kaan'ın hali aklıma geldikçe daha fazla gülmeye başladım.

"Selen, çık şu odadan." Kapıya vurduğunda irkilerek kapıdan uzaklaştım.

"Hayır. Konuşmak istemiyorum." Sesim biraz tuhaf çıkmıştı.

"Sakladığın şey her neyse onu öğrenmem uzun sürmez." Dış kapının sesi geldiğinde birkaç dakika bekledim. Bilerek kapıyı açıp kapamış olabilirdi.

Kapının kilidini açıp çıktığımda gittiğini gördüm. Kendini koltuğa attığımda kahkahalarla gülmeye başladım. Perişan hâli aklıma geldikçe daha fazla güldüm. Gözümden yaş geldiğini görünce kendimi toparlamaya çalıştım. Karnım ağrımaya başlamıştı gülmekten.

Banyoya girip aynanın karşısında durdum. Yüzümde bir gülümseme varken yansımam soğuk bakışlarla yüzüme bakıyordu. Gülümsemem daha fazla büyüdüğünde yansımam kaşlarını çattı. Duruşumu dikleştirip düzleştiriciyi çıkardım. Yüzümde büyük bir gülümsemeyle saçlarımı düzleştirdim.

Yansımam bana öfkeyle bakmaya başladı, ona göz kırparak banyodan çıktım.

Giyinme odasına gidip kıyafetlerime göz gezdirdim. Ne giymem gerekiyordu? Murat'ın nereye gittiğini bilmiyordum. Yatak odasına dönüp yatağın üstünde duran telefonumu aldım. Murat'ı aradığımda arama cevapsıza düştü. Derin bir nefes alıp mutfağa girdiğimde burnuma gelen kokularla midem bulandı. Akşamdan kalan yemeğin kokusu bütün mutfağı sarmıştı.

Dış kapının sesini duyduğumda öğürerek banyoya koştum, midem boş olduğu için sadece öğürüp durdum birkaç defa. Gözümden yaşlar düşmeye başladığında kendimi oldukça kötü hissediyorum.

Hamilelikte sadece karnın çıkmıyor muydu?

İçimin dışıma çıktığını hissediyorum. Ayağa kalktığımda Murat'ın arkamda durduğunu gördüm. Zorlukla gülümsedim ve "günaydın" dedim. Yüzünde sıkıntılı bir ifade vardı; üstüne gitmedim. Büyük ihtimalle yine babasıyla kavga etmişti. Murat anlatamazdı ama anlıyordum, babasıyla arasında büyük sorunlar yoktu ama çoğu konuda birbirlerine zıt duruyorlardı. Hele Nesrin gibi bir üvey anne varken aralarına epey bir mesafe girmişti babasıyla.

Yanıma gelip yüzümü avuçları arasına aldı,"iyi misin?" Kesinlikle bir şey olmuştu. Bunu anlamak zor değildi.

"İyiyim." Başını sallayıp beni göğsüne çekti. Bir anda sarılmasına şaşırmıştım. Kollarımı beline sardım, burnumu gömleğinin açıkta kalan kısmına değdirdim. Derin derin soluklar alıp gözlerimi kapattım.

GEÇMİŞİN KUKLASI +18Where stories live. Discover now