Prototip 0.2

0 0 0
                                    

"Ayrılmak istiyorum."

"Kimden? Nereden?"

"Kimseden değil dostum, doğduğum ülkeden."

"Neden?"

"Rusya beni kısıtlıyor! Bizi kısıtlıyor."

"Hayalperest aptal. Nereye gidebileceğini düşünüyorsun?"

"İşte tam olarak bu düşünce yapısının olmadığı herhangi bir yere."

Bakıldığında Volga'nın istediği imkansızdı, kendisi de biliyordu.
Ona hak veren tek birini bulsa can yeleğine sarınır gibi sarınacaktı o tek bir kişiye.

"Sensin hayalperest. Kafanı kaldır da etrafına bir bak."

Asıl kafasını kaldırmaktan aciz olan, boktan hayatını, istediği gibi yaşamayı hayal etmekten gerçek ile halisünasyonları ayırt edemeyen aptal konuştu.

"Kaçmak istediğin gerçekler, hayatın her yerinde var."

"Aza indirgenebilir."

Devrim her zaman karşıtların çarpışması değildir.
Aslında yanlış gideni değiştirme amacı güder temelinde. Yüzde yüz bir başarıya ulaşmak zorunda değildir, yeter ki özgürlüğü tattırsın.

"Yolun açık olsun."

"..."

Geride bıraktığı zihniyet, çıkmaz sokağın çöp dolu ücra köşelerinde ölmeye devam ederken, aksi yönde ilerliyordu.
Hava soğudukça yoğunlaşan bulutlar, yeryüzüne her zamankinden daha yakın duruyordu.

Yolunda ilerlerken kafasını kaldırdı hayalperest olan.
Gökyüzünü bağlamış gibi duran elektrik kabloları karşısında bir insana bürünse, hayatı pahasına ringe çıkar ve dövüşürdü.
Her savurduğu yumrukta derisi soyulur hatta kanardı kirli kırbaçlara karşın.
Hissetmezdi bile acıyı. Akıl almaz öfkesinin yanında çelik kesilirdi etleri. Aksi her takdirde zayıflıktı.

Şu saatten sonra ne yapacağını bilmez halde dolaşanlardan olamazdı. Madem büyük oynamıştı, altından kalkacaktı. Bir yol yordama gerek yoktu, cesaretini toplaması her şeyden önce gelirdi.

"Madem kumarbazsın hazırlığında olsun be kadın!"

Evinin kapısından içeri girdiğinde boş duvarlara, öylesine etrafa saçılmış eşyalarına, hayatını geçirdiği L koltuğa bir göz attı.

Gerçekten arkasında bırakamayacağı tek şey yoktu. Nabzı burada atmaya devam ettikçe anılarını oynatan kaset çalar hep çalışacaktı.
Geride bıraktığındaysa kilidini kimsenin açamayacağı görünmez, tozlu müsveddelere dönüşeceklerdi.

"Şansım virajı genişten alacaksa, benden âlâ ballı piç yok."

Eşyalarını genişçe bir sırt çantasına doldurup evden kısa sürede ayrıldı.
Televizyon, su ısıtıcısı, tost makinesi, vantilatör, klima gibi şeyleri önceden elden çıkarmıştı.
Hayli parası vardı bakıldığında.
İdare ederdi.

Ufak bir pansiyon ya da öğrenci yurtlarında kalabilirdi.
O zaman ne yapacaktı? Kalacak yer için harcadığı zaman ve para sadece kayıptı.

Uzun zamandır aklında ki plan belliydi. Ülkenin iç kesimlerinden, Karadeniz'e kıyısı olan şehirleri tanıyacak ve bir şekilde Kırım'a giden bir vasıta bulacaktı.

İki cümleyle dile getirilen tasarılarının hiçte öyle olmayacağının başından beri farkındaydı. Her şeyin farkındaydı ama ne kadar tedbir alırsa alsın risk her zaman vardı.

H04RD3XHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin