Prototip 0.1

0 0 0
                                    

Ne görüyorsun?"

"Ne mi görüyorum?"

Gözlerim bu kadar uzakta hissettiriyorken, bir şey görmem gerekiyor muydu?
Belleğimde son kalanların görüntüleri bulanıp duruyordu -gördüğümü bildiğim ama ne sesle ne de kelimelerle ifade edebildiğim rüyalarım gibi. Eski bir kaset adeta anılarım, hasarlı filmlerini doğru okumayı başaramadığım bozuk görüntüler ve sesler-

Hayal meyal olsa da derinlerde hatırladığım bir şeyleri gördüğümü mü söylemeliydim?
Tanıdık, uzak melodilerdi kafamın içindekiler. Ritmini bildiğim halde notalara dökemediğim melodiler.

Saçmalamayı kesmeliyim evet odaklanmalıyım! Nasıl? Kaçışın yok. Ne yaşadığımı kendime dahi kanıtlayamıyorken, hissettiğim görülere dönüşüyordu yaşadıklarım.

"Sesimi duyuyorsun. Ama gözlerini açamıyor musun?"

Nefes bile alamazken, gözlerimi nasıl açacağımı mı düşünüyordum?
Bir hiçliğin içinde değil miydim en nihayetinde?
Göreceğim tek şey bulanık bir boşluk olacaktı. Aslında hiçliği ne öncesinde ne de sonrasında tatmış biriyim. Hiçlik dediğimizin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsam etrafımı saran akımlara 'hiç' diyemezdim. Akciğerlerimi yakan ateş neydi o halde? 'Hiç' dediğim şeye en yakın resmedilebilecek varlık ne olabilirdi ki?
Akciğerlerim yanmıyordu. Boğuluyordum, aynı zamanda yaşamaya devam ediyordum.

"Nasıl açabilirim? Suların altında değil miyiz? En derinlerde..."

Ellerim ağzımdan kaçan hava balonlarını yakalayamazdı, Bilemiyorum yapabilirdi belki.
Yaşandığını bildiğiniz diğerleri tarafından unutulmuş ve yaşanmamış kabul edilen anıları sorduğunuzda yaşadığınız kendinizden emin olmama hissi hakimdi.

"Hayır, derinlerde olan benim. Sen yüzeydesin."

"Oyukların bir yüzeyine ulaşmak imkansızdır."

"O halde yeryüzünün en alt katmanındasın."

Duyduğum anda kalbimden yayılan korkunun esiri olmuş paniğimle kaçmayı diledim. Hayatımda hiç olmadığı kadar suyun kuvvetine karşı nefretle kendimi savurmaya başladım. Beni bağlayan her neyse kurtulmaktan başka bir şey düşünemiyordum... 'Düşünmüyordum' desem daha mı doğru olur?

Kaçacak yer aramaya başlamış olmalıyım ah- Evet başladım. 'Başlamış olmalıyım... sanırım öyle yapmıştım korkmuştum. Metaller kadar keskin ve sert bir duygudan vurgun yiyen ben olmama rağmen kendimden şüphe ederek dile getiriyorum. Dönüşüm algılarımın yetişemeyeceği kadar hızlıydı ve hızlı olmaya devam edecek. Ben daha kabullenemezken çok daha fazlası gelip geçecek. Yetişemeyeceğim olgular sonum olacak.

Bir yerlerde takılıyor şimdiden büyük ihtimalle bir şeyler. ('Büyük ihtimalle bir şeyler' mi? Evet sanırsam onun gibi bir şey) Kaldıramıyor muyum? Yine buradayız tanrım. Kayboldum ve yol gösterici ışığım yine benim. Kendime giden daha kaç yol var?

Göz yaşlarıma sıra gelmeden, kafamda saniyeler öncesinden beliren hareketlerimin hazır bulunuşluğunu sayarsak 'gelemeden' demekte yanlış olmazdı.

"Dokunamıyorum!"

O görmüyordu ki! Ben nasıl görebilirdim?
Daha hiç bir şeyi anlayamazken dipte olan neden bendim?
Elimizde bunu kanıtlayacak bir bulgu olmadı ki hiç!

'Yüzeyden çok uzağız!' Öyleyse neden onun yüzeyde olduğunu söyledim? Söylememle aramızdaki iletişimimizin kopması bir oldu!

Yumruklarımı hınçla boşluğa savurmaktan sıkıldığım sırada, çektiğim ellerimin kan revan içinde olduğunu gördüm.
Görmüşüm öyle mi?
Öyle görmüştüm.

H04RD3XWhere stories live. Discover now