4.9-Altıncık-

1.3K 117 85
                                    

Ormandaki Avcı'nın kırk dokuzuncu bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

"Bir vampirle evlenmekten hiç mi korkmuyorsun?" diye sordu Violet beyaz eldivenlerini çekiştirirken.
"Korkmuyorum." dedim gülümseyerek. "Benim oğlunuza karşı sonsuz bir güvenim var sevgili kraliçem." Tek kaşını kaldırdı. Yemyeşil çimene basarken ona baktım. Çok güzeldi. Yaşı büyük olmasına rağmen çok güzeldi. Siyah uzun saçları kırmızı ruju ile çok uyuşuyordu. Giydiği siyah elbise kusursus fiziğine çok yakışmıştı. Daha güneş yeni doğmuş Violet ile sarayın geniş bahçesinde yürüyorduk.

Dün gece haber yollamış, benimle sabah yürüyüşüne çıkmak istediğini söylemişti. Salver bunu kesinlikle onaylamamıştı ama bu yürüyüşün annesi ile aramızdaki buzları eriteceğini düşünmüştüm. Çok istediğim için Salver zor bela izin vermişti.

"Onu çok seviyorsun anladığım kadarıyla. Neden bu kadar seviyorsun onu?" diye sordu. Bu kaçıncı sorusuydu bilmiyordum ama cevaplamaktan sıkılmamıştım.

"Hayatımı kurtardı. Ayrıca annem ve büyükannem beni hayatından sildi ama Salver silmedi. Elf olmama rağmen beni sevdi." Anın mutluluğu ile gözümden bir damla yaş aktı. "Benim kim olduğumu sorgulamadan sevdi beni. Benim ailem oldu. Ve bende ona aşık oldum." Hafifçe gülümsediğini gördüm. Bu bile bana yetmişti.

"Salver ile evlenince, büyük bir eğitime gireceksin. Haberin var mıydı bundan?" Başımı iki yana salladım. "Hayır. Nasıl bir eğitim?"
"Bildiğin üzerine bir çocuk doğurduğunda kraliçe olacaksın. İkinizin de kral ve kraliçelik hakkında bildiğiniz pek birşey yok." Yutkundu. "Evcilik oynamıyoruz. Ciddi anlamda ülke sizin elinize geçecek. Herşey sizin sorumluluğunuzda olacak. Bunlar kolay işler değil. Belki sen çok fazla çalışmayacaksın ama Salver'ın uykusuz kaldığı geceler bile olacak." dedi yürümeye devam ederken. Merakla onu dinliyordum.

"Bazen gece geç saatlere kadar çalışacak. Ve bu zamanlarda en büyük destekçisi sen olacaksın. Buna hazır mısın?" Ellerimi ovuşturdum. Biz bir işin içine girmiştik. Bunun karşılığında mutlu olmayı dilemiştik. Bu yüzden bunlara hazırdım.
"Hazırım."
"Kraliçeler karşısına çıkan beş vampiri saniyeler içerisinde öldürebilme gücüne sahip olmalı. Aynı zamanda iyi bir nişancı olmalı. At binmeyi, avlanmayı, savaş meselelerini anlayabilmeyi ve korkak olmamayı öğrenmeli. Bunlara hazır mısın?" diye sordu.

"Hazırım. İşin ucunda Salver varsa herşeye hazırım." Tek kaşını kaldırdı. "Normalde yıllarca eğitim almış kadınlar tahta geçer ama sen istisna olacaksın. Çünkü Albert böyle istiyor."

"Aa Violet! Seni görmek ne güzel." diyerek yanımıza geldi hafif tombul bir kadın. Omuzlarına siyah bir kürk takmış, kırmızı elbise giymişti. Saçları simsiyahtı.

"Bakıyorum hala saygıyı öğrenmemişsin Katarina." dedi Violet sert sesiyle. Kaşlarını çatmış Katarina adındaki kadına bakarken kadın hafif kahkaha atarak bana baktı.
"Bu güzel kız kim?" diye sordu meraklı bakışları ile. Hafifçe başımla selam verirken Violet'in bana baktığını farkettim.

"Yakında Salver'ın eşi olacak." dedi tok sesi ile. Dudaklarımı kemirdim. Sesi neden bu kadar tuhaf çıkmıştı? Hala beni istemiyordu değil mi?

"Vay canına. Kanı tertemiz olan elfler gibi kokuyorsun canım." Uzun kulaklarıma baktı. Gözleri faltaşı gibi açılırken konuştu.
"Yüce tanrılar aşkına! O bir elf mi?" Violet tek kaşını kaldırdı. "Seni ilgilendirmez Katarina. Haddini bil."

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin