"NE!"diye bağırınca ikisi de yere çakılmamak için kendini zor tutmuştu.Kapının pervazına tutunduklarıda kendimi dışarıda buldum.Bütün gözler bize çevrilmişti.Utanç ile yerin dibine girecekken Komutan ile göz göze geldik.Sert bakışlarında bir yumuşama hissettmiştim.

Yanaklarım kızarırken arkamda ikinci dünya savaşı çıktığına emindim.Askerler her zamanki gibi dağılırken hızlıca Komutanın yanına gittim.Aşkı ilk defa yaşıyordum ve ne yalan söyleyeyim hiç korkak gibi davranacağımı düşünmüyordum.Korkak kızlardan nefret ederdim.Yani mesela filmlerde böyle korkak kızlar olup aşkını söylemeye felan çekinirdi fakat çocuğa kör kütük aşık olurlardı.Çocuğun ona aşık olduğunu bile bile gene söylemezlerdi ya sinir geçiriyordum orada.

O yüzden korkak olmanın faydası yoktu.

Komutan gülümsedi.Gamzesi yoktu fakat hayatımda gördüğüm en güzel gülüşe sahipti.Bana göre bir insanın gülüşünü güzelleştiren gamzesi felan olmazdı.Bana göre insanın gülümsemesini güzelleşmesi kimin güldüğüne bağlıydı.Ve bildiğim tek birşey vardı.Komutan çok güzel gülüyordu.

"Günaydın"dediği sırada suratımdaki gülümseme genişledi.Bu hali nedense gözüme çok tatlı gelmişti.Bana göre komutan hep tatlıydı.Kara gözleri gözlerime değerken nefesimi tuttuğumu fark ettim.Yüzümdeki şaşkınlığımı gene de gizleyemedim.Sabahın bu saatinde ne gününden ne aymasından bahsediyordu.

"Günaydın mı?"diye sordum şaşkınlığımı gizleyemeden.Havaya bir göz attım.Gerçekten de günaydın mıydı yani.Sabahın yedisi falan olmalıydı."Daha gün aymamış ki"dediğim sırada dudakları yukarı kıvrıldı.

"Boşver artık aydı"Yanaklarımdaki sızıyı en derinden hissederken gözlerine baktım.Bir insan nasıl bu kadar güzel bakabilirdi ki.Gözlerindeki gece parlıyordu.Evet gözleri kesinlikle gece gibiydi.Bu gecenin içinde milyarlarca yıldız vardı.

"Tamam tamam utanma kıpkırmızı oldun"dediği sırada gözlerimi açarak koluna vurdum.Yalan bir şekilde sendeleyip kolunu ovuşturdu."Aşk olsun hiç acımıyorsun bu adama"dedi dudaklarını büzerek.Gözlerim dudaklarına kaydı.Kendini toparla Irmak adamın dudağı dışında gözü de var burnu da var başka yerlere baksana!

Gözlerine baktığım sırada onun da bakışları dudaklarıma kaydı.Bir anda belimi tutup kendine çekince göğsüm göğsüne çarpmıştı.Bu adam delirmiş olmalıydı!Arazinin ortasında mı öpüşecektik!He yani burada olmazsak adamla öpüşeceksin Irmak yuh yani!

Nefesi nefesime çarparken kalp atışlarım şaşıyordu.Ben bir doktordum kendimi toparlamam lazımdı.Olmuyordu.Bir bakışı içimi yakıyordu.Boyum ona yetmediğinden boynunu eğip biraz daha yaklaşmıştı.Heyecandan kalbim uçacaktı şimdi!

"Komutanım oha yani komutanım"diye gelen ses ile birbirimizden uzaklaştık.Sese döndüğüm sırada merdivenlerin başında şaşkın gözlerle bize bakan Matkap'ı gördüm.Matkap'ın burada ne işi vardı.Hemde tam öpüşeceğimiz sırada mı Hah!Utançtan yerin dibine girecekken bir yandan da Matkap'a sövüyordum.

Komutana döndüğüm sırada elini yumruk yapmış bir şekilde Matkap'a baktığını gördüm.Allah'ım ne kadar kadersiz basım var benim ya.Şurada sevdiceğimizle iki dakika geçirmiyorduk.

"Ne var başımın belası!"diye bağırdı Komutan.Bu sinirli halleri nedense komiğime gitmişti.Gülmemi saklamak adına dudaklarımı birbirine birleştirdim.Matkap ise hemen hazır ol pozisyonuna geçip eli ile asker selamı verdi.Ardından ürkek adımlar ile komutanın yanına geldi.

Bir bana bir de Komutana baktı.Komutan ise birazdan onu dövecekmiş gibi bakıyordu.Matkap çekingen tavrı ile omuzlarını düşürdü.

"Komutanım ben rahatsız etmek istemedim de"diyince ona gülmemek için kendimi zor tuttum.Bakmayın güldüğüme onun yüzünden şu fevkalâde ve müthiş anımız bozuldu.Şuan neyse boşver Irmak düşünme düşünme düşünme!

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 21 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Gönlüm Sana YakınWhere stories live. Discover now