#0

7 3 2
                                    

Elimdeki; dolu, gümüş tepsiyi göğsümle destekleyerek sırtımı tel ile örtülü kapıya yasladım. Biraz baskı uyguladığımda tel kaplı kapı açılmıştı. Elimdekileri dökmemeye özen göstererek verandada birkaç adım attım ve köşedeki küçük masaya ilerledim. Bahar iyiden iyiye gelmiş, serin poyrazlar yerini ılık meltem esintilerine bırakmıştı. Çevredeki yeşermiş, hatta bir kısmının meyveleri çoktan tomurcuklanmaya başlamış, ağaçların esinti ile dallarından çıkan hışırtılar kulaklarımı doldururken yanına ulaştığım işlemeli, ceviz masanın üzerine elimdeki tepsiyi bıraktım. Nispeten ılık geçmiş olsa da kış, belli ki bu masayı oldukça hırpalamıştı. İşlemelerindeki vernikler soyulmaya başlamış, üzerinde durduğu ayakların bazıları kış boyunca yağan yağmurdan ötürü ıslanıp şişmişti. Kafamın bir köşesine Alec'e bu masayı zımparalaması gerektiğini söylemeyi not ettim ve getirdiğim tepsiyi bir bir boşaltmaya başladım.

Geçtiğimiz pazartesi Alec ile hazırladığımız sangria şişesini masaya koyup tepsideki kadehlere yöneldim. Kadehler ve yeni pişirdiğim kurabiyeleri dizdiğim tabağı da masaya bıraktım ve boşalan tepsiyi dik bir biçimde masanın bitişiğindeki duvara yaslayarak yere bıraktım. Her zaman oturduğum sandalyeme konuşlanırken Alec'in sesi kulaklarımı dolduruyordu. Nihayetinde rahat bir pozisyon bulup oturduğumda küçük bahçemize göz gezdirdim. Yeni yeşermiş çimlerin üzerine uzanmış Bo ile adeta güreşen Alec'i gördüm. İkisinin eğlencesi beni de neşelendirirken Bo; bizimkinin elinden, dakikalardır uğruna güreştiği halatı alıp koşmaya başladı. O koşarken havada savrulan siyah ve beyaz kürkü belli ki kış boyunca oldukça uzamıştı. Kafamdaki yapılacaklar listesine Bo'yu tımarlamayı da ekleyerek sangria şişesinin kapağını dikkatlice açtım. Getirdiğim kadehlere içkiyi servis ettim ve şişeyi eski yerine bırakarak yeniden Alec ve Bo'ya döndüm. Hala burada olduğumun farkında olmadan oyunlarını sürdürüyorlardı. İki parmağımı ağzıma götürüp tiz bir ıslık çaldığımda sonunda ikisinin de dikkatini çekebilmiştim. Alec bana içten bir gülümseme sunarken onun dikktsizliğinden yararlanan Bo, Alec'in elinde tuttuğu halatı kaptığı gibi üzerinde durduğum verandaya doğru koşmaya başladı.

Bo, verandaya ulaştığında zıplayarak ahşap alanın üzerine çıktı. Yanıma doğru seri adımlar ile yaklaşıp ağzındaki halatı kucağıma bıraktı. Halatı alıp ceviz masanın üzerine bırakırken benden bir tepki bekleyen Bo'nun başını okşadım. Verandaya çıkmadan önce üşümemek için giymiş olduğum örgü hırkanın cebine uzanıp Bo için getirdiğim kemik parçalarından birini ona uzattım. Hiç vakit kaybetmeden elimdeki kemiği kapıp verandanın diğer ucuna usul usul yürüdü. Bo uzanıp kemiğini zevkle ısırırken omzuma koyulan büyük el ile dikkatimi oradan çekip karşımda duran nişanlıma döndüm. Koyu kumral saçları terden ıslanmış, üzerindeki saman benzeri renge sahip keten gömleğin yakasında bulunan ilk iki düğmeyi açmıştı. Çenesini kaplayan seyrek sakalı ve dudaklarının üzerindeki şekilli bıyığı ona karakteristik bir hava katıyordu. Kehribar rengindeki gözlerine baktığımda uykusuz olduğunu görebiliyordum. İrislerinin çevresi kanlanmış, gözlerinin altı fark edilir şekilde morarmıştı.

Alec eğilip dudaklarıma bir öpücük bıraktı ve ceviz masanın diğer tarafındaki sandalyeye yöneldi. Sandalyenin üzerindeki eski minderi eline alıp silkeledi ve yeniden sandalyeye bıraktı. Minderin üzerine büyük bir esneme eşliğinde oturdu ve boynunu geriye uzatıp başını sandalyenin sırtına yasladı. Masaya getirdiğim kurabiyelerden bir tane alıp ısırdı. Alec kafasını onaylayan bir ifade ile sallarken Bo kemiğini bitirip yanımıza doğru yürümeye başladı. Bo, ayaklarımın hemen ucuna uzanıp uyuklamaya başladığında gülümseyerek eğildim ve elimi tüyleri arasında gezdirdim. Alec elindeki kurabiyenin son parçasını da ağzına atıp çiğnerken konuşmaya başladı: "Tüyleri, kış boyunca oldukça uzamış değil mi? Aralarda düğümlenmeye falan da başlamış hatta. Yarın Bo'yu tımarlaması için şehiR merkezindeki veterineri arasam iyi olur."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 16 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

solipsistaWhere stories live. Discover now