Onun duyabileceği şekilde içten gülümsememle bağırdım. "Pasta için teşekkürler!"

Arabasına binerek aynı benim gibi bağırdı. "Rica ederim!"

Arabayı çalıştırıp buradan uzaklaşırken hala bana karşı haraketlerini sorguluyordum.

Otelden sonra bana çok garip davranıyordu. Daha nazik ve kibar.

Belkide kardeşimin bana karşı yaptığı şeylerden sonra bana acımıştı kim bilir?

Nedensizce yüreğimde garip bir sızı oluşmuştu.

~

Sabah kurduğum alarmla yerimden bir hışımda kalktım. Normalde hiç bir güç beni uykumdan uyandıramazdı ama söz konusu Yıldız olduğunda bazı kurallar yıkıla biliyordu.

Dünün aksine bu gün hava güzeldi. Sanki şubat ayında değilde, yazın ilk demlerindeydik. 

Duş alarak günlük bakım yaptım, daha sonraysa saçlarımın uçlarını dalgalandırarak perçemlerimi şekillendirdim. Bu gün bütün gece dışarıda olacağımız için şimdiden hazırlık yapıyordum.

Dolabımın önüne gelerek giyeceğim kiyafeti seçmeye başladım. 

Altıma deri pantolon üzerime ise, beyaz üzerinde siyah çizgileri olan sweater giydim.

Aynadan kendime bakarak güzel olduğuma kanaat getirdiğimde fazla oyalanmadan Yıldız'ı aradım.

Neşeli sesi kulaklarıma doldu. "Az kaldı son 10 dakika moya krasota."güzelim

Ona karşı özlemim iliklerime kadar hissolununca bende en az onun kadar heyecan ve neşeli sesimle konuştum. "Davay davay, heyecandan geberiyorum!" hadi

Kıkırdadı ve konuştu. "Bekle beni, ya idu!" geliyorum

Telefonu kapatarak hızla evden çıktım. Monta gerek yoktu, dediğim gibi hava güzeldi.

Arabama binerek havaalanına ulaştım.

Şuana kadar inmesi gerekiyordu. Etrafa kısa bir an bakarak gözlerim onu aradı. 

Sırtıma atılan bir bedenle yeri boylamıştım. "Buradayım şapşik!"

Zorla kalkarak yüzümdeki gülümsemeyle ayağa kalkarak ona sarıldım. "Özlemişim balım.!"

Resmen yapbozun iki birleşen parçalari gibi birbirimize sımsıkı sarılmıştık.

"En çok ben özledim!"

En sonunda ayrılarak birbirimizi süzdük. Hep yaptığımız gibi değişen bir şeyin olup olmadığa bakıyorduk.

O sarı saçlarıyla tam bir rusken, ben sadece gözlerimi anne tarafından almıştım. Geriye kalan bütün her şeyimi babamdan almıştım.

İlk konuşan Yıldız oldu. "Saçını mı boyatdın sen?"

Tekte anlaması ile sırıtarak kafamı evet anlamında salladım. "Yakışmamış mı?"

Yıldız gözlerini devirdi ve yine aynı beğeni dolu sesiyle konuştu. "Kızım sen ne zaman anlayacaksın artık, sana ne yakışmaz? Şu saça baksana, resmen gözlerimden kalp çıkacak!"

Bu neşemi yerine getirirken bende onda değişen ilk şeye baktım. Saçları bir rapunzel misali uzunken şuan beline zor ulaşıyordu. Gözlerim şok için aralandı.

"Saçların, onları kestin mi?"

Yüzüne üzgün bir ifade yerleşti ve dudaklarını büzerek konuştu. "problema s papoy." baba sorunu rus aksanıyla su gibi konuşurken benimde dudaklarım büzülmüştü.

Mafya mısın sen?Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon