Ben muratın arkasında salona bakarken Elif mutfağa doğru ilerlemişti. Biraz sonra tüm evi aramış ama içeride kimseyi bulamamıştık.
Tabi bu olası bir durumdu.
Tek şansımız bir ipucu bulmaktı.

"önce salondan başlayalım, her odayı teker teker ararız."

Muratın komutuyla etrafı daha detaylı incelemeye başladım.
Çekmeceler, fotoğraflar, sanat tabloları, uzun süredir kullanılmadığı için toz toplamış televizyon ünitesi...
Elimdeki çerçeveye bakarak konuştum.

"murat bu resimdeki kişiler araştırılsın olurmu? Bunların bir aile olduğunu düşünmüyorum.
Büyük ihtimal hepsi bir kandırmaca."

"bende öyle düşünüyorum demekki fark edileceklerini düşünüp en az bir kaç ay içerisinde buradanda ayrıldılar."

"evet görünüşe göre derslerine iyi çalışmışlar ama ben mutlaka bir ipucu bulacağımızı düşünüyorum, yani içimde böyle bir his var"

"umarım öyle olur Elif."

Salonda bir şeyler bulamadığımız için üst katta odalara dağılmıştık.
Herkes bir odaya geçerken ben ebeveyn odasına girmiştim.
Buradada az önceki salondaki çiftin fotoğrafları vardı.
Dolapları karıştırmaya başladığımda özellikle her kıyafetin cebine ayrı ayrı bakıyordum. Bir şey bulamamanın verdiği sinir ile kapattım dolabın kapağını, dikkatimi çeken şey ise etrafın gerektiğinden fazla toplu olması ve fotoğraflar hariç hiç bir kişisel eşya olmaması idi.
Yani bu evin sonradan rol icabı dizildiği açıkca belliydi.

Çekmecelere baktığımda küçük bir çıkıntı çekti dikkatimi, burada fazladan bir bölme var gibiydi.
Yere otorup içindeki eşyaları çıkararak çekmeceyi incelemeye başladım. Tam olarak açamıyordum ama emin olmuştum bir değişiklik olduğuna,

"Murat! Zehra! Buraya bakarmısınız?
Bir şey buldum galiba!"
İkiside sesimi duyar duymaz hızlıca odaya girmişlerdi. Yerde oturan bana şaşkınlıkla baktıklarında hemen konuştum,

"bakın bu çekmecede bir çıkıntı var!
Ama bir türlü açamadım."

"tamam ben bakayım, sen kalk oradan"
Muratın cümlesiyle hemen kalkıp kenara geçtim.
Benim oturduğum yere geçtiğinde biraz uğraştıktan sonra fazlalık olan parçayı çıkartmıştı.
Bir şey bulmuş olmanın sevinci ile nefesimi tuttum.

"burada bir bellek ve bir kağıt var, mektup galiba"
Elindeki şeyleri zehraya uzattığında
Zehra hemen ekiplere yanlarındaki bilgiseyarı getirmelerini söylemişti.
Ne olabilirdi acaba bu videoda,
Bir iki dakika beklemeye bile tahammülüm yoktu şu an.
Murat yerden kalktığında aşağı inmiştik biraz sonra ekipler geldiğinde onlar evi tekrar incelerken bizde arabada ilk önce mektubu açmıştık. Zehra elindeki mektubu sesli bir şekilde okumaya başladığında pür dikkat dinliyorduk.

"Akif  ***** ben Ziya***** bu evdeki kamera kayıtlarını buraya sakladım.
Bir kopyası bendeydi ama hepsini silecek vaktim yoktu. Farkedildiğimizi düşündüğüm için yer değiştiriyoruz,herhangi bir yakalanma durumunda bu kayıtların bulunmaması için buraya bırakıyorum.
****** ****** daki eve geçiyoruz.
Diyeceklerim bu kadar o kayıtları eline geçer geçmez sil ve bu kağıdı yok et. "

Heyecandan elim ayağım buz kesmişti. Bulmuştuk resmen bulmuştuk. Bu demek oluyordu ki sadece ziya denen iti değil, bu evde ona yardım eden herkesi yakalamış olacağız.

"herşey çok güzel de bu bir tuzak olmasın sizce Akif denen adam neden silmedi bu kayıtları?"
Murat arabanın camını indirip evin önünde bekleyen polis memurunu çağırdı.

"koçum bak sana bir isim vericem, hemen karakolda araştırsınlar 15 dakika içerisinde bana haber vermiş ol. Çok acil olduğunu ve benim istediğimi söyle onlar halleder"

"tamamdır başkomiserim!"
Polis uzaklaştığında murat belleği  bilgiseyara taktığında birsürü video açılmıştı. Görmek için kafamı biraz daha öne uzattığımda murat kafasını biraz uzaklaştırıp benim için yer açmıştı. Video başladığında tamda istediğimiz gibi evdeki olayların hepsi bu bellekte vardı.
Murat daha fazla izlememize müsaade etmeden kapattı videoyu.

"Bu kadar yeter. Hepimiz bu videonun ne olduğunu anladık. Gerisi bende sizin hepsini izlememize gerek yok ben arkadaşlarla bakar gerekli yerleri duruşma için size atarım"

Aslında bellek deki her videoya bakmak istiyordum ama zihnimin bunu kaldırabileceğinden emin olmadığım için sesimi çıkartmamıştım. Zehra bu süreçte neler yapabileceğimizi anlatırken camın tıklanmasıyla bakışlarımız az önceki polis memuruna dönmüştü.

"başkomiserim dediğiniz adam 5 ay önce****** ****** tarihinde bu istikamette bir trafik kazası geçirip hayatını kaybetmiş, onun dışında sicili kabarık, bir yıl önce  şartlı tahliye olmuş"
Murat polis memurunun omzuna hafifçe vurup konuştu.

"Sağol koçum, devam edebilirsin işine"

Murat bilgiseyar dan bir tarihe bakıp bize döndü
"adamın öldüğü tarih kamera kaydını kapandığı tarih yani silmek için buraya gelirken ölmüş."

Sevinçle kendimi arabadan dışarı attım. Haftalar sonra o kadar mutluydum ki gerçekten resmen bitmişti, başarmışıtık...
Çocuklar kurtulacaktı.

"başardık, başardık, başardık..."
Kendi kendime sürekli tekrar ettiğim kelime gerçekliği daha çok yüzüme vuruyordu.

Zehra ve Muratta arabadan indiğinde
Onlarında yüzü gülüyordu.
Göz yaşlarım yavaş yavaş süzülürken, bana kollarını açan Zehraya kocaman sarıldım.

"başardın arkadaşım, herkesi kurtardın"
Ayrıldığımızda Zehra elini uzatıp  yanağımdaki yaşları silmişti.
İkisinede bakıp minnetle konuştum.

"bana inandığınız için, desteklediğiniz için, yanımda olduğunuz için çok teşekkür ederim. Siz olmasaydınız asla başaramazdım"

"görevimiz..."
Murat gülerken kafasını eğerek sadece bu cümleyi söylemişti.
Genelde zaten bunu söylüyordu.
Hiçbir zaman kabul etmiyordu yaptıklarını, ama minnettar'dım Murat'a görevini yaptığı için değil, yaptığım her şey de bana güvendiği için minnettardım...

Şimdi davadan önce yapmamız gereken son şeyleri yapacaktık gidip o çocukları o cehennem' den kurtaracaktık...

Murat ve Elif sahnesi bekleyen arkadaşlarr bir sonraki bölüm sizler için gelecekkk :)

MÜDDESSİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin