3 | Yıkım Perileri

88 7 15
                                    

❝Yarattığın yıkıntının altında ilk sen kalırsın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yarattığın yıkıntının altında ilk sen kalırsın.
Kırıklar avuçlarında, paramparça ve yalnızsın.

Dört gün önce.

Giz; işe yaramaz bir ufaklık, doğru ve olması gereken karanlığa aykırı bir genç, gizlenmesi gereken kara lekeli bir sır, geri alınamayan bir hata, aynı zamanda bunun gibi acımasızca nitelendirildiği diğer birçok ad altında sıkışıp kalmışken bile, yalnızca tek bir konuda haklı olduklarını biliyordu.

Eksikti.

Annesinin arkasına bile bakmadan kaçışını izlediğinde, babasının arkasındaki yüzü ilk kez kavradığında, parmakları tanıdık bir çakmağın parlak ateşiyle yakılmanın ne demek olduğunu ilk tadışında, bir vakitler tek dostu olan ağabeyi ellerinin arasından kayıp onun baştan yarattığı bir canavara dönüştüğünde ve tıpkı onun gibi şimdi, burada beklerken avuçlarında zihninin biçimsiz ve sınırsız çizgileri tarafından oluşturulmuş, gördüğü silik ancak taze kan tarafından kirlenip tüm büyük korkularının bizzat kendisine büründüğünde de; aynıydı, biliyordu, yeterli olamamıştı.

Şimdi, burada, bu anılar yuvasının karşısında öylece dikilirken, ne denli az zamanı olduğunu bilmesine rağmen yerinden bir adım kıpırdayamıyordu.

O sahte canavarın kafasına dayanan silahın patlayışı kulaklarında çınlıyordu. Oysa ölmesi gereken o değildi.

Yıllar önce, gözlerinin içine bakarak çekip giden annesinin, Belki, yeterince mahvolursam, güçlüğü kaçınılmaz bir ölüm de kolaylaşır, deyişini hatırlıyordu. Yeterince mahvolmuş muydu?

Belki de yeterince solup gitmeden güneşi bulmuştu.

O an, birdenbire dokunan bir dürtüyle, annesinin iyi olmasını ve onun için, korkunç bir ölümün hâlâ kolaylaşmamış yahut dibine ulaşmamış olmasını diledi.

Zira karanlık kanından zihnine ve eylemlerine kadar nüfuz etmişken, kendisi için artık çok geçti.

Onu affetmişti ve kendisini özgür bırakmak için son bir adımı kalmıştı. Belki de hâlâ içinde kırgın bir parça taşıyordu ancak aslında kaçtığının, gördüğü ve boğulup gitmekten korktuğu dipsiz karanlık olduğunu öğrendiğinden beri, ona öfkeli değildi. Başka çaresi olmadığını biliyordu.

Katrandan Krallar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin