Merhabaaaa!
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
~~~
Ege'yle filmin sonuna geldiğimiz de çok mutluyduk, uzun zaman sonra onunla vakit geçirmek bana çok iyi gelmişti.
"Yarın okula gidecek misin?" Dediğin de ona döndüm, "Evet, aksatmamam gerekiyor." Diye mırıldandım, yarın Perşembe günüydü. Ve saat geç olmuştu, birkaç bölüm izlemiştik vakit hızlı geçmişti.
"Hadi bakalım yatağa gidiyorsun beyefendi, yarın ikimizin de erken kalkması gerek." Diyerek onu öptüm ve yolladım, bacağımın ağrısı artmıştı, bu yüzden yatakta bir sağa bir sola dönüyordum, Yıldırım'dan nefret ediyordum, bana acı çektirmesinden de nefret ediyordum.
"Güzelim," Yıldırım'ın sesini duyunca istemsizce irkildim, başımda dikiliyordu, ona attığım tokattan sonra bana yapacaklarından korkuyordum ama çok sakin görünüyordu, bu yüzden korkum biraz da olsa geçti.
"Efendim?" Dedim uysalca, Yıldırım izin almadan yanıma uzandığın da beni belimden tutup kendine yapıştırdı, komple onun üzerinde yatıyordum şimdi.
"Neden uyumuyorsun? Yarın okul var, saat gece iki." Dedi yorgun sesiyle, dürüst olmaya karar verdim.
"Açtığın yaralar canımı çok yakıyor! Uyuyamıyorum!" Dedim iğneleyici bir sesle, belimi acıtacak şekilde sıkınca inledim, "Bana o sesini yükseltme," diye fısıldadı, hâlbuki çok az bağırmıştım.
"Git buradan, uyuyamıyorum zaten bird-" elini aniden bacağıma sürttüğün de sustum, yaranın üzerinde ellerini gezdirirken acılarım yavaşça dindi, aynısını kolumada yaptığın da mayışmıştım, madem yapabiliyordu neden önceden yapmamıştı? Cevap çok basit.
Çünkü lanet olası ruh benim acı çekmemi zevkle izliyor!
"Bir gün beni seveceksin... o güne kadar ne olursa olsun yanından ayrılmayacağım!"
~~~
Alarmın tiz sesi beni güzel uykumdan bölerken homurdanarak kalktım ve hızlıca işlerimi hâllettim.
(Çanta yok.)
Aşağı hafif topallayarak indiğim de annem evde değildi, Ege'de okuldaydı büyük ihtimalle, annemin evde olmamasına alışık olduğumdan umursamadan dışarı çıktım, çıkmamla Çiğdem'in bir arabayla karşımda durması bir oldu, bu geçenlerde konuştuğu çocuktu, galiba adı Serkan'dı. Kaşlarımı çatarak camdan Çiğdem'e kötü kötü baktım.
"Ne bekliyorsun kız? Binsene!" Dedi şakıyarak, gözlerimi devirerek arabaya bindim, bu bacakla yürüyemezdim zaten.
"Merhaba, ben Serkan," somurtuyordum. "Rojbin." Demekle yetindiğim de Çiğdem'le derin bir sohbete daldılar, on dakikanın sonunda okula geldiğimizde hemen indim ve Çiğdem'i beklemeden okula doğru yürüdüm, o ise kolumdan tutup beni durdurdu.
VOCÊ ESTÁ LENDO
ACIMASIZ RUH
Diversos"Ne sanıyorsun sen kendini? Sevgili değiliz, asla olamayız, sen beni korkutuyorsun ve zarar veriyorsun!" Dedim direkt, kısa bir sessizliğin ardından adım seslerini duydum, duymamla kapıya depar atmam bir oldu, ama geç kalmıştım. Saçlarımdan sertçe t...