1. İLK CİNAYET

239 44 43
                                    


Keyifli Okumalar!




Keyifli Okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


1.BÖLÜM

"İlk Cinayet"






03.11.2010

Genç adam gece vardiyasını bitirmiş,son kontrollerini yaptıktan sonra çalıştığı yerden ayrılmıştı. Neyse ki bugün diğer günlere nazaran daha az yorulmuştu. Sakince adımlarını eve doğru yöneltti.

Hayat onun için kolay değildi. Okurken aynı zamanda çalışmak zorunda kalması ona göre hiç adil değildi. O da diğer çocuklar gibi okul çıkışlarında işe gitmek yerine bir pastanede arkadaşlarıyla saatlerce oturmak ya da sinemaya gitmek isterdi.

Bunları düşünürken bir iç çekti. Cebindeki sigaradan bir dal alarak yaktı. Çakmağın çıkardığı o ses onun öylesine hoşuna gidiyordu ki, sadece bunun için bile sigara içebilirdi. Onunki bağımlılık değildi. Sadece düşüncelerinden kaçmak için bir bahaneydi. Bunu bilmek canını sıksa da sigara ona iyi geliyordu.

Adımlarını hızlandırdı. Neyse ki çalıştığı yer evine yakındı. Bir an önce evine gidip uyumak istiyordu.

Sokaklar boştu. Yaşadığı kasabada Kasım ayına girdikleri zaman insanlar evlerine çekilirdi. Fakat yaz mevsimi tam tersiydi. Gece saatlerine kadar durmayan çocuk sesleri, sabaha kadar açık kafeler, cıvıl cıvıl insan sesleri. Yine de sevmiyordu. Yaz mevsimini değil, sesi sevmiyordu. Kış aylarında oluşan, kasabada yaşayan sakinlerin deyimiyle, korku filmini aratmayan Hawnsville sokaklarını seviyordu genç adam.

Eve yaklaştığı sırada sesler duyduğunda adımlarını durdurdu. Başta seslerin nereden geldiğini anlamasa da biraz dinledikten sonra sinirle bir nefes verdi. Sesler evinden geliyordu. Muhtemelen yine annesi ve babası kavga ediyordu.

Sesleri sokağa kadar geldiğini farkettiğinde utandı. Koşarak evinin kapısına geldiğinde artık sesleri net bir şekilde geliyordu. Anahtarla kapıyı açtığında salona yöneldi ki gördüğü manzara onu bir hayli sinirlendirdi. Babası, annesinin kolundan çekiştiriyordu. Annesinin yüzüne baktığında babası annesine vurmuş olacak ki bir yanağı kızarıktı. Genç adam hızlıca babasını ittirerek annesini o adamın kollarından kurtardı.

''Ne yaptığını sanıyorsun?'' Babasının ona olan bakışlarını gördüğünde bir an için kaçıp gitmek istedi.

''Çekil çocuk. Yoksa sen de nasibini alırsın.'' Genç adam sinirden dolayı boynunda ki damarlarının şiştiğini hissetti.

''Dur artık. Daha ne kadar huzurumuzu bozacaksın? Görmüyor musun halimizi?'' O kadar dolduğunu hissetti ki, patlaması an meselesiydi. Babası umursamazca nefes verdi.

''Huzurunun benim bozduğumu mu sanıyorsun? Annenin yaptıklarını bana mı atıyorsun?'' Mesafeyi yok denecek kadar kapattı. Genç adam, babasının burnundan soluduğunu gördüğünde işlerin hiç iyi gitmeyeceğini anlamıştı.

Kaderin YadigârlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin