🕸 YA SEN YA ÖLÜM 🕸

644 41 19
                                    


BÖLÜM 11: YA SEN YA ÖLÜM

"Telaş etme, kalıcı değiliz."

🕸

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

🕸

Saatler birbirini kovalamış hava iyiden iyide aydınlanmıştı hatta tekrar kararmak üzereydi, ama ben bir gram uyuyamamıştım bu saate kadar. Bulutlu havanın hüküm sürdüğü gri aydınlık her zamanki gibi içimi sıkıyordu. Odadan çıkmam yasaklanınca pek tabi sabah kahvaltımı da öğlen yemeği mi de burada yemiştim.

Her ihtimale karşı saçım makyajım yine yapılmış biblo gibi bu koltuğa oturtulmuştum. Halbuki pijamalarımla yataktan çıkmamayı yeğlerdim.

Sabahın ilk saatlerinde yapılan geçit töreni için herkes saraydan gitmiş, azar azar geri dönüyorlardı.

Öyleki askerlerin sayısı bile azalmıştı, tüm bunları odamda camın önündeki koltukta oturup ellerim kucağımda birbirine kenetli bir halde izleyebildim sadece. Kimse bir şey anlatmamıştı bana yada canımın yemek yemek istediği yada istemediğini, üzerimi giymek istediğimi yada istemediğimi de sormamışlardı. Onlar istediklerini yapmış ben uyum sağlamıştım. Öğle yemeğini odama getiren Manamin yada Calarus bile değildi. Daha önce hiç görmediğim bir kız gelmişti.

Yaşadığım ironiye güldüm. Hizmetçiler beni görmezden geldi diye üzülüyordum, yok sayılmanın delirtici kıyılarında kulaçlamaktan başka bir şey değildi bu. Törenden sonra daha öğlen olmadan saraya dönenlerin arasındaydı halbuki ikisi fakat gelmelerinin üzerinden saatler geçmiş yine de yanıma uğramamışlardı.

Kral ile prensesi ise hiç göremedim. Muhtemelen başka bir kapıyı kullandılar. Yada ben o onlar çıkarken uyuyordum ve hala dönmemişlerdi. Beni ilgilendirmiyordu. İkinci plana atılmak kalbimi kırsa da ben kimsenin hiç bir şeyi değildim. Sadece bu kızın bit yeniğinden çıkar gibi bir anda ortalığı kasıp kavurması canımı sıkmıştı.

Tek önceliğim buradan kurtulmaktı. Benim gibi vampir olmayanların arasına dönmekti. Öyle bir yer varmı? Onu bile bilmiyordum işte.

Kapı iki kez çalınınca bakışlarımı şaşalı saray girişinden çekip odamın kapısına çevirdim. Meraklı bakışlarım hala bir umut Manamin'i bekliyordu aslında. Fakat kapı aralandığında gördüğüm beden bana hiç tanıdık değildi.

Çattığım kaşlarımı düzeltme gereği duymadım, kimdi bu adam? Böylesine iyi giyinimli ve böylesine yakışıklı, böylesine yabancı ve tehtitkar.

Yüzüne yerleştirdiği masum tebessüm beni kandırmaya yeltenemezdi, kimselerin iki gülüşüne tav olmazdım. Onun sormadan içeri adımlayıp ardından kapıyı kapatmasıyla hızlıca ayaklandım. Yoksa beni öldürmeye mi göndermişlerdi bunu?!

Oturduğum koltuğun etrafından dolanıp sırtımı ona çevirmeden yatağa doğru geri adımladım. Bu hareketimle adımları durduysa da beni bir kez süzüp ardından cama doğru, daha demin oturduğum koltuklara doğru ilerlemeye devam etmişti. Odada ölüm sessizliği, onda ise umursamaz bir hava vardı.

Şafakta Vampir Çıkmazı (+18)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora