Lena Vampire Diaries hayranı bir kızdı, hayatı bir çoğumuz gibi sıradan ve sakindi. Tek derdi üniversite sınavında iyi bir derece yapıp istediği üniversiteye girerek Doktor olmaktı ama Kader onun için çoktan yazılmıştı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bölüm Şarkısı: After Dark
"Lena çıkmadan bir anneanne'ne uğra sana bir şey verecekmiş" ayakkabımın bağcıklarımı bağladım ve yere koyduğum çantamı omuzuma taktım "Tamam anne gelirken bir şey lazım mı?" Annem kapının önüne geldi.
"Yok kuzum, sen sağ salim eve dön yeter" annemin yanağına bir öpücük kondurarak merdivenden bir alt kata anneannem'e indim. Cebimden anahtarımı çıkarttım, anneannem'in benim sayamayacağım kadar çok hastalığı olduğu için ailedeki herkeste evin anahtarı vardı.
Ayakkabılarımı tekrar çıkartarak eve girdim "Anneanne ben geldim" kapıyı arkamdan kapatarak oturma odasına girdim. Yine müge anlı izliyordu "Hoşgeldin Lena, gel otur kızım beraber Müge Anlı izleyerim" aman aman kalsın anneanne psikolojim zaten bozuk izlersem hepten bozulur.
"Yok anneanne bana bir şey verecekmişsin ondan geldim ben, kütüphaneye ders çalışmaya gidecektim uğrayayım dedim" gülümsedi, gülünce çok tatlı oluyordu. Anneannem seksen yaşında tonton bir kadındı 10 yıl önce dedemi kaybetmişti ama hala neşe doluydu.
Kendisinin cadı olduğunu iddia etse de kimse ona inanmıyordu. Ben inanıyorum aslında sonuçta Vampire Diaries'de Bonnie'nin anneannesine de inanmıyorlardı ama kadın cadı çıkmıştı değil mi?
"Geçen hafta 18 oldun, sana bir şey vereceğim" sanki bu anı bekliyormuş gibi elini cebine atarak bir kolye çıkarttı ve bana uzattı "Bu artık senindir kızım, bu bir aile yadigarı. 18 yaşına geldiğin için bu senindir" bir dakika bu aile yadigarı ya şimdi iyi para eder ben bunu kadıköy de satarım "Bunu asla satmayacaksın Lena" anneannem zihnimi okuyor galiba aq
"Bu kolye sihirli, sahibine bağlıdır. Annene vermeme sebebim teyzen ile kavga edebilecek olması. Sonra tek kız torunum olan sen doğdun o zaman sana vereceğimi anladım şimdi o kolyeyi tak ve git. Dikkat et kolyeye bir şey olursa atalarımız çok kızar" anneanne cadısın falan dedim de şimdi o kadar da değil.
Anneannemi kırmamak için kolyeyi boynuma taktım ve anneannemin yanağını öperek evden çıktım. Ev ile kütüphane 15 dakikalık bir mesafede olduğu için yürüdüm. Kütüphaneye girdim ve boş bir masaya oturarak çantamdaki test kitaplarımı çıkartıp test çözmeye başladım.
Daha rahat çalışmak için mezuna kalmıştım çok sosyal biri olmadığım için arkadaşım da yoktu bu ders çalışmam için daha fazla zaman demekti. Doktor olup insanların hayatını kurtarırken arkadaşa ihtiyacım olmayacaktı değil mi?
Tam 4 saat aralıksız ders çalıştım. Normalde daha uzun çalışırdım ama kafam çok doluydu ve hava kararmaya başlamıştı. Her ne kadar karanlık sokaklarda yürümeyi sevsem de burası Türkiye başına her an her şey gelebilir.
Kitaplarımı toplayıp çantama koydum ve kütüphaneden çıktım. Ders çalıştığım için sessize aldığım telefonu sessizden çıkarttım, arayan ya da soran yoktu ki zaten merak eden birilerini beklemiyordum.
Annem rahat bir insandı, gece 4'te eve gelsem sorgulamaz mesela o derece, babam da rahat biriydi ama bazen çok katı olabiliyordu. Sokakta ilerlerken takip edildiğim hissine kapıldım lan organ mafyası falan mı peşimde? Keşke watty mafyası peşime düşse ne güzel olurdu evlenirdik.
Adamın beni takip edip etmediğini anlamak için ezbere bildiğim ara sokaklardan birine girdim. Bunu iki kez daha tekrarlayınca adamın peşimde olduğunu anladım. Ara sokaklardayız avazım çıktığı kadar bağırsam duyan da olmaz.
Hadi Lena yaparsın, sana yaklaştığında kasıklarına tekme atar kaç bu kadar huh derin nefes al, nefes ver, nefes al, nefes ve- lan başım dönüyor.
Ayaklarım beni taşımayı reddederken yere yapıştım. Arkamda ayak sesleri yaklaştı, bilincim kapanıyordu. Buna engel olmak için direndim ama bu sefer de başım ağırıyor niye böyle oldu aq okuduğum kitaplarda böyle olmuyordu.
Arkamda ki ayak sesinin sahibinin konuştuğunu duydum. "Boşu boşuna kaçtın küçük cadı, sonunda seni bulduk" yanıma eğilip bana baktı ve elini alnıma koyup bir şeyler mırıldanmasıyla anında bilincimi kaybettim. Böyle işi sikerim ha, sen kimsin orospu çocuğu!?
Tanrısal Bakış açısı
Orlando yerde yatan kızıl saçlı kızı kucağına aldı, etrafına baktı. Birini bekliyordu, tam burada buluşacaklarını söylemişlerdi. Acaba ortağının başına bir iş mi gelmişti? "Gözlerin beni arıyor, bu kadar çabuk özleyeceğini bilsem erken gelirdim Arthur" Orlando dişlerini sıktı "Bana öyle seslenme Dracy" kadın kıkırdadı "Hadi gidelim Arthur" Orlando kucağında baygın yatan Lena'ya baktı "Dua et kızı taşıyorum yoksa seni kurbağaya çevirirdim" Genç kadın güldü ve ara sokağın duvarında bir geçit açtı.
Orlando denen adam ve kucağındaki Lena portaldan geçmesiyle kadın da peşlerinden portala girdi ve arkalarından portalı kapattı.
Sizce bu ikisi kim? amaçları ne? Lena kuzum kusura bakma ilk dakikadan kaçırıldın bu arada anneannenin verdiği kolye yukarıda yani yukarıdaki kolyeyi verdi farz edin.
