12❤‍🔥

54 8 0
                                    

Dostluk mu kazanacak, sevgi mi yoksa aile mi, veya biz kazanırken mi kaybedeceğiz?

Hüma

Dışarı ilk adımımı attığımda, ormanın sonsuzluğunu hissettim. Burada nereye kaçabilirdim? Elimde tuttuğum telefona baktım, Zıpkın'ın numarası aklımda olduğu için onu aramaya karar verdim.
Bir yandan da ormanda belli bir yöne doğru ilerliyordum.

Numarayı tuşladım fakat hat çekmiyordu. Bu ucu bucağı olmayan ormanda daha fazlasını bekleyemezdim. Telefonu çekebilme ihtimali olduğu için pantolonumun cebine koydum ve koşmaya başladım. Eğer bayıltığım adam uyanırsa ne yapacaktım?

Koşmaya devam ederken ara sıra telefonu cebimden çıkarıp kontrol ediyordum. Telefonu her çıkardığımda saate de bakıyordum. Yarım saate yakın bir süredir koşuyordum.

Sonunda ormanlık alandan inip yola çıkmıştım. O an aklıma Yağmur geldi, o da benim gibi kaçmıştı Yağızdan . Şimdi onu daha iyi anlıyordum, hayatım boyunca ailem ve Kara'dan yeteri kadar zarar görmüştüm ama hiçbiri bu kadar ileri gitmemişti. Yağız hayatım boyunca gördüğüm en tehlikeli insandı. Oysa ki Anıl abi onun tam tersi gibiydi. Bu iki insan nasıl oluyordu da kardeş olabiliyorlardı? Yağız canavarın tekiydi. İkisi de benzer hayatlar yaşamıştı. Eylül Anıl abiyi tercih etmemişti aynı şekilde Yağmur'da Yağız'ı tercih etmemişti ama Anıl abi olgunlukla karşılarken Yağız beni kaçırabilecek kadar delirmişti.

Telefonu tekrar çıkarıp ekrana baktığımda artık sinyalin çektiğini fark ettim. O an karşıdan bir araba geldi.

Buradan kurtulabilirdim. Araba yanıma yaklaştı, şöför koltuğunda ki Yağız ile göz göze geldik. Bütün umudum ölüyordu fakat kaçmak zorundaydım. Yağız arabadan indi. Geriye doğru adım atınca kendime geldim ve arkamı dönüp koşmaya başladım.

'KAÇABİLECEĞİNİ Mİ ZANEDİYORSUN? APTAL !'

Diye bağırdı.
Asfalta çarpan adımlarının sesini duymak, korkuma daha da güç katıyordu fakat vazgeçemezdim. Eğer beni yakalarsa bütün umudum biterdi.

Saatlerdir koşmaktan perişan olmuştum ama korkum bana güç kazandırıyordu. Yağız'ın adımları dahada yaklaşınca arkama bakmak için kafamı çevirdiğimde kolumu yakaladı ve beni kendine iyice çekti.

Güçlü kolları ile beni tutarken kaçmak imkansızdı. Ağlamak istiyordum. Kafasını saçlarıma yaklaştırdı ve kulağıma fısıldadı.

'Çok zekisin minik kuş ama senden daha zeki biri ile savaşa giremezsin! '

Dedi ve kolumdan tutup arabaya doğru götürdü.

Artık kaçamayacaktım .

......................................

Barış

Eylül, Anıl, Kara ve Zıpkın ile salonda oturuyorduk. Herkes Eylül'ün odadan çıkmasını bekliyordu.

'Eylül istersen sen Deniz'e bir bak. '

Dedim.
Eylül endişeli bir şekilde bizi izliyordu.

'Ne konuşacaksanız bilmek istiyorum. Belli ki Hüma'nın başı dertte, benim de bilmeye hakkım var sonuçta sizin düşmanlarınız çok ve benim kızımın zarar görmemesi için düşmanlarımı bilmem lazım. '

Dedi. Herkes Eylül'ün haklı olduğunu biliyordu o yüzden kimse sesini çıkarmadı.

Zıpkın eğdiği başını kaldırdı ve Anıl ile bana baktı.

'Konu Yağız. '

Dediğinde Anıl birden yüzünü Zıpkın'a çevirdi.

'Ne alaka? '

AİT OLMADIĞIN KALPTE YAŞAMAKWhere stories live. Discover now