𝟭.𝟔

13.7K 647 61
                                    

Yeni bölüm geldii

Ben 400 biliyordum. 500 olmuşuz. Çok mutluluk verici bir şey bu. Çok teşekkür ederim size. Nice 5000'lere mi desem?

İyi okumalar
__

Öğle arasına girmiştik. Aslı ile aşağı kantine inerken de yanımıza Yunus geldi.

"Naber kızlar."

"İyi Yunus, sen?" diye sordu Aslı.

"İyi bende. Sınavlar ile uğraşıyoruz işte."

"Gerçekten mi? Biz hiç uğraşmıyoruz ya." tepkime karşı Aslı da Yunus da güldü. Kantine varmak üzereydi ki omzuma dokunulan el ile arkamı döndüm. Benimle birlikte Aslı ve Yunus da dönmüştü.

"Naber?"

"İyi, sen Selim?"

"Bende iyi. Bana bir borcun vardı diye hatırlıyorum da onun için gelmiştim."

"Hatırlıyorum, evet."

"Siz ne ara tanıştınız da borcunuz oldu?" Yunus'un sorusu ile Aslı ona dönüp açıkladı.

"Geçen merdivenden inerken Büge telefona baktığı için Selim'in üzerine düştü. Tabii Selim'in de üzeri kirlenince borç olarak da kahve sözü verdi Büge."

"Yalnız mükemmel tanışma olmuş."

"Tabii ki de." diyerek güldü Selim.

Kafamı Aslı'ya çevirdim ve gözlerim ile konuştum. Selim ile ayrı masalarda oturmak istediğimi ima ettim. Aslı ve Yunus ile tanışmadan ben onunla tanışmak istiyordum. Eğer kötü bir niyeti varsa bizle takılmadan önce bunu bilmeliyim. Sonuçta okula yeni gelmişti. Tabii ki de dostum hemen havada kaptı bu imamı.

"Neyse Yunus gel biz başka masaya geçelim. Onlar konuşsunlar." Aslı Yunus'un koluna girip ilerletecekken Yunus durdu.

"Bir dakika, bir dakika. Neden onlardan ayrı masaya geçiyoruz?"

"Çünkü ben öyle istiyorum." diyerek kurtardı beni Aslı.

Yunus şüpheli bakışlar atmaya devam etse de Aslı'nın sözlerini kabul etti.

Biz de Selim ile birlikte kahve almak için ilerlemeye başladık.

Telefonuma gelen mesaj ile ekrandan baktım.

Aslı: Bizim kahvenin parasını ödemek istemediğin için istedin değil mi?

Aslı: Hain seni.

Aslı: Daha yeni aklıma geldi.

Aslı: Eğer az önce aklıma gelseydi bizim kahveleri de sana kitlerdim.

Aslı: Nasıl kaçırdım bu fırsatı :(

Büge: NZKSNZMZNM

Büge: Çoktan gitti o tren aşkım.

Aslı: :(

Gülerek kafamı kaldırdığımda Selim bana bakıyordu.

"Yine o telefon. Tekrar düşersen bu sefer korumam ama seni. Gerçi," eline aldığı kahveye bakışları kayarak konuşmaya devam etti "iyi şeylere vesile oldu."

Ne ara almıştı kendisine kahve?

Gülerek 'öyle' dedim. Ben de kahvemi aldıktan sonra ikisinin de parasını ödeyip bir masaya oturduk.

Kahveden bir yudum aldı.

"Oh, beleş kahve de güzelmiş."

Güldüğümde o da güldü.

VAKTİM YOK / YARI TEXTİNGWhere stories live. Discover now