art deco,, hyunin

8

oy yorum atarsaniz sevinirim hanimlar etkilesim lazim uzun süredir vizelerden dolayi falan bölüm atamiyorum malum

Mad at Disney - Salem Ilese

Otobüs hareketlenmişti. Düşünceler tüm zihnimi kaplarken aklımı kaçıracak gibi hissediyorum. Yanımda oturan Beomgyu hâlimi farketmiş, bir şey demeden başını omzuma yerleştirmişti. Müziğin sesini kıstığımda İç çekip durduğunu farkettim, merak edip bir şey soramadığını biliyordum. Gülümseyip, "halsizim sadece, sorun yok." dedim. Usulca başını sallayıp o da bana gülümsedi.

Şuan beynimi suistimal eden tek şey onun söyledikleriydi. Sebebi yoktu, sadece şaşırmıştım işte, yani muhtemelen öyleydi. "Etkilenmek" denebilirdi belki de, dış görünüşü büyüleyiciydi. Anlık üzüntümün sebebi fiziksel özelliklerinden ötürü onu arzulamamdan ibaretti, başka bir şey olamazdı zaten. Şayet, ilk görüşte aşka bile inanmıyordum.

Telefonumu açıp instagram'a post attım, dün hepimiz birbirimizi eklemiştik, bir kaç dakika demeden çoğu beğenmişti, o da dahil. Geri kapattığım sırada otobüs yavaşladı, geldiğimizi anladığımda müziği durdurup kulaklığımı çıkardım. Seungmin Chan'ın kolunun altından sıyrılmış, geldiğimiz yeri tanıtmaya başlamıştı. Tekneyle açılıp kısa bir yolculuğun ardından adaya varacak, bahsedilen şelaleye ulaşacaktık.

Sonunda otobüsten inmemiz gerektiğinde derin nefes alıp her şeyi siktir ederek gülümsedim, çantamı alarak Beomgyu'nun koluna girdim ve aşağı indim. Felix direkt yanıma gelip diğer koluma girdi, Yeonjun ve Minho laflıyor, Chan Seungmin'in yanından gidiyor, Jisung etrafa uykulu bakışlar atıyor, Changbin ve Hyunjin ise sessizce ilerliyorlardı. Jisung'a göz kırpıp yürümeye devam ettim.

Felix, "sen iyi misin? otobüse erken gitmişsin, suratın da asıktı." dediğinde gülümseyip, "aşıksın bana, dikkat etme bu kadar iyiyim ben." diye cevap verdim. Alayla kahkaha atıp koluma vurdu. Daha fazla sorguya çekilmemek için mutlu gözükmeye çalıştım.

İskeleye geldiğimizde sırayla tekneye bindik. Çantamı bir kenara atıp etrafa bakındım. Omzumda hissettiğim kolla irkildim, Changbin'in kolu olduğunu bakmadan da anlayabilmiştim.

"Naber fıstık?" dediğinde, "iyiyim, sen de bir sorun mu vardı diye soracaksan eğer, hayır, yok." diye cevapladım. Gülüp, "ondan değil, Hyunjin telefonla konuşurken duyduğunu gördüm, kötü hissetmiş gibi görünüyordun, bir sorun yok  değil mi?" diye fısıldaması üzerine şaşkınlıkla yutkundum ve başımı hızlıca iki yana salladım, ne demek istediği bârizdi. "Hayır, sadece başım ağrıyordu, sohbet etmeye gelmesin diye kaçtım." dedim. Omuz silkip, "peki, öyle olsun bakalım." dediğinde cevap vermedim, görmesi cidden kötü olmuştu.

O sırada yanımızda bir beden belirdi, kafamı ona çevirdim, Hyunjin. "Ne konuşuyorsunuz fısır fısır?" dediğinde Changbin, "hiç." diye karşılık verdi. O ise siyah saçlarını geriye atıp kaslarını ortaya seren beyaz tişörtünü çekiştirdi, dudakları düz bir çizgi halindeydi, "iyi." diyerek gözlüğünü taktı ve uzaklaştı. Arkasından bakakaldığım sırada Changbin de saçlarımı karıştırıp, "dikkat et." diyerek yanımdan ayrıldı.

Kafam karışmış bir hâlde diğerlerinin yanına gittim, tekne açılmak üzere hareketlenmişti. Yeonjun'un yanına oturdum, gözüm telefonuna kaydığında birinin st'sine cinsel bir cevap verdiğini görmemle beraber  kafasına vurdum, kafasını tutup bana baktığında, "kafanı sikeyim senin." dedim, yüzü anlamamış bir hâl aldı, "ne diyorsun amına koyayım?" diye sordu. Cinsellik içeren her şeyden nefret ediyordum, tâbii Beomgyu'dan dolayı Yeonjun'a biraz daha fazla dikkat kesiliyordum ancak birinci durum şu an daha baskın ve rahatsız edici gelmişti.

Tiksintiyle suratına bakıp, "millete mi yürüyorsun?" diye sordum, kaşlarını kaldırıp, "ne, normal bir durum değil mi?" demesiyle beraber tekrardan vurup, "dm kutunda bir ton kişinin aynı sebepten ötürü bulunması normal mi, playboy mu oldun amına koyayım?" diye sordum. Ofladığında, "iki ilgiye kananlar varsa bu benim sorunum değil." dedi.