Nasılmış Justin acı çekmek?

"Anne aç lütfen gözlerini!" Annesinin yanında dururken kapıya döndü.
"Edward!" diye bağırdı.

Saniyeler içinde sarı saçlı siyah gözlüklü bir adam içeri girdi. Gördüğü görüntü ile şok olurken Justin'i dinledi.

"Şu kızı al eski yerine götür. Öldürmekten beter et." dedi. İçimde gram korku yoktu. Daha fazla acı çeksem de ağlayabilir miydim bilmiyordum. Kendimi çok değişik hissediyordum. Sanki hissizleşmiştim.

Edward olacak adam başını sallayıp bana doğru yaklaştı. Birşey demeden koluma uzanıp tuttu ve beni odadan çıkardı.

Yine başlıyoruz.

💫

Yine Veronica'sız bir sabaha uyandı Salver. Başını yasladığı koltuktan kalkıp cama gitti. Matthew duşa girmişti. Salver ise sanki bitkisel hayattaymış gibi hiç konuşmadan öylece düşüncelere dalmıştı. Babası olacak adam dün telgraf aracılığıyla haber aldığı gibi yola çıkmış neredeyse ışık hızında geliyordu. Oğlu ona gelmişti. Bunun sevinciyle saraya geliyordu.

Camdan dışarı bakarken ellerini cebine soktu. Parmaklarına dolanan lastik ile kaşlarını çatarak lastiği eline alıp baktı. Bu Veronica'nın lastiğiydi.

Bununla o beyaz saçlarını toplamıştı. Veronica'nın güzel saçları bu tokaya değmişti. Gözleri dolarken tokayı burnuna götürüp kokuyu içine çekti. Veronica'nın saçındaki koku tokasına sinmişti. Çok güzel kokuyordu. Kokuyu alınca kendini Veronica'nın yanında gibi hissetti. Acaba şuan ne yapıyordu?

Kendine sorduğu bu saçma soru ile sinirle duvara yumruk attı. O kız orada işkence çekerken o burada sefa içinde babasının gelmesini bekliyordu. Veronica'nın yerinde olmayı isterdi. Veronica yerine Salver dayak yemek isterdi. Yeterki Veronica'nın o gözyaşları akmasın, narin canı acımasındı.

Kapının çalması ile oraya döndü.

"Gir." diye seslendi. Kapının dışındaki kapıyı açıp içeri girdi. Bu Frank'tı.
"Efendim babanız sizi taht odasında bekliyor." dedi Frank. Salver'ın içini heyecan kapladı.

Hızla odadan çıkıp taht odasına gitti. İçinde heyecan vardı. Veronica'yı oradan kurtarmasına çok az kalmıştı. Yakında onu kurtarıp ona kavuşacaktı. Bunun heyecanı ile kapıyı açıp içeri girdi.

Beş tahtın en büyüğünde oturan babası Salver'ı görünce gülümsedi. İşte Veliahtı gelmişti. Salver onun için çok değerliydi. Çünkü yakın zamanda oğlunu krallığın başına geçirecekti. Artık yaşlanmıştı bu yüzden işleri ile ilgilenirken çok yoruluyordu. Ama ülkenin başına Salver geçerse o bu işlerle ilgilenecekti.

"Hemen orduyu topla. Elf krallığına gitmeliyiz." dedi Salver. Annesi Violet ağzını şok içinde açtı. "Elf krallığı mı?" Albert başını salladı. "Evet. Sevgili gelinimi alacağız." Salver herşeyi Frank'a anlatmış Frank ise Albert'a anlatmıştı.

Violet yine şok içinde oğluna döndü.

Salver meraklı bakışları ile babasına bakıyordu.
"Veronica'yı kurtarmak için hemen orduyu topla Albert. Orada daha fazla durmasını istemiyorum." Albert gülümsedi.
"Merak etme. Ordu şuan hazırlanıyor. Ancak harekete geçmek için şartım var."
"Nedir şartların?" diye sordu Salver. Albert'ın gülümsemesi büyüdü.

"Krallığın başına geçeceksin. Kral olman için yerine getirmen şartları biliyorsun değil mi?" Salver başını sallarken Violet'in kalbine inecekti. Elflere düşman bir ülkenin prensi bir elfle mi evlenecekti? Yıllardır oğlunu en iyi prenseslerle evlendirme hayali kurarken bir elfle mi evlendirecekti?

"Veronica ile evleneceğim ve bir çocuk dünyaya getireceğim." diye tamamladı Salver. Albert yavaşça başını sallayıp ayağa kalktı.
"Öyleyse orduyu harekete geçirelim."

<><><><><><><><><><><><><><><><>

Selamm yeni bölüm ile geldimmm 🙃

Bölüm nasıldı?

Gelecek bölüm tahminlerniz?

Sizi seviyorum iyiki varsınız iyi okumalar dilerim 💫


Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin