Bölüm 11

471 4 0
                                    


JASMİNE

Sürekli kapı çalınırken, uyku sersemi yutkunup diğer tarafa döndüm. Ofladım, uyanmak istemediğim için yorganı başımın üzerine çektim.

Yanımda bir hareket hissettim, yanımdaki kişi beni kendine doğru çekti. Mırıldandım, yanımdakine sarıldım. Parmaklarının göğüslerimde gezindiğini hissedebiliyordum.

"Hmm." Eli sırtıma gitti, çıplak tenimde rahatlatıcı daireler çizdi.

Kapıyı çalan kişi yüksek sesle seslenmeye başladığında, "Kes şunu," diye mırıldandım uyur uyanık.

"Bay Jefferson."

"Bay Jefferson, lütfen uyanın. Yirmi dakika sonra önemli bir toplantınız var."

"Bay Jefferson, duyuyor musunuz efendim?!" Aşina olduğum el kalçalarımın kıvrımına dokunup beni kasıklarına doğru çektiğinde inledim.

Ön tarafı kıçımın yanaklarına sürtünmeye başladığında ıslandığımı, hararetlendiğimi hissedebiliyordum.

Biri hâlâ kapıya vurarak bağırıyordu. Iris'in neden beni rüyamda bile yalnız bırakmadığını düşünüp kaşlarımı çattım. Rüyamda Theodore'la birlikte uyuyorduk, o kadar güzeldi ki.

"Bayan Iris, her şey yolunda mı?" diyen farklı bir ses duydum.

"Bay Jefferson henüz uyanmadı. Genelde erken uyanır ama bugün uyanmadı. Başına bir şey mi geldi diye merak ediyorum."

Kulağıma çok gerçekçi gelen bu sesler kafamı karıştırdı. Gözlerimi açmamla kapamam bir oldu. Sonra yavaşça tekrar açtım.

Karşımda gri duvarlar vardı, beyaz duvarlarımın ne zaman griye döndüğünü düşünüp kaşlarımı çattım. Sırasıyla tavana, perdelere ve başımı dayadığım kola baktım.

"Aman Tanrım!" Kalbim küt küt atarken ayağa fırladım. Soğuk gözleriyle bana bakan kişiyi gördüğümde nutkum tutuldu.

Gözlerimi kocaman açıp ona baktım. Üzerinde hiçbir şey yoktu. Siyah battaniye bacaklarını örtüyor, ereksiyon hâlindeki penisini net bir şekilde görmemi sağlıyordu.

Kasıklarım karıncalanmaya başlayınca yutkundum. Dün geceki olaylar zihnimde canlanmaya başladı.

"Ben burada ne işim var? Beni neden buraya getirdin?" diye fısıldadım kıyafetlerime bakarak. Geceliğim yukarı sıyrılmış, kalçalarımı net bir şekilde gözlerinin önüne sermişti.

Geceliğimin askıları düşmüş, göğüslerim ortaya çıkmıştı.

"Aman Tanrım! Bizi görürlerse ne diyeceğiz?!" dedim, kocaman yataktan kalkarken. Geceliğimi düzeltip askılarımı yukarı çektim.

Yatak başlığına yaslanmış beni tepeden tırnağa süzerken huzurlu görünüyordu. Beni geceliğimden tutup çekince gümbürtüyle yatağa düştüm.

Ellerimi kavrayıp diziyle bacaklarımı birbirinden ayırdığında ne yapacağımı bilemedim.

Sızan ıslaklığı hissedebiliyordum, vücudumun her parçası heyecan ve şehvetle uyanırken kalbim hızla atmaya başladı.

Yaptığım yanlıştı ama aynı zamanda doğruydu da. Ona doyamıyordum.

"Bay Jefferson." Sesler dışarıdan değil, yatağın yanına yerleştirilmiş hoparlörden geliyordu. Şaşkınlıkla hoparlöre baktım.

Bir elini yavaşça belime dolarken, "Ses geçirmez. Onlar bizim sesimizi duyamaz, biz de onların sesini duyamayız. Dışarıya bir mikrofon yerleştirdim," diye kulağıma fısıldadı.

Gece ÇökünceWo Geschichten leben. Entdecke jetzt