3

20 3 0
                                    

selam! öncelikle bölüm biraz gecikti gibi oldu, bundan dolayı özür dilerim. umarım keyifle okursunuz.

oy verip yorum yapar mısınız rica etsem?

--

yaklaşık yarım saat sonra bir villanın önünde durduk, beyaz duvarlı sade ama şık bir yerdi. açıkçası hoşuma kaçmıştı. motordan dikkatlice inecekken önüme uzanan elle kaşlarım kalktı.

inmem için elini uzatmıştı Aral Yılmaz.

"düşersin sen şimdi." dedi alaycı bir tonla.

"sana mı düşerim?" dedim aynı alaycı tonla.

güldü, gülerken sarı saçları dalgalandı. sarışın erkekler dikkatimi çekmezdi, esmerler daha güzeldi bence.

elini tuttum, bir yerden başlamak lazımdı sonuçta. bu aileye öyle veya böyle yakın olmam lazımdı, birilerinin duygularıyla oynamak zorunda kalsam bile.

kapıyı çaldı, yardımcı olduğunu düşündüğüm bir kadın açtı. gülümseyerek selam verdi ikimize, Aral aynı gülümseme ile karşılık verdi. bende benzer bir gülümseme takınmaya çalıştım, kız hırkamı aldı. üstüne zehir falan sürer miydi acaba? hayır, paranoyak değilim.

içeri birkaç adım atar atmaz zarif ve genç bir kadın karşıladı bizi, yüzü çok masumdu. saf bir güzelliği vardı kadının, oğlu gibi sarışındı.

"merhaba, ben Açelya. Taner'in eşiyim." duru sesiyle konuşmuş, hoş bir gülümseme takınmıştı. mimikleri aynı oğlu gibiydi, ama çok daha zarifti.

gülümsedim, elini uzatmıştı. tokalaştım, yanı sıktım elini.

"bende Alaca."

"evet, Taner bahsetti. çok ince düşünmüşsün, açıkçası çok hoşuma gitti."

bir yandan beni süzüyor, bir yandan da konuşuyordu.

böyle böyle birkaç saat geçti, Açelya'nın beni sevdiğinden emindim, aynı şekilde Taner Yılmaz'ın da. oğullarına da gıcık olmuştum ama benden nefret etmiyordu, emindim.

"seni Aral bırakır yine. geç oldu saat." Taner Yılmaz'a baktım, bu çocuk kurye falan mıydı? günde dört kere bırakıyordu maşallah.

"gerek yok aslında, yorulmasın boşuna."

Aral'ın kaşları çatıldı. "yorulmam ben, zevktir bana motor sürmek."

"aslında ben istemiyorum, yani akşam vakti gerek yok."

"tek gitmen daha sakıncalı?"

"değil."

kaşlarını çattı. ofladı. "tamam."

tam ikna olduğunu düşünürken ara Taner Yılmaz girdi.

"olmaz öyle kızım, bir sonrakine kendin gidersin şimdilik böyle olsun."

"gerek yok ama, gerçekten."

"kızım saat çok geç oldu ama, zaten tek olma diye diyoruz öyle başka anlamı yok." dedi açelya hanım, bu kadını kırmak istemiyordum, mecburen kabul ettim. Aral'ın yüzünde bir sırıtma belirdi.

sırıtmasına kaşlarımı çattım, daha da genişletti.

birkaç saat daha sohbet ettikten sonra, yani aile ile ilgili bilgi aldıktan sonra kalkma vaktim gelmişti. aslında sohbet çok sarıyordu ama fazla kalsam dikkat çekerdi.

kapıya doğru ilerlerken Aral koluma dokundu, rahatsız olarak geriye çekildim.

yüzünde mahçup bir ifade oluştu, beklemiyordum. "özür dilerim." dedi içtenlikle. o an keşke başka sebeplerle burada olsaydım diye düşündüm, daha sonra da böyle düşüneceğimi bilemeyerek. hafifçe gülümsedim.

ikilemWhere stories live. Discover now