Bende artık pes ederek konuştum. Zaten böyle bir durumda sinirlerime hakim olamıyordum, şimdi de olayı anlatmadıkları için dahada sinir olmuştum. "Eğer şuan ikinizde konuşmazsanız, buradan çekip gider, onların size ne yapacağı umrumda bile olmaz. Ellerinizde koskoca uyuşturucu var ve gelmiş bilmiyorum mu diyorsunuz? Ben böyle sakin kala bilirim fakat o dışardakiler emin olun farklı yöntemlerle sizi konuşturacaktır."

Söylediklerimden sonra ikili arasında haraket bekledim, fakat tam tersi, onlar susmaya devam ettiler. Kapıya yakınlaşarak çıkmak için haraketlendim fakat Bahar'ın sesi beni durdurdu.

"Uyuşturucuları bize veren birileri değildi, kendimizdi." İtirafı karşısında şok gözlerle ona doğru dönerek gerçekliğini sorguladım.

Yalan söyler bir hali yoktu.

Daha çok söyledim kurtuldum havasındaydı. Nil'in de ona doğru attığı sert bakışlar bunun kanıtıydı.

Bu kızlar nasıl bir delilik yapmıştılar böyle?

"Siz aklınızı mı kaçırdınız? Ne demek bilerekten içdiniz? Yoksa..yoksa, siz uyuşturucu mu kullanıyorsunuz?" sona doğru kısılan sesimle onlara doğru baktım.

Eğer böyle bir şey varsa işte şimdi başları beladaydı.

Bu sefer Bahar değilde Nil cevap verdi. İkili arasında ki soğuk rüzgarı buram buram hisediyordum. "Bizim amacımız gerçekten o değildi abla, sadece bir anlık ihtiyaç. "

Sinirle ona döndüm bu sefer. "Ne demek ihtiyaç? Siz bu uyuşturucalarla mı ayakta duruyorsunuz? Onun için mi her gece soluğu barlarda alıyordunuz? "

Nil cevap vermezken bu sefer sert sesimle konuştum. "Nasıl iğrenç birine dönüştüğünüzün farkında mısınız? Uyuşturucuyu size ilk başta kim verdi? Söyleyin çabuk yoksa hiç düşünmeden bizzat sizi polislere ben veririm."

Bahar kısık sesle konuştu. "Sevgilim Oğuz'un bir kumarhanesi var zaten biliyorsun. Bizi bir gün Nil'le oraya çağırdığında herkes uyuşturucu kullanıyordu. Oğuz'da o sırada bize verdi. Başta buna karşı çıktık ama artık onsuz doğru düzgün nefes alamıyorduk. O günden sonra çantada bir miktar uyuşturu taşıyoruz."

Artık gözlerim şaşırmaktan yerinden çıkacakken Oğuz'a ettiğim küfürler sayısızdı. Ona dersini bizzat ben verecektim. Aklıma aniden gelen bir olayla yeniden konuşmaya başladım. Artık konuşunca bile sinirlerime hakim olamıyor, istemsizce ses tonum artıyordu.

"Utanın diyeceğimde sizde utanılası sıfat yok. Bu güne kadar arabada polisler hiç mi tutmadı? İlla ki tutmuştur o zaman ne cevap verdiniz peki?"

İkiside birbirine bakarak kısa bir sessizlik sürdürdüler. Daha sonra Nil konuştu. "Bu uyuşturucalar normal birisinin ayırt edebileceği bir şey değil. Hem, Oğuz'un bize verdiği plakalar sayesinde fazla polis sıkışması yaşamıyorduk."

Onlara yazık bakışını attım. Gerçekten yazıktı, bir uyuşturucuyu zararlı olduğuna rağmen kullanan yazıklar.

İşte gelmiştik son soruma. Odamda uyuşturucu tesbit edilmesi. Bakalım bunun altından hangi birisi çıkacak.

"Odada uyuşturucu tesbit edilmişti, onlarda da sizin mi parmağınız var?"

Bahar konuya bodozlama daldı. "O yanlışlıkla oldu yemin ederim. Amacımız senin başını belaya sokmak değildi, aslında o gün onu otelden çıkarıcaktık fakat nedensizce otelin sahibi bizim odalarda arama yapılmasını söylemiş, benim odamdaki uyuşturu nasıl olmuşsa karışmış ve senin odanda bulunmuş. Zaten çok pişman olduk." suçlulukla kafasını eğdi.

Mafya mısın sen?Where stories live. Discover now