...

Gözlerim Rüzgar'ın sesiyle hafif aralanmıştı. Hey benim odamda ne işi vardı bunun ? " hey çirkin amma uyudun he. Alt tarafı bi kahve istedim. Kafamı toparlayamıyorum kızım hadi kalk ya. " dediğinde gözlerimi kapattım." Gidip de kendi kahveni kendin yap ya " diye çemkirdim uyurken. " Masal yeminle sen oksijen kaybısın kızım. Bak gene iyisin kahvemi yaparsan seni atmosfere çıkarcam belki beynine oksijen gider he " dedi. Öküz bu çocuk ya valla. Gözlerimi hafifçe aralayıp" Rüzgar sana kahve yapıcaktım ama bu deliklerinden sonra sağ tarafımdaki melek bile öldü " dedim. " sarhoşların ne yapıcağı belli olmaz çirkin bu nedenle ki söylüyorum bi anda yastıkla boğulursan veyası bıçaklanırsan falan karışmam " dedi. Açıkça öldürürüm desen yeterdi be canım. Huysuzlanarak " İstemiyorum. Yatağımdan kalkmak istemiyorum. Kahve yapmak istemiyorum. Bak gözlerim açılmıyor gördünmü " deyip göz kapaklarımı yeniden kapattım. Umudum beni benle yanlız bırakmasıydı. " seninle şuan yatıcam ve benim olucaksın " dediği an kalbimi söktüler yerde sürüklediler,üzerinde horon teptiler,laam çukuruna atıp bide üzerine neyse çirkinleşmiyim. Dediğini beynim idrak edince gözlerim oruçluyken yemek görmüş gibi yuvalarından fışkırdı bildiğin. Ne diyodu bu sümso ya. Bi anda yatakta oturur pozisyona geçip " ne diyon sen be sarhoş marhoş demem çarparım hee " deyip vurmaya başladım. İki bileğimden tutup " bak gözlerin açıldı gördünmü " dedi. Yok bu çocuk benim düşündüğüm gibi salak değil ya valla. Gözlerimi kahverengi gözlerine dikip " sen sarhoş olduğuna eminmisin " diye sordum. Bu çocuk sarhoşken böyleyse gerçeğinden korkmak gerek yeminlen. Bileklerimde olan ellerini bıraktırmaya çalıştım ama o bi hamle ile beni ayağa kaldırdı. " az biraz ayıldım çirkin " dedi. Belli belli. Anlaşılan bugün uyku bana haramdı. Arkamdan itekleye itekleye beni zorla merdivenlerden indirdi. Elimden sadece oflamak be poflamak geliyordu. Uykum vardı uykum. Şubat ayının soğuğu kendini yeni yeni hissettirmeye başlamıştı. Halbuki iki üç gün önce havalar ne kadarda güzeldi. Hayata birkez daha küfür ettim. Resmen şans bana güldüğünde dişleri döküktü. Yoksa benim bu yaşadıklarımın başka bir açıklaması olamazdı. Kapşonluma iyice bi sindim. Doğalgazı kim kapattı allahsen. Mutfağa girdiğimizde grip olmuşcasına 6 kere ard arda hapşırdım. Evet çok acayip biliyorum ama sonuç olarak bende acayip bir insanım. " iyice sessizleştin hapşırıyosunda hastalanmayasın sakın sen çirkin " diye söylendiğinde " sağlam kızım ben bana bişey olmaz " dedim. Yalan valla yalan bazadan düştüm diye bütün bacağımın alçıya alındığını bilirim ben. Tabi bunu onun bilmesine gerek yok. Üşüdüğümü için hem Rüzgar'a hemde kendime sıcacık kahve yapmıştım. Mutfaktaki masada oturan Rüzgar'a kupayı uzattım ve karşısındaki sandalyeye oturdum. Neden içtiğini çok merak ediyordum ve bu merak bedenimi ele geçirmişti. Belki de çok derdi vardı bilemezdim ama bilmek isterdim. Bugün Cüneyt diye kızması falan gene eğlenmek içindi ki bu fırsatı ona vermemiştim ve vermeyecektim. " biraz daha iyimisin " diye sordum ve kahvemden bir yudum daha aldım. Oda kahvesinden bir yudum alıp " zaten kötü değildim. Biraz kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı okadar. Alkolü biraz fazla kaçırmışım eğer seni kırdıysam yada neyse boşver " dedi. Hadi ama özür dilemek bu kadar zormu. İçimde kırılan o tarafı tamir etmek bu kadar zormu. Onu bunu geçtim de Rüzgar benle bu tarz konuları konuşuyo ya. Bu tarzdan kastım kafamı dağıtmak gerekiyor falan demesi. Hadi ama içine kapanık birine benziyor şaşırmam normal. " Rüzgar karnın açmı " diye soru sorduğumda kendi midemdeki dilencininde harekete geçtiğini gördüm. Bildiğin yemek yemek diye horon tepiyodu Puşt. " en son senle yediğim valla çirkin başka yok " dedi. Bende onunla yediğimleydim ve acıkmıştım. " ozaman portakallı kekten çıkarıyorum artı olarak sandiwich yapıyorum " dedim. Bana yaptığı kötülükler olabilirdi yani dalga geçmek gibi ama bu iyilikde yapdığı gerçeğini değiştiremezdi. Başıyla onaylayıp " bu tarz şeyler yapmayı severmisin " dedi. Yanı dediğim yiyecekler onay kazanmıştı. " geçen yaz pastanede çalıştım o yüzden çoğu şeyi yapmayı bilirim. Sevmeye gelirsek inan sevmesem kimse yaptırtamazdı gerisini sen düşün " deyip tebessüm ettim. Küçükte olsa bi tebessüm görmüştüm sanki yüzünde. Başını önüne eğip sağa ve sola salladı. Sonrada bana bakıp " e hadi seni yiycem en sonunda " dedi. Gülümseyip " aslında şüphem vardı " dedim. Oda gülümseyip yanıma geldi. Sandiwich yapmama yardım etti ve kekleri dilimledi. Becerekli çocuk vesselam. Oturduk ve yemeğimizi yedik. Arada benim küçük çaplı hapşırmalarım olmadı değil. Ona pastanede yaşadığım bir kaç anımı anlattım. Anılar tabi benim rezilliğim olduğu için hepsine güldü. Biliyorum çok dengesiz bi insanım ama o sözleri aklımdan hiç çıkmıyordu. Belki de büyük bir derdi vardı. Oda bana babasının ona bir bar aldığını ve orayı nasıl işlettiğini anlattı. Birkaç kavgasını ve hepsinin komalık olduğunu söyledi. Tabi bunları yaparken sigarasını içmeyi ihmal etmedi. 7. sigarasını yakınca gözlerimi kahverenginin bilmediğim tonu olan gözlerine diktim. Uçurumu anımsatan gözlerine." 7. " dedim. Kaşlarıyla anlamadığını belirtince " 7. Sigara oldu artık içmesen " dedim. Akciğer kanserinden genç yaşta ölücekti salak çocuk. Kaşlarını kaldırdı ama ciddiyetinden ödün vermiyordu. " rahatsızmı oldun " dediğinde o an içimden geleni söyledim " evet rahatsız oldum ama dahada önemlisi kendine çok fazla zarar vermen " dedim. Ne her insan için aynı şeyi söyledim. Alaylı bir tonda " benimi önemsiyorsun hemde akşam onca dediğim şeyden sonra " dedi. Hadiya vallamı insan nefret ettiği birini nasıl önemser acaba. " normal hiç tanımadığım bir insanda olsa düşünürdüm. Sonuçta taşıdığımız bi can var. Bizi önemseyen insanlar var. Ölüm bu kadar kolay olmamalı. " dedim. Bana ölü görmüş gibi baktı. Ne dedimki ben. İyilik düşünmekte suç. " taşıdığım canı ne ben önemsiyorum nede bir başkası. Bence ölüm bu kadar zor olmamalı. Bu bi sikime yaramayan hayatta ölmek en güzel çaredir çirkin " dedi. Yanılıyordu. Kendi canını bu denli değersiz görmesi saçmaydı. " ölmek çözüm değil kaçıştır. Korkularımızdan olan kaçışımızdır. Hayata nasıl bakarsan öle görürsün. Yaşamak zaten savaştır. Yenilmekten de beteri pes etmektir ölüm. Aynı bir korkağın yapabileceği tek şey olması gibi " dedim. Bunları benim söylemem kıyamet alameti gibi bir şeydi doğrusu. Babamın ölümünden sonra ne hale gelmiştim. Ama hiçbir zaman pes etmedim. Etmeyeceğim de. Güldü bu kadar anlattığım onca şeye güldü. Sonra gözlerime bakarak " sen hayata nasıl bakıyorsunuz çirkin " dedi. Açıkcası bu soru bilmediğim yerden gelmişti ben hayata nasıl bakıyordum ? Gözlerine baktım benden bir cevap bekliyordu. Belki olumlu belki olumsuz. Mantığı olumsuz diye yalvarırken kalbi olumlu diyordu sanki. Buda benim kurmacamdı belki. Sorusunu geçiştirmek için aynı soruyu ona yönelttim. Düşünmek için zaman kazanmaya çalışıyordum. " pekiya sen nasıl bakıyosun " dedim. Önce ben sordum gibi birşey söylemesini beklerken beni yanıltıp sorumu cevapladı. " siyah " dedi. Kafasını geriye doğru atıp " en çıkmazından , hiç beyaz barındırmayan , çıkış olmayandan bahsediyorum çirkin. " dedi. Gözleri dehşet saçıyordu sanki. Buram buram nefret soluyorduk. Rüzgar Kantar kimdi ? İşte bu soruyu bilen tek kişi galiba kendisiydi ve ben ikinci bir kişi olmak için şuan can atıyordum. Ona sorabileceğim hatta sormak istediğim çok soru vardı. Açıkçası yemiyordu o ayrı bişey. " eee çirkin sen nasıl bakıyorsun hayata " dediğinde düşüncelerimden sıyrıldım. Alay eder gibi sormuştu bu soruyu. " bilmem " dedim. Gerçekten bu sorunun cevabını bilmiyordum. Baktığım nokta neresiydi. Güldü sadece güldü " tahmin ettiğim gibi " dedi. Galiba sohbet buraya kadardı. Ayağa kalktım ve masayı topladım. Bu süre zarfında sadece beni izledi. " sen istersen git yat ben mutfağı toplicam " dedim. Kalkmasını beklerken oturduğu sandalyeye iyice yayıldı. Hadi ama işimi zorlaştırıyordu. " sensiz uyumayı düşünmüyorum " dedi. Yoksa benmi öle anladım. Yok yok dedi. Ona dönüp " anlamadım " dediğimde güldü ama bu seferki içtendi. " sensiz uyumayı düşünmüyorum " diye tekrarladı. " o niyeymiş o " dediğimde " çünkü öle istiyorum " dedi. Salak bu çocuk ya valla. " isteklerine başlatma geri zekalı. İstiyomuşmuş ay benimde çok umrumdaydı. Seninle uyumiycam. " dedim ve arkamı döndüm çok oluyordu bu çocuk. Bi anda iki el belimi kavrayınca ne olduğunu anlayamadan havalandım. Beni omzuna atmıştı ve odama doğru ilerliyordu. " uyumayıp ne yapıcaksın kızım beni ? Bak aklıma kötü kötü şeyler geliyor " dediğinde. Nasıl bir belaya bulaştığımı düşünüyordum. Bu çocuk gerçekten dengesizdi. Aykut elmas misali " salak salak konuşma beğ " diye bağırdım. " onu yapan ben değilim sensin ahlaksız teklifte bulunduğuna göre " dedi. Evet evet bana böle bişey dedi. " Rüzgar artık saçmalamay..." sözümü kesen beni yatağa fırlatması oldu. Kendi de üzerime çıkınca neye uğradığımı şaşırdım.

Arkadaşlar biliyorum çok uzun süre zarfından sonra bölüm atıyorum ama bazı sıkıntılar yaşadım. Bundan dolayı sizlerden çok özür diliyorum. Vaktinizden ayırıp kitabımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Votelerin artmasını çok isterim sizden ricam vote vermeniz inanınki bu beni çok mutlu eder. Seviliyorsunuz :*

Seni Her GördüğümdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin