Ninth page

15 5 0
                                    

Valizimin fermuarını kapattıp son kez odama baktım bu Odada geçirdiğim anıları düşünüp gülümsedim gençliğimi bu odanın içinde bırakmıştım valizimi kaldırıp kapının önüne koydum annem ve babamla zaten vedalaşmıştım annem ne kadar beni havaalanına kadar götürmek istediysede ben kendim gitmek istediğim için onu ikna etmiştim uçuşum akşam yedideydi şimdi hanbin hyunglara gidicektim ve onlarla vedalaşacaktım evet gyuvinle de vedalaşacaktım ve ona karşı olan hislerimi güney Kore sınırlarında bırakıp gidecektim buna kendimi ikna etmiştim yani en azından beynim buna tamamdı kalbim ise bir muammaydı evden çıktım ve taksiye bindim yolda abimin mesajlarına ve grup mesajlarına cevap verdim hanbin hyungların evi zaten yakındı bu yüzden 5 dakika içerisinde varmıştım bile taksiciye parayı uzatıp taksiden indim ve zili çaldım Taerae  hyungun ağlayışlarına  Maruz kalacağımı biliyordum ama kapı açılınca direkt olarak hao hyungun bana sarılmasını beklemiyordum

"Hao bırak çocuğuda içeri girsin" hao hyung beni bırakıp içeri girmeme izin verdi ve arkamdan kapıyı kapatırken söylenmeye başladı

"Neden erken gidiyorsun ki lisen bitince gitseydin işte 2 ay erken gitmek nedir çocuk"

"üstüne gitme çocuğun" diye içeri geldi jiwoong hyung gülümsedim ve ardından her zamanki konuşmalarına döndüler bende son kez oturup onları dinledim evet son kez diyordum çünkü her ne kadar abim her boşluğunda gelse de ben üniversiteyi bitirmeden dönmeyi düşünmüyordum  konuşmalarına dahil oldum

"Gyuvin yok mu?" Diye bir soru döküldü dudaklarımda ister istemez hao hyung kafasını bana doğru çevirdi yüz ifadesi değişmişti

"Geleceğini söylemişti ama şuan nerede bilmiyorum bu kadar gecikmezdi"

"Anladım" derken telefonuma gelen bildirim sesiyle dikkatim dağıldı

Gyuvin
Bizim parka gelir misin gunwook
Vedalaşmak için..

Tabi gelirim Gyuvin

Hao hyunglarla teker teker vedalaşıp ağlama faslının ardından ordan ayrıldım park yakındı yürüyerek gitmem sorun olmaz diye düşündüm yavaş adımlarla parka doğru yürümeye başladım. görmüştüm. Bankta arkası dönük oturuyordu. Yüzümde buruk bir gülümseme oluştu. Belki zamanında itiraf etseydim şimdi çok mutlu olurduk. Ama korkularım red edilirsem aramızdaki arkadaşlıkta bozulur ve onu kaybederim korkusu daha ağır basmıştı. Ve ben sınırları aşamamıştım. Gittim ve yanına oturdum bir süre ikimizde hiçbir şey demeden oturduk en sonunda Gyuvin bu sessizliği bozdu.

"Gunwook"

"Efendim gyuvin"

"Neden gün geçtikçe benden uzaklaştın gittikten sonra bir daha seninle iletişimim biticek gibi geliyor neden?"

"Bilmem"dedim sessiz bir tınıyla

"Benimle eğlenen şakacı çocuğu özledim ben"

"Komik" ister istemez sinir olmuştum

"Komik olan ne"

"Görmüyorsun gözünün önündeki şeyleri hiç bir zaman görmedin"

"Anlamıyorum gunwook"

"Boşver gyuvin ne zaman anladın ki zaten" ya da ben mi kendimi anlayamıyordum açık değil miydi herşey fark etse ne kaybederdi ki

"Yapma böyle iyi misin sen"

"Lütfen Gyuvin benim iyi olup olmadığımı sormayı bırakır mısın hasta olunca evime gelmeyi hocalara bahaneler uydurup sınav notlarımı yükseltirmeyi  benim için ders notları almayı bırak gidiyorum işte"

"Neden ama?" Diye sormuştu Gyuvin kırgın bir ses tonuyla

"Çünkü bu sadece kafamda olmayan şeylere inanamamı sağlıyor asla olmayacağını bile bile oldurtmayı istememe sebep oluyor"

"Ama..."sözünü kestim artık buna bir dur demeliydim

"Sen arkadaşın gunwook özlüyordun ama ben bunu daha fazla yapamam senin arkadaşınmış gibi davranamam olmuyor kafamın içindekiler susmuyor bu yüzden gidiyorum işte"

"Susturma o zaman"

"Ne?" Birden dediği şeyle kafamı ona doğru çevirip şaşkınlıkla ona baktım dediği şeyi kasıtlı ve cümlemi anlayarak mı demişti yoksa öylesine mi demişti emin değildim

"Kafanın içindekileri diyorum susturma gerçekten hiç bir şeyin farkında olmadığımı mı sanıyorsun gunwook sana böyle davranmamın altındaki tek nedenin arkadaş olmamız olduğunu mu düşünüyorsun bence bir şeyleri görmeyen sensin gunwook önce beni kendine aşık ettin şimdide benden kaçıp gidiyorsun"

"Bir dakika ne?" A-aşk mı onu kendime aşık mı etmiştim? Bunca zaman benden hoşlanıyor muydu? Bu bir şaka olmalıydı. Her kim yapıyorsa beni en büyük zaafımdan vuruyordu

"Sen park gunwook beni kendine aşık ettin" ciddiydi. Kulağa çok saçma geliyordu ama Gyuvin ciddiydi ben şaşkınlıkla ona bakarken konuşmaya devam etti

"Ama şimdi gitmek istiyorsun, beni burada bırakıp gidiyorsun... ve beni göğsüme yerleştirdiğin ağrıyla bırakıp gidiyorsun.. sen gidersen bu ağrıyla nasıl başa çıkarım bilmiyorum ama sen bizim hikayemizi başlamadan bitiriyorsun gunwook..." cümleleri yüzüme tokat gibi çarpmıştı hiçbir şey diyemedim. Sanki dilim tutulmuştu. Yüzüne baktım ağlamak üzereydi gözleri dolu doluydu.

"Gyuvin.. ben..." cümlelerimi kafamda toparlayamıyordum çok büyük bir şok içindeydim kendimi toparlamaya çalışırken hiç beklemediğim bir şey oldu gyuvin usulca yaklaşıp dudaklarımızı buluşturdu sıcacık dudaklarını dudaklarımda hissetmek cenneti yaşamak gibiydi ilk önce bu ani hareketiyle şaşırdım ama sonra hayallerimi süsleyen bu anın sonunda gerçekleşmesiyle Gyuvinin öpücüğüne karşılık vermeye başladım. Gyuvin nefes nefese bir şekilde geri çekildi.

"Ben.. ö-özür dilerim gunwook... unut bunu olur mu..?" Sorusu beni şaşırtmıştı neden özür diliyordu ki neden unutmamı istiyordu istemeden mi öpmüştü beni...

"Özür dilemene gerek yok, gyuvin" gyuvin başını salladı ardından garip sessizlik geri döndü ve ikimizde ne diyeceğimizi bilmeden oturduk saate baktım uçuşuma 2 saat kalmıştı artık havaalanında olmam gerekiyordu o da bunu fark etmiş olmalı ki korkuyla sordu

"Yine de gideceksin değil mi?"

"Gitmem gerek" dedim sessiz bir şekilde sesim çıkmıyordu bana cevap vermedi sessizce iç çekti.

"Yine bir şeyleri fark etmekte çok geç kaldım değil mi?" Diye sordu yüzümde buruk bir gülümseme oluştu

"Belki de ben korkaklık yapmışımdır?"

"Böyle olmak zorunda değil, gitme gunwook"

"Üzgünüm gyuvin verdiğim sözleri bozamam artık çok geç ailem abim herkes bana bunu yapmam için herşeyleriyle destek oldular onları yüz üstü bırakamam"

"Onları yüz üstü bırakmamak için, beni yalnız bırakıyorsun gunwook"

"Üzgünüm gyuvin" ardından kalbimdeki ağrıyla birlikte ayağa kalktım

"Bazı şeylerin böyle olması gerekir, istemesemde gitmek zorundayım affet beni kendine iyi bak"

Slm yıllar sonra yb geldi
Nasılsınız 6 months okuyucuları sonraki bölüm final umarım ficin konusunu unutmamışsınızdır görüşürüz🎀

 6 months • gyuwookWhere stories live. Discover now