GÇ - 4.BÖLÜM

56 8 3
                                    

DESCENDANTS OF THE SUN KORE DRAMASI UYARLAMASIDIR

GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA HİÇBİR ALAKASI YOKTUR.

Oy vermeyi ve yorum yapmayi unutmayinnn

"BAZI AŞKLAR YARIM KALMALI"


*

"İki hafta oldu neredeyse. Bir haber var mı senin şu askerden? Neydi adı?"

Derya sıkıntıyla iç çekti, oturduğu yere daha da yayılırken. Efsun'a, en yakın arkadaşına dönüp bakmak dahi istemiyordu çünkü bu sorunun cevabı dünde aynıydı, bugünde aynıydı.

Yarın ne olacaktı bilmiyordu bile.

Efsun, Ateş'i hiç sevmemişti. Derya'nın mutsuz olacağını düşünüyordu ve haliyle yakın arkadaşının iyiliğini düşünüyordu. Bu yüzden her fırsatta bunu ima etmekten çekinmiyordu. Ancak böyle davranıyor oluşu da Derya'nın canını sıkıyordu. Evet, adamdan çok hoşlanmıştı evet bazı şeylerinin o da farkındaydı ancak yine de ona karşı olan hisler biraz değişikti.

Derya bunu ilk kez yaşıyordu. Bu yüzden içindekileri anlamlandırmak onun için tam bir savaşken en yakın arkadaşından gördüğü muamele. Üstelik, bunun için bile doğru zaman olmalıydı. Aylardır beklediği mülakata girmişti ve iyi geçmesine rağmen pozisyonun kendisine verilmeyeceğinden neredeyse emindi. Düşünmesi gereken o kadar çok şey vardı ki, üzülmesi gereken. Bir yağmurun ortasında kalmış gibiydi. Sersemlemiş, ne yapacağını bilmeyen.

O kriz insanı değildi. Belirsizliklerle savaşmak noktasında da iyi değildi. Kendini tanıdığı için, her zaman dikkatli hareket etmişti. Kendini tahammül edemediği hiçbir duruma sokmamaya özen göstermişti bu yaşına kadar.

Hiçbir zaman şu an yaşadığı gibi bir durumun kendini ve duygularını içine çekip yutmasına izin vermemiş, her seferinde ya yolunu değiştirmiş ya hayatından kesip atmıştı düğümü.

Fakat tam olarak burada, Efsun'un karşısında otururken kendini hep o sakındığı uzak kaldığı o ateşin içine bile bile attığını fark etmişti.

Ateş, özel görevdeydi. Ona ulaşmak imkânsızdı. Üstelik en kötüsü beraber sözleştikleri akşamın bile yaşanmasına, beraber biraz bile vakit geçirmelerine izin vermemişti bu durum. Yani bir anda ortadan kaybolan bir Ateş ve geçirilemeyen bir randevu.

Ne bir haber, ne bir iz... Derya, öylece Ateş kendisini bulana kadar beklemek zorundaydı.

En nefret ettiği şeydi işte. Bir dakika bile durmazdı başkası olsa. Ama Ateş için engel olan bir şeyler vardı.

İçindeki sesi dinlemesi gerektiğini biliyordu ve öyle yapacaktı. Ateş ne zaman dönerse ona verdiği sözü tutacak, kendi için yapacağı şeyse hoşlandığı adamla güzel bir gün geçirmek olacaktı. Ancak daha fazlası yoktu işte. Uzatmayacaktı kadın. Ondan deliler gibi istese de bir geleceklerinin olmayacağını daha ilk randevuda ekildiğinde anlamıştı. Böyle, umut içine girdiği için kendinden utanıyordu. Yutkunmak istediğinde boğazına bir şey takıldı.

Acı verici bazı hisler.

İstemese de, böyle olmasının en doğru olacağı kesindi.

"Hey! Sana diyorum."

Derya, Efsun'un sesini ikinci kez duyduğunda derin bir nefes aldı yine ve yine.

"Ne? Ne oldu?"

"Ateş'ten bir haber var mı diye sordum, daldın gittin."

Güneşin Çocukları / DESCENDANTS OF THE SUN KORE DRAMASI UYARLAMASIDIRDove le storie prendono vita. Scoprilo ora