13.BÖLÜM

11.4K 334 97
                                    



Sabahın ışıkları başarılı olmayınca, sırtımın ağrısı uykudan uyanmamı sağlamıştı.
Kaç gündür  koltukta uyuyordum ve artık son günlerde sırtım ağrımaya başlamıştı.
Yüzüm buruşuk bir şekilde koltukta doğruldum.
Başım dönüyordu ve öldüresiye ağrıyordu. Parmaklarımla her ne kadar kafama baskı uygulasam da ağrısı geçmiyordu.
Bu baş ağrısı dün geceyi parça parça hatırlatıyordu.

Dün içtiğim içkilerin acı tadı dilimde hala canlıydı. İçimi yakan, boğazımdan aşağıya doğru kayan her yutkunma, dün gecenin bulanık hatıralarını beraberinde getiriyordu.
Eve ne zaman döndüğümü, ne zaman koltukta uykuya daldığımı kestiremiyorum.

Bade ortalıkta yoktu, şimdiye kadar soru bombardımanına uğramadığım için de gece geç geldiğimi fark etmediğini gösteriyordu.
Beni beklemeyip uyuduğu için çok şanslıyım.

Artık bade'den de o kadar utanıyorum ki...
Onun karşısında bile en ufak gururum kalmamıştı, baksana eminim dün gece tekrar barışıp özgürün yanında kaldığımı sanıp aramamış bile...
Gurursuz helin tekrar yelkenleri suya indirdi sanmış.gerçi indirmiştim... Özgürle öpüşürken o son cümleyi söylemese şu an özgür'ün yatağında uyuyor olurdum.
Her seferinde kendime bunu neden yapıyordum?

Özgüre aşık mıyım ben? Bilmiyorum.
Özgür'den başkasını gözüm görmüyordu ki
Zaten onun ev dediği hapishanesinden, aşk dediği tutsağından, sevgi dediği kapanından dışarı çıkamamışım hiçbir zaman.
Benim gözümde bir ben vardım bir özgür bir de yaşadığımız bu dünya.
Sanki en doğru kişiyi bulmuşum gibi artık onu kaybetmeyi göze alamıyordum.
Belki de bu yüzden hep boyun eğmişim.

Allahım peki ya dün gecenin ikinci felaketi, Denize ne demeli?
Bir anda olaylar nasıl oraya kadar ilerledi hiç kestiremiyorum.
Benimle konuşma tarzı geçen seferki karşılaşmalarımızdan o kadar farklıydı ki resmen özgürün ruhu denizin bedenine el koymuş gibiydi.

Sanki herşey kabusmuş gibi geliyordu ama ne yazık ki gerçekten yaşamıştım o zorlu anları.
Bana karşı bu kadar ahlaksızca konuşmasını sağlayacak ne yapmıştım ki?

Başarabildiğim kadar denizle mesafemi hep korumuştum. Benimle o şekilde konuşacak samimiyeti hiç bir zaman kurmamıştık.
Ona o tarz soruları o üslûpla sormasına izin verecek en ufak bir davranışım bile olmamıştı...
Ama tabi ki bunun karşılığında, denize babasının oğlu desem her şey yerine oturur bence.





******





Direksiyona kafamı yaslamış hâla kurtulamadığım o lanet baş ağrısıyla emlakçının götünü kaldırıp anlaştığımız adrese gelmesini bekliyordum.

Güneşin öğlen sıcaklığı arabanın camını delip içeri sızmayı başarıyordu.
Ve bu kışın ortasındaki saçma sıcaklık beni halsizleştiriyordu.

Bade'den borç alabileceğimi öğrendiğimde sabah emlakçıyı arayıp daha uygun ve daha kabul edilebilir evlere bakabileceğimi söyledim ve anlaşmamıza göre şu an o evlerden birinin önündeyim ve onu bekliyorum.

Etrafı incelemek için baya bir zamanım olmuştu, sessiz ve temiz mahalleye benziyordu.
Elimdeki para ancak mahalle apartmanlarına yetiyordu, tabi eğer şanslıysam ve temiz, en azından yaşana bilir olanını bulabilirsem.
Artık özgür sayesinde alıştığım şık ve modern evleri ve o dışı parıltılı ama içi çöplük hayatı unutma vakti gelmişti.

O tombul emlakçının bir türlü geleceği yok en azından etrafı biraz daha inceleyelim bakalım...

Sokaklar, zamanın izlerini taşıyan eski renkli renkli binalarla dolu. Gürültüsüz, sakin atmosfer ve herkesin kendi kendine meşgul olduğu, mahallenin genelde huzurlu olduğunu gösteriyor ama tabi ki şimdilik.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 05 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ÜÇGEN | +18 |Where stories live. Discover now