🦋 BÖLÜM 2 🦋

Börja om från början
                                    

Aldın boynunun ölçüsünü Kelebek! Bir rahat dur kızım! Bu adamı yanında ne bu cesaret?!!!

"Ne münasebet!!!" Diye çıkıştım. Sırıttı. Beni görmezden gelirken telefonunu çıkardı bir şeyler yaparak kulağına koydu. "Alp konum atıyorum çabuk gel." Deyip telefonu kapattı. Gözleri üzerimde gezindi. Eli saçlarıma gitti. Kaşlarım çatık bir şekilde "Napıyorsun?!" Diye sorduğumda küçümser bakışları beni buldu. "Sana mı sorucam?!" Ciddi bir ifade ile "Bana dokunacaksan bana soracaksın oğlum!" Deyip parmak salladığım da kendini gülmemek için çok zor tutuyordu. "Oğlum?!" Sırıttım. "Ne dememi isterdin ki?" Dedim. Göz deviridi.

Kelebek attı gol oldu!!!!

"Saçında çim var." Dedi umursamaz bir sesle. Saçlarıma çeki düzen vermeye çalıştım. "Hala o çim orada." Saçımı parmaklarımla taradım. Yine de elime bir çim gelmemişti. "O çim oradan çıkıcak biliyorsun dimi?!" Buna o mu karar veriyordu!!! "Hayır orada kalacak!" O inatçıysa ben daha inatçıydım! "Çıkıcak dedim kızım!!" Omuzlarımı indirip kaldırdım "Bana ne?" Boynunu çıtlattı. "Ben çıkıcak dediysem çıkacak! Ben normal bir adam değilim! Her istediğimi yaparım!" Dediğinde çok sert konuşmuştu. Ne kadar korksam da umursamıyor gibi davrandım. Elini tam saçlarıma atıyordu ki tek ayakla yana kaydım. Bir an belimden tuttu beni kendine çekti. Eli belime sarılı bir şekilde göğsüne omzum çarpıyor. Vücudum ona yan duruyordu. Dikkatli bir şekilde saçımdan çim çıkarıyordu. Onu dikkatlice izliyordum. Saçımdan çimi çıkardığında büyük bir zafer kazanmış gibi gülümsedi. Sonra onun bu kadar yakının da olduğumu fark ettiğinde yutkundu, adem elması hareket etmişti.

Beni bıraktığında sarsıldım. Tek ayak üstünde durduğum için de diğerini de dengede durmak için yere basmıştım. Küçük bir inilti ağzımdan kaçmıştı bile. Ayağım sızlıyordu. Hemen kolunu tuttum ve burkuk ayağımı havaya kaldırdım. Kafamı kaldırdığımda sert gözleriyle karşılaştım. "Hak ettin." Dediğinde gözlerim eminim ki sinirli bakıyordu. "Ne hak ettin be pislik! Senin yüzünden oldu zaten öküz!" Diyip boşta ki elimle sert bir şekilde koluna vurdum. "Aaa!" Kolunu tuttu. "Sanırım kolumu kırdın çok acıyor!" Dediğinde gözlerim kocaman oldu. "Özür dilerim gerçekten çok özür dilerim!" Dedim umarım kolu kırılmamıştır. Küçük bir kahkaha attı. "Sen gerçekten çok safsın!"

Az önceki cümlelerinde sanırım benim gerizekalı olduğumu söylüyordu. Bu üzücüydü. Ben bir salak değildim belki de benim hakkımda yalan yanlış şeyler düşünüyordu. Onun evine gittiğimde nolacaktı bilmiyordum.

Yan taraftan korna sesi geldiğinde Kadem bana baktı "Yürüyebilecek misin?" Başımı salladım. Yarı topallar şekilde yürüdüm. Ayağım gerçekten çok kötüydü. Arabaya kadar ne acı çektiğimi ben biliyordum. Arka koltuğa oturduğumda bu Sert adam yanıma oturdu. Gözleri acı çeken yüzümü inceledi sonra da her zaman ki olduğu gibi beni umursamadan önüne döndü. "Abi?" Kadem bugün ikinci kez boynunu çıtlattı. "Efendim Alp?" Arabayı süren adam "Bu kız kim abi?" Kadem'in gözü üstümde gezindi. "Kelebek, yeni şarkıcım." Alp'ın dikiz aynasından kaşlarını havaya kaldırdığını gördüm. Sanki bir şeye şaşırmıştı.

30 dakika sonra:

Araba durduğunda Kadem hemen aşağı indi ve ben inene kadar kapının önünde dikilmişti. Arabadan inerken ve yürürken acıyan ayağıma basmamaya çalışarak arabadan indim ve onun arkasından yürüyerek villaya giriş yaptık. Koridorda durdu ve bana döndü. Arkamdan Alp gelmişti. Siyah saçlı, uzun boylu, buğday tenli ve yemyeşil gözlere sahipti. Sert yüz hatları Kadem'in ki kadar korku salmıyor o hatlarda elini gezdirmek istiyordu insan. Büyük ihtimalle benle aynı yaştaydı. Kadem'in sesi ile onu dikizlemeyi kestim. "Odan hazır. Yarın bir insan ol, bir kuaförlerin elleri sana değsin! Akşam da ilk iş gününe başlayacaksın ve bugün söylediğin şarkıyı söyleyeceksin." Kaşlarım çatık bir şekilde ona bakıyordum.

KELEBEK ÖMRÜMDär berättelser lever. Upptäck nu