1 haftanın sonu

35 2 0
                                    

Güzel güneşli bir günde, Surasthana Mabedi' ndeki güney batıda olan odasında, yatağının üzerinde, elinde etiyoloji ile ilgili bir kitabı okuyordu wanderer. Sol eli ile kitabın sayfalarını çevirmek zor olduğu için kendi kendine söylendi:

—sokucam sol elimin beceriksizliğine.

Sonraki sayfayı çevirirken zorlandı ve zorlandığı için kitabı masasının üzerine  o anki sinirle fırlattı. Sonra:

—bu kadar ders çalışmak yeter, dedi.

Kendini geriye doğru bıraktı. Yatağına yattı. Sonra alçıda olan sağ eline baktı ve:

— Seni bundan sonra daha çok seveceğim sağ elim, dedi.

O anda kapısı tıklandı. Sonra biri seslendi:

— içeri gelebilirmiyim?

Bu nahidanın sesiydi. Wanderer:

— gelebilirsin.

Nahida içeri girdi. Wanderer de oturur pozisyona geldi. Nahida:

— bugün nasıl hissediyorsun wanderer?

— iyi gibiyim

— yani kötü müsün?

— hayır?

— tamam...eee... Ah şimdi hatırladım. Yarın saat 5 te kadın hükümdarlar ile bir çay partisi veriyorum. Ama tabikide çariçe yok.

— kimler var?

— ben, furina ve... r–

— RAIDEN OROSPUSU

— aaa öyle deme. Kızdım bak

— peki.

— traveler ve paimonda gelecek.

— tamam.

— ve birisi daha var.

—  ...

— şey onu söylemeliyim bilmiyorum.

— kimlerin geleceği umurumda değil.

Wanderer odadan çıktı. Karışık duygular içindeydi. Bir an nereye gitsem diye düşündü. Surasthana' da mı kalmalımıydı yoksa dışarı çıkıp 1 haftadır görmediği güneşe mi baksaydı.
Biraz hava almalıyım diye düşündü. Mabedin kapısını açtı. Kapıyı açar açmaz yüzüne kocaman bir ışık vurdu. İçinden güneş bu kadar aydınlatıyormuydu dedi. Dışarıya ilk adımını attı. Kafasındaki şapkayı gözlerinin önüne çekti çünkü gözüne güneş geliyordu...

Artık tamamen dışarıdaydı. Nöbetçi olan paralı askerlerden biri wanderere yöneldi ve:

— bugün nasıl hissediyorsun?

— çok daha iyiyim.

— umarım hızlıca iyileşirsin.

— teşekkürler.

Wanderer hızlıca oradan uzaklaştı. Korktuğu başına gelmişti. Gelen geçen tüm tanıdıkları "geçmiş olsun" diyecekti. "İçinden birdaha ölsemde bir yerimi kırmayacağım" dedi. Kılık değiştirsem diye düşündü. Ama üzerindeki kıyafetler ve kocaman şapkası ile zaten çok dikkat çekiyordu. Aşağıya doğru iniyordu bir yandan. Akademinin önünden geçecekti. Geçemedi. Tanıdıkları vardı. Hemde çok vardı. Duraksadı, ne yapsam diye düşündü." Aşağıya doğru mu atlasam" dedi. Ama eli kırıktı. Elimi sikiyim dedi. 
Snirlenmişti. Derince nefes aldı ve aldığı nefesi geri verdi. "Sâkin ol wanderer" dedi kısık sesle. Düşünmeye başladı. "Zorunlu olarak buradan inmem lazım. Şimdi eğer koşarak inersem daha fazla dikkat çekerim ve tekrar takılıp bir yerlerimi kırabilirim. Bu plan çok kötü oldu. Akademinin arkasından dolana bilirim genelde amurta öğrencileri olur oldu ve onlar beni tanımıyorlar. Ah hayır olamaz Bette amurta öğrencisi."

Wanderer: HAYATIMI MAHVETTİN!Where stories live. Discover now