Birk saat önce zehirlenmesine rağmen gayet iyi görünmesini delta olmasına bağlıyorum. Çok çabuk iyileşiyordu ve çok güçlüydü.

Aramızda geçen konuşma böyle son bulurken Taehyung "Annemler nerede?" Diye sorduğunda bende "Herkes gitti. Refakatçin benim." Demiştim.

Bunu söylememden sonra yüzünde oluşan gülümseme gözümde kaçmamıştı. Gözlerim onun dışında odanın her yerinde gezinirken Taehyung bana dönerek "Hmm" diye mırıldanmış ardından da "Gelsene buraya niye orada duruyorsun hala." Demişti.

Cidden niye kapı girişinde duruyordum?

Küçük adımlarla Taehyung'un yanına vardığımda yatağın yanında olan küçük koltuğa oturmuş odayı incelemeye başlamıştım.

İlk geldiğimde korktuğum için göz gezdirmemiştim. Ama ondan önce dönüp aklımda olan şeyi Taehyung'a sordum.

"Yemek yedin mi?"

"Evet, sen?"

"Yedim. İlaçlarını içtin mi peki?"

"İçtim merak etme."

Başımı olumlu anlamda sallayıp tekrar odaya göz gezdirdim. Açık tonların olduğu ferah bir odaydı. Büyük bir yatak ve yatağın iki tarafında olan bej renginde koltuklar, ikişer tane komidin, buzdolabı, televizyon ve giyinme dolabı vardı. İçerde olan kişiyi boğmayacak türden bir odaydı.

Odayı incelemeyi bıraktığımda dikkatimi tekrar Taehyung'a verdim.

"Bu kadar çabuk toparlanmana şaşırdım açıkçası. Gerçekten güçlü bir kurdun var."

Sorum üzerine fazla düşünmeden "Kurdum güçlü evet ama başka bir nedeni daha var." Demiş benim merakla "Ne?" Diye solumama sebep olmuştu.

Derin bir nefes alıp yatakta biraz daha doğruluğunda "Kurdum güçlü ama asıl iyileşmeme sebep olan şey sen ve kurdunun varlığı." Demesi bir şok dalgasının vücuduma akın etmesine sebep olmuştu.

Bunu bilmiyordum ve kurdum da söylememişti. Ona şaşkınlığımı mimiklerime yansıtan yüzüm ile bakarken bu halime kıkırdamıştı.

"Bilmiyor muydu?" Diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda sallamıştım. Uzanıp yanaklarımı çekerken "Yerim seni." Dediğinde utangaç bir şekilde gülümsemiştim geri çekildiğinde.

Yarın taburcu olacağını tahmin ediyorum. Umarım öyle olurdu çünkü bir an önce onu eskisi gibi görmek istiyorum. Onu hala bu hastahane kıyaflerinin içinde görmek bile beni bilmediğim bir sebepten dolayı korkutuyordu.

Ben düşüncelerim ile bu şekilde çelişirken Taehyung'un bana sebebini bilmediğim bir şekilde gülümseyerek baktığını görünce bende gülümsemiştim. Diyorum ya gülümsemesi bulaşıcı diye. Onun gülümsediğini gören herkese bulaşıyor. Eşsiz bir gülümsemeye sahip çünkü.

"Çok ağladın mı?"

Taehyung'dan gelen soru ile başımı iki yana sallamış "Birazcık ağladım." Demiştim. Oda bu dediğime tekrar gülmüş elini saçlarıma uzatıp okşarken "Seni içime sokasım var." yüzne kendini zor tutarmış gibi bir ifade takınıp söylemişti bunları.

Bizim aramızda geçen bazen uzun, bazen kısa sohbetler, arda atışmaların olduğu konuşmalar ile zaman çoktan su gibi akıp geçmiş, Taehyung'un bugünkü son ilaç saatine gelmişti.

Onunla olduğumda zamanın nasıl geçtiğini bilmiyordum ve sıkılmıyordum. Hatta bazen öyle zamanlar oluyordu ki zamanın hiç geçmemesini o anda takılı kalmasını istiyordum.

Taehyung ilaçlarını içtikten sonra canım sıkıldığı için televizyonu açmaya karar verdim. Taehyung'a dönüp "Bir şey izlemek ister misin?" diye sorduğumda "Hayır" diye kısaca konuşmuş bir süredir yaptığı gibi tekrar beni incelemeye başlamıştı.

Full Moon Night Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin